SEÇMEN NE DEDİ?

 

Seçim biteli yüzyıllar olmuş; yorumların ardı arkası gelmiyor. Seçmen, seçime katılanlara hangi iletiyi verdi; bir de benden dinleyin.

Tayyip’e:

-Kim ne derse desin seçimin galibi sensin, sonuç ortada. Diploma, diploma diye cavcav edenleri suya götürüp susuz getirdin. 16 yıl milletin anasından emdiği sütü burnundan getirdikten sonra bu kadar oy alabildiğine göre demek ki doğru yoldasın, şimdiye kadar ne yaptıysan, yapmaya devam et. Ben olsam kalan fabrikaları da satarım.

Kılıçdaroğlu’na:

-Seni bi tek Dersimliler anladı; onlar da yanlış anladı. Partiyi hâlâ CHP sananlar var sakın renk verme, bu şekil devam et. Yıllardır partiyi 20/25 bandında tutarak olmazı başardın, istikrarı sağladın. İbik kaldırma potansiyeli taşıyanları kapının önüne koydun, demokrasi kazandı. Kullanımdan kaldırdığın Altıok’u parti programından da çıkardın mı, kına gibi un olacak. Yürü bre Dersimli Kemal, kim tutar seni.

Bahçeli’ye:

-Fırsat bir kez daha ayağına geldi, kilit parti oldun. Gerçi iktidardaki ümmetçilikle senin milliyetçiliğin uyuşmuyor ama milliyetçiliği yeniden tanımlar onu da çözümlersin. Üstümüzde mavi gök kararmadıkça, altımızda yağız yer yarılmadıkça seni kuyudan adam çıkarmaktan kim alıkoyabilir! Oyunu en çok artıran parti olarak seçimin galibi sensin.

Demirtaş’a:

-Gençsin, yakışıklısın, saz çalıp türkü söylüyorsun; kim tutar seni. Lakin işin zor. Bir tarafta İmralı, bir tarafta Kandil, bir tarafta fraksiyonlar; haydi Trump’ı, Merkel’i ikna ettin diyelim, Tayyip ne olacak; ne zaman ne diyeceğini bilemezsin. Sen, sen ol sopayı elinden bırakma; ömür biter pazarlık bitmez çünkü. Ödünç oy, mödünç oy; seçimin galibi sensin.

Akşener’e:

-Ablam, sen düzgün bir politikacısın ama politika düzgün değil. Alkışlara bakıp sevinme, oylara bakıp yerinme çünkü ahali böyle. Sağ taraf hâlâ açık, elini çabuk tutmaya bak yoksa birisi gelip kapatacak.

Karamollaoğlu’na:

-Ağbi kusura bakma, toz dumandan seni göremedik. Bizim görmeyişimiz bir şey değil, ahali de göremedi. Hayırlara vesile olur inşallah.

Perinçek’e:

-İktidar olmadan politika yapmanın nimeti az ama külfeti de az. En ideali gurup kurmaya yetecek kadar milletvekili; bir iki de belediye oldu mu, yeme de yanında yat. Çünkü o zaman demokrasi görüntüsünün olmazsa olmazı muhalefet, ete kemiğe bürünmüş oluyor. Böyle olunca da ne oluyor, devlet baba kesenin ağzını açıyor.

Ahaliye:

-Yoksulluğunuza, yoksunluğunuza bakıp da umudunuzu yitirmeyin. Öteki tarafta huriler, gılmanlar, şarap akan ırmaklar… sizi bekliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar