Paris Cinayetin de, Kafa Karıştıran Sorular

Neden diğerlerinden bir fazla kurşun sıkıldı, Kahraman Maraş’lı Fidan Doğan’a?

 
"Fransa'dan Flaşh Açıklama" başlığı ile dün öğlenden sonra duyurduğumuz haberi hatırlarsınız. Özetle şuydu haber.
 
Paris'te Kürdistan Enformasyon Bürosu'na düzenlenen saldırıda Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Söylemez'in öldürülmesine dair Paris Mahkemesi'nde Paris Cumhuriyet Savcısı François Molins, soruşturmayı yürüten iki anti-terör biriminin başkanı Merkez Adli Polis Müdürü Christian Lothion ve İçişleri Adli Polis Genel Müdürü Christian Flaesh ile birlikte üçlü basın toplantısı düzenleyerek bilgi verdi.

Paris Cumhuriyet Savcısı Molins, "Zanlı kameralara yakalandı. Kameralar incelenmeye devam ediyor. Cinayet öğle saatlerinde 12.00 - 13.00 arasında işlenmiş. Zanlı Ömer Güney 30 yaşında, Şarkışlalı. Saldırıda tek silah kullanıldı. 3 kadın da aynı silahla öldürülmüş. Zanlı 12:43 - 13:21 arasında binada olduğu belirlendi. Zanlının son iki yıldır PKK'lı olduğu tespit edildi. Zanlı tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildi.

 
Paris savcısı tarafından yapılan ve çok ayrıntılı olmayan açıklamalar gece saatlerinde detaylanmaya başladı. Zanlıya ait bilgiler netleşmeye başladı. Hatta şüphelinin Sivas’ta bir köyde yaşayan amcasına ve yakın akrabalarına ulaşıldı, bilgiler alındı, bu yakınlar Tv programlarına canlı bağlantılar kuruldu. 

Yapılan tüm ayrıntılı açıklamalara, verilen detaylara ve tahminlere rağmen hala cinayetin sebebi netleşmedi. Fransız basınında farklı gazetelerde yapılan haberlerde bir çok neden sıralanıyordu. Bizim medya da birbirinden farklı görüşlere yer vermeye devam etti açıklamaların ardından.

Bir Fransız gazetesi işin içerisinde aşk ve ihtiras olabileceğini yazarken, BDP  Eş Başkanı Selahattin Demirtaş cinayetin Nato Gladyosu tarafından tertip edildiğinden, neredeyse emin bir şekilde konuşmaktaydı. Oda TV konuyla ilgili yaptığı, Perinçek ile Demirtaş’ı birbirine yakınlaştırma haberi ile de konu gündemine renk bile katmıştı.

Her zaman ki gibi, tüm medya sonucu ilk ben bileceğim yarışında en hızlı at olma gayreti içerisindeydi dün.

Oysa eldekiler ve olmayanlar çok net ve bariz ortadaydı.
Fransız Savcısının açıklamaları, türlü şekillerde haber metinleri haline getirilmiş ama özünde aynı bilgilerin etrafında dönmekteydi.

O bilgiler neydi?

Cinayet öğle saatlerinde 12.00 - 13.00 arasında işlenmişti. Zanlı da tam da bu saatlerde binadaydı kameraya yakalanmıştı. Ayrıca yine zanlı Ömer Güney, eldeki kanıtlara göre Sakine Cansız’ı en son gören ve beraber olan kişiydi. Cinayetlerin işlendiği saatten hemen önce Sakine Cansız ile kısa bir süre binadan dışarı çıkmışlar ve geri dönmüşlerdi. Bu bilgide kanıtlara dayanıyordu. Fransız Polisi bunlardan yüzde yüz emindi. Ayrıca, Ömer Güney’in üzerinde ve arabasında barut izleri vardı. 

Başka kesin olan faktörler de yok değildi aslında. 
Cinayet silahı tekti ve 3 kadına toplam 10 kurşun sıkılmıştı. Markası özelliği hakkında net bilgi verilmeyen, bir silahtan çıkan 10 kurşunun 3 Sakine Cansız’a, 3’ü Leyla Söylemez’e ve 4 kurşun da Fidan Doğan’a sıkılmıştı. Hepsi başlarına ateş edilerek öldürülmüşlerdi.(bazı kaynaklar 7.65 desede polis bilgilerinde net değil sanki bu konu)

Polis açıklamalarında yok gibiydi ama Fidan Doğan’a sıkılan 4 kurşunun biri başına, diğerleri karnına ateş edilmişti.

Toparlarsak Fransız Savcının "eminiz" dediği açıklamalarından, şimdilik şu sonuç çıkıyor ortaya. 

5 Yaşında Fransa ya gitmiş, Sivas Şarkışla doğumlu, 2 yıllık PKK lı 30 yaşında bir Türk, PKK nın, üç önemli mensubunu, şifreli kapıları olan güvenliği yüksek bir evde, 10 kere ateş ederek öldürüyor.

