İbrahim Karamemet

İbrahim Karamemet

Kemâl Derviş Yine Devrede

 CHP İstanbul Ataköy’de Uluslararası bir ekonomi çalıştayı topluyor. Bu çalıştayın


moderatörlüğünü (yönetimini) Kemâl Derviş yapacakmış. Artık tüm yönelimimiz 

gençler olduğu için söylüyorum. Gençler, Kemâl Derviş’i hatırlamayabilirsiniz. 

Kemâl Derviş’in ilk sahneye çıktığında Dünyayı sarsan Taksim gençliği daha 

ilkokula başlamamamıştı, oyun çağındaydılar. Bir zahmet bu Kemâl’in kim 

olduğu, ne iş yaptığı ve Türkiye’de neler yaptığını biraz araştırın. Anneleriniz, 

babalarınız politikayla ve ekonomiyle pek ilgili değillerse dahi belli oranlarda 

bilgi vereceklerdir. Size Kemâl’i anlatanlar özellikle, Ecevit koalisyonunda 

patlayıveren büyük ekonomik krizden sonra, Türkiye dibe vurduğunda 

ekonomiyi düzeltmek için Amerika’daki işini bırakıp büyük tantanalarla 

Türkiye’ye gelişini ve ekonomi bakanı olduktan bir süre sonra Başbakan Bülent 

Ecevit’e bile haber vermeden iki hafta izini kaybettirip yok olduğunun öyküsünü 

anımsasınlar. Sonradan ortaya çıktı ki, meğerse Kemâlim Amerika’ya gitmiş, 

Türk ekonomisini kurtarmak için orada çalışıyormuş. Yaa, gördünüz mü ne 

Kemâl’lerimiz var bizim. Sadece Mustafa Kemâl ve Kemâl Kılıçdaroğlu değil.

Bu Kemâl şimdi yine sahnede. CHP başkanı Kemâl Kılıçdaroğlu’nun Amerika 

gezisinden hemen sonra topladığı ekonomi çalıştayının moderatorü olarak 

sahnede başrolde. İkisi birlikte açılış öncesi bir demeç verdiler. Kemâl 

Derviş :”Sosyal Demokratlar olarak ekonomiye bakacağız, dünyanın önemli 

sosyal demokrat ekonomistleri de bu çalıştaya katılıyor.”, dedi. Sevsinler.

O sosyal democrat Kemâl Derviş 2002 seçimlerinden önce AKP nin geliş 

tamtamları çalarken, ben CHP den aday olacağım falan derken, saman altından 

su yürütüp DSP ile yıldızı pek parlak gitmeyen, eşi az bulunur dürüst ve düzgün 

İsmail Cem İpekçi’yi büyük umutlarla kandırıp DSP den koparmış ve beraber bir 

parti kurdutmuş, sonra son dakikada vazcayıp gene soluğu Amerika’da almıştı. 

İsmail Cem İpekçi iyot gibi açıkta kalmıştı, ve seçimler çok yakın olduğu için de 

hiçbir toparlama yapamamıştı. Sonrasında kanser oldu gitti adamcağız. Aynı 

benzer taktiği Mehmet Ağar da ,Erkan Mumcuya yapmış, onu kandırarak açıkta 

bırakmıştı. Bu numarası ona da yaramadı, Mehmet Ağarda silindi gitti. Ama 

Kemâl Derviş’in bu o zaman nedenini anlayamadığımız manevrası ile Mehmet 

Ağar’ın hemen hemen aynı tutumu seçmen nezdinde diğer partilere de olan 

zaten pamuk ipliği ile bağlı güveni hepten sarsmış oylar paramparça bölünmüş 

ve yeni bir arayış olarak büyük bir seçmen çoğunluğunu son dakikada AKP ye 

yönlendirmişti. Geliş o geliş, işte AKP halâ başımızda. İşte bu sosyal democrat 

Kamâl Derviş yine ortalarda dolanıyor.

