Erdoğan'dan kavga eden AKP'li gazeteciler sorusuna yanıt

Erdoğan'dan kavga eden AKP'li gazeteciler sorusuna yanıt

Erdoğan'a Hindistan dönüşü son günlerde çok merak edilen AKP'li gazetecilerin kavgası soruldu.

Erdoğan kısa bir ziyaret gerçekleştirdiği Hindistan dönüşünde uçakta gazetecilerin çeşitli sorularını yanıtladı. En çok merak edilen sorunun yanıtı ise AKP'de süren kavgaya ilşkindi. Bir süredir AKP'ye yakın gazeteciler arasında "Reisçi," ve "Abdullah Gül" ekibi rekabeti konu edilerek ağır suçlamalara varan çatışmalar yaşanıyordu. Erdoğan sorunun bu kısmına yanıt vermedi ama, kendisine yakın reisci gazetecilere destek anlamında "İslamcı" tartışmalarına ilginç bir örnekle yanıt verdi.

TEKKEYE MÜRİT ARAMIYORUZ

Erdoğan günlerdir süren AKP'yi destekleyen yazarlar arasında süren birbirlerine karşı kokainman diyecek kadar şiddetlenen yazarlar konusunda açıklama yaptı.Erdoğan yaptığı açıklamada kavga eden taraflar konusunda iism vermenden şöyle bir açıklama yaptı.

KAVGANIN HANGİ TARAFINA DESTEK VERDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan "“İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor” deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki" dedi. Erdoğan bu açıklaması ile yine Reisçi tabir edilen yazarların görüşlerine yakın durmuş oldu. Desteklediği gazeteciler ise Gül ve Davutoğlu ekibine sürekli saldıran kesim.

HİNDİSTAN DÖNÜŞÜ UÇAKTA KONUŞTU

Hürriyet'ten Verda Özer'in haberine göre, Erdoğan Hindistan dönüşü uçakta gazetecilerle sohbetinde sorulara özetle şu yanıtları verdi:

(ABD’li askerlerin Suriye sınırında PKK/PYD’lilerle birlikte nöbet tutması ve Rusların da Afrin’de benzer adımlar atması) Bizim son dönemdeki mücadelemiz Afrin tarafında değil. El Rai ve güneye iniyoruz; Dabık, El Bab ve oradan doğuya gidiyoruz. Bahsettiğiniz ABD’lilerin olayı bizim hareket alanımız içinde cereyan ediyor. 

ABD ZİYARETİNİ ÖNEMSİYORUM

Ben, 16 Mayıs’ta ABD’ye yapacağım ziyareti önemsiyorum. Yapılanları, adeta Obama döneminin bir kalıntısı, o dönemdeki komuta heyetinin aynı şeyleri devam ettirmesi olarak görüyorum. Ziyaretimizde tüm bunları Sayın Başkan’la görüşeceğiz, resimleriyle kendilerine aktaracağız. Bunların bizi ne kadar rahatsız ettiğini ifade edeceğiz. 

BU ŞEKİLDE DEVAM EDERSE

Bu şekilde devam edecek olursa Amerika ile uzlaşma içinde olmamız mümkün değil. ABD’nin bizim düşmanımız olan terör örgütleriyle birlikte hareket etmesini tabii ki doğru bulmuyoruz. Sanıyorum ki Sayın Trump da bizim bu düşüncelerimize olumlu yaklaşacaktır. 

Bizler ülkemize yönelik tehdit ve tacizlere elbette izin veremeyiz. Nitekim Afrin tarafından da bizim topraklarımıza son dönemde yapılan saldırılar oldu. Biz angajman kurallarını işlettik. Onlara da gereken cevabı verdik. 
Hatay’ın oralardan alın doğuya kadar bunlar oldu. 5- 6 karakolumuzun rahatsız edilmesi karşısında da angajman kurallarının gereği yapıldı.

YOL ARKADAŞLIĞINDAN ÇIKTILAR

(Son zamanlarda AKP'yi destekleyen yazarlar arasında başlayan tartışmalar) Bahsettikleriniz arasında, kurucusu olduğum partiyi geçmişte desteklemiş olanlar bulunabilir. Ama onların bu desteklerini daha sonra da aynen sürdürdüklerini düşünmüyorum. 

Daha sonra ibreleri değişti. Yol arkadaşıysan, gönül arkadaşıysan, pazara kadar değil mezara kadar gidilir. Bunların bir kısmı pazara kadar geldiler, sonra trenden indiler. Hele hele son dönemde, çok çirkin, kabul edemeyeceğimiz yaklaşımlara şahit olduk. 
İSLAMCI OLMAK YA DA OLMAMAK

Bu bir defa yolda, çizgide istikrarsızlıktır. Sırat-ı müstakim’den sapmadır. “İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor” deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki. Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanını, milletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır. 

BAZILARI ŞİRAZESİNDEN ÇIKARDI

Ama bazıları işi tamamen şirazesinden çıkardı. İşi, kendi belirledikleri çerçevede kalan insanları ‘doğru’, onun dışındakileri de ‘yanlış’ addetme noktasına getirdiler. Onların da böyle bir hakları yok, benim de yok. 

Kaldı ki ebedi alemin ölçüsü hiçbirimizin elinde değil. Kimse bunu teraziye çıkarmasın. Hele hele çok ağır olacak ama uluhiyet davasına da kimse girmesin...

İlgili Haberler