Sonra hiç iz bırakmadan sessizce binadan çıkıyor, evine gidiyor. Ama Fransız polisinin tanık çağrısı yayını üzerine, kendisi gidip ifade veriyor ve yine evine dönüyor.

Ancak daha sonra polis, kamera görüntülerini izledikten sonra tekrar sorguya aldığında, saçmalamaya başlıyor, derine inildiğinde ise her şey ortaya çıkıyor. Tıpkı, filmlerde olduğu gibi.

 
Net olmayan noktalar neler diye düşündüğümüzde ise şunları sıralamak mümkün görünüyor.

Ömer Güney’i Sakine Cansız’a, Paris’te eşlik etmesi için örgüt görev vermiş. Peki, bu örgüt görevlisi kimdir?

Cinayet ortamında bulunan kovanlarda, bir DNA izine rastlanmış ama Ömer Güneye ait çıkmamış, hala araştırılıyor ama sahibini bulmak zayıf bir ihtimalmiş. Oysa polisin açıklamasında,Güney'in PKK 'lı bir ev arkadaşından söz ediliyor. O serbest bırakılmış. Nasıl çabucak temize çıktı?

Polis Ömer Güney’in yoksul biri olduğunu ama üzerinde, 930 Euro nasıl bulunduğunu anlamaya çalışıyor. ( 8 Ocak Sakine Cansız adına çekilmiş bu para, 1000 Euro olarak)
 
Kimse bu konudan bahsetmiyor ama Sakine ve Leyla’ya 3 kurşun sıkan Güney, Fidan Doğan’a neden 4 kurşun sıkıyor?

Cinayetlerin işlendiği ortamda hiçbir boğuşma ya da direnme izi bulunamamış. İnceden inceye planlanmış bir cinayet olmasa, tek kişinin, sıradan olmayan PKK tecrübesinde ki 3 kadını, bu kodar kolay öldürmesi olası mı?  Nasıl?

Tüm kurbanların başlarına sıkılan 3 er kurşun, ya duyulan nefretin boyutunu, ya da kesin ölmelerini istemenin belirtisi olabilir mi? Peki. Hangisi?

Fransız gazetelerinde çokça konu edilen bir nokta ise, Ömer Güney’in psikolojik sorunlu, ya da kadınlara karşı sorunlu olduğu hakkında yapılan haberler. Eğer bu doğruysa, bu 3 kadın bu sorunun farkına hiç varamamış olabilirler mi? Ve ya Ömer Güney seçilmiş biri mi? (Sivas’ta yaşayan amcası da beyninde tümör var diyor)

Polis açıklamalarında büyükçe bir çantadan bahsediyor sürekli. Bu büyükçe çanta da neler taşındığı konusunda hiçbir bilgi verilmiyor. Öte yandan, Ömer Güney evden son çıktığında bu çanta ile birlikte ayrılmış. O çanta da ne vardı?
 
Bilinemeyen tüm soruların yanıtlarına ulaşmak ve bu cinayetlerin, hem de kritik bir süreçte hangi amaçla işlendiğini bulmak çok önemli.

Eğer sonuçta birileri çıkarda,  ya da bizzat cinayeti işlediği düşünülen zanlı , “bu cinayetleri işleme nedenim asla siyasi değildir” derse buna inanmak gerçekten çok zor olacaktır.

Zaten şu ana kadar gelen bilgilerde, Ömer Güney cinayeti asla kabul etmiyor. Bana komplo kuruldu diyor. Kamera görüntüleri manuple edildi diyor. Polis ise ona tabiki inanmıyor,çün elde ki tek zanlı.

Ancak, cinayetin faili ya da faillerinin bulunması kadar, cinayet nedenlerininde net bir şekilde ortaya konulması, çok zaruri görünüyor.

 
Çünkü PKK için çok önemli olan 3 üst düzey kadının öldürülmesi ile,  herhangi bir ülkenin üç bakanının öldürülmesi arasında hiçbir fark yoktur.

Kuşkusuz kendi tahsis ettiği görevli tarafından, 3 bakanı öldürülmüş devletin üzerinde kalabilecek sorumluk kadar, PKK'da bu cinayetlerin aydınlatılmasından sorumlu tutulacaktır.

Nedendir bilmiyorum.? Nedense ben bu cinayetlerin düğümün de, Fidan Doğan’ın olduğunu düşünüyorum.

PKK’nın Fransa temsilcisi olan. Hani, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın tanıyorum dediği isim, Fidan Doğan.

Son soru. Neden diğerlerinden bir fazla kurşun sıkıldı acaba, Kahraman Maraş’lı Fidan Doğan’a?


 

Önceki ve Sonraki Yazılar