Bu ne demektir biliyor musunuz? Aynı 2001 yılındaki senaryo önümüze gelecek 

demektir. Allah için Kemâl Derviş dibe vurmuş olan Türk Ekonomisini düze 

çıkartmış hatta öteye bile taşımıştı. Ama ne pahasına.. 1999 Gölcük depreminden 

sonra iyice kemerleri sıkan Türkiye, 2000 ve 2001 krizinden sonra hele hele 

Kemâl Derviş ekonominin dümenine geçince bin beter sıkıntılarla kemeri 

iyice boğmuş, adeta halk nefes alamaz duruma gelmişti. Ama ekonomi rayına 

oturmuş ve tıkırında gitmeye başlamıştı. Ardından küreselleşme adı altında 

global emperyalizmin boyundurluğuna girdi. Bu arada büyük şirketler biraz 

sarsıntı geçirdiyse de onlara pek birşey olmadı ve fedakârlık her zaman olduğu 

gibi çalışanlara ve orta sınıfa düştü. Şu her sene memura, işçiye ve emekliye 

yapılan komik zamlar var ya, işte o zamanın kemer sıkmalarından Kemâl Derviş 

programlarından miras kalma. AKP zaten miras yemeye çok meraklı. Düzelen 

ekonominin getirilerini de kendi miras hanesine yazdı ve yıllarca ekonomi 

tıkırında diye böbürlerdi. Ne var ki, üstüne bir şey katmadığı gibi olanı da har 

vurup harman savurdu. Yetmedi herşeyimizi sattı. O da yetmedi baktı ki, durum 

başaşağı gidiyor ve hele olan kendi boğazlarına yetmiyor suyumuzu, toprağımızı, 

toprağımızın altını sattı, satmakta. Kemâl Derviş’ten AKP ye kalan ikinci miras 

da bu işte. Ve iktidar verileri ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın, tekrar 

battığımız gün gibi aşikâr. Üstelik uluslararası politika dipte, Türkiye’nin itibarı 

hiç kalmamış ve AKP gidici gözüküyor. İşte bu kırılma noktasında pat diye tekrar 

Kemâl Derviş çıkıyor ortaya. Hacıyatmaz gibi.

Bundan sonra olacaklar ise, şayet sosyal demokratlar iktidara gelirse yıllarca 

batık bir ekonomiyle ve kaybolan uluslararası itibarı düzeltmekle uğraşacaklar. 

Hele hele Kemâl Derviş gibilerinin kılavuzluğunda yürürlerse bunun tedbirleri 

yine çok sıkı olacak. Ama kahraman Türk millet bu fedakârlığı da yapacak 

ve ekonomi gene düzelecek. Ama çalışanın, üretenin durumu düzelmeyecek 

daha kötüye gidecek, birkaç yıl sonra insanlar usanacak. Ve bir dahaki seçim 

dönemine ya AKP, ya da benzer birileri çıkacak gene ve o düzelmiş ekonomiyi 

devralıp gene ben yaptım diye böbürlenecek ve gene har vurup harman 

savuracak. En önce de kendi ceplerini dolduracaklar.

Ha bu Kemâl Derviş’in Türkiye’ye geldikten sonra yaptıkları hafızalarımızda 

daha taze de, öncesine de bir bakmak gerek. Kendileri başarılı bir öğrenci 

olarak London School of Economics’den mezun olup, yüksek lisanlarını da aynı 

okulda yapmıştır. Sonra Amerika Biryeşik Devletleri, Princeton Üniversite’sinde 

doktorasını almıştır. Hani bu geçmişi de kişinin nerelerde durduğu konusunda 

önemli bir göstergedir. Gözden uzak tutulmamalıdır.

Birileri Kemâl Kılıçdaroğlu’nun kulağına fısıldamalı ve demeli ki, iki Kemâl 

bir arada olmaz. Ötekinin adını ya Kamal yapın, ya da fazla bulaşmayın o ne 

derse, neye kalkışırsa kalkışsın fazla hemhâl olmadan gönderin gitsin. Bu arada 

sayılarımız az olsa da benim gibi birçok kişinin bu Kamal Derviş olayından 

midelerimizin bulandığını söylemem gerekir. CHP de adam kalmadı mı ki, 

sahneye gene Kamal Derviş çıkıyor. CHP nin seçimler öncesi bu konulara ve bu 

tür eğilimlerine dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum. Türk aydını artık eskisi 

gibi günlük politika rüzgârında savrulmuyor, hepimiz uyandık artık.

Önceki ve Sonraki Yazılar