ERDOĞAN'IN YERİNE ABDULLAH GÜL MÜ GELECEK

ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SİTESİNDE ŞOK BİLGİ

ERDOĞAN’IN YERİNE ABDULLAH GÜL MÜ HAZIRLANIYOR?
 
Son birkaç ay içerisinde, lideri olduğu AKP ve Erdoğan için her şey çok değişti. Çok değil 4-5 ay önce ülkeye başkan ya da yarı başkan (Partili) olacağı, en kötü ihtimalle ise Abdullah Gül’den sonra cumhurbaşkanı olacağı konuşuluyordu. En kötü ihtimal 10 yıllık iktidarının en başından beri dizayn etmeye çalıştığı ve neredeyse başarmak üzere olduğu ülke siyaseti, yargısı, giderek anayasasında yapmak istediği değişiklikler ile olası bile görünüyordu. Fakat 4-5 ay içerisinde, neredeyse her şey Erdoğan için kötü gitmeye başladı. “2013 e kadar bitirilecek yoksa bir şekilde hallederiz” dediği anayasa değişiklikleri hala yerinde sayıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için, hasta yatağından talimat vererek geçirdiği “Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giremez” yasası, Anayasa Mahkemesinden geri döndü. Eğer Anayasada yapmak istediği, “başkanlık, yarı başkanlık” değişikliklerini beceremez ise (ki öyle görünüyor) Erdoğan’a tek seçenek kalıyor.
 
2014 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri yarışına girerek Cumhurbaşkanı olabilmek. Ama başına gelenlerden sonra o seçimlere girse bile başarılı olabilir mi? Zor bir ihtimal.
 
ERDOĞAN’IN YİTEN ŞANSI KİME EKLENECEK
 
4-5 ay içerisinde büyük bir hızla kaybettiği, halk desteği, işin başında kendisini canı gönülden destekleyen bir çok kesim ve misyonun desteği, yabancı ülkelerde “0” sorun diye başlayan politikanın, iflas ederek yitirdiği prestijin arkasından, bu yarışı kazanma olanağı var mı?
 
Üstelik her geçen gün kötüye giden ekonomik veriler, artan işsizlik, büyüyen dış politika sorunları Erdoğan’ın elinden uçup giden cumhurbaşkanlığı projesinin yerine, kim gelecek sorusu insanları meşgul ediyor şu sıralar? Ne medyada ne siyasi kulislerde hala ortaya çıkan kuvvetli bir aday görünmüyor. Hala en çok konuşulan isim, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
 
Abdullah Gül’ün adaylığını açık açık isteyenlerin başında Bülent Arınç geliyor kuşkusuz. Bu konuda kulislerde konuşulan önemli bir destekçinin de Fethullah Gülen cemaati olduğu sır olmaktan çıktı neredeyse. Çok dillendirilmeyen başka bir önemli destekçinin Amerika olduğu ise uzun zamandır konuşulmakta zaten. Fethullah Gülen ve diğer olası destekçilerin, Gül’ü tercihleri anlaşılabilir mantıkta ama Amerika neden Gül’ü tercih ediyor sorusunun yanıtını irdelemek gerekiyor.

AMERİKA ABDULLAH GÜL’Ü NEDEN İSTİYOR?
 
Erdoğan son 4-5 ayda bu denli büyük destekçi erozyonuna uğramasaydı, Amerika’nın, yeni anayasa ile birlikte, Abdullah Gül ile bir "görev değiş tokuşu" istediği konuşulmaktaydı sessizce. Ama bu değişiklik sonunda, kimin bir numara olacağı sorunu vardı. Amerika için, Abdullah Gül, ister başbakan olsun, ister Cumhurbaşkanı, en yetkili olmalıydı tercihi kafaları karıştırıyordu. Neden?
 
Çünkü Amerika artık stratejik ortağı Türkiye’nin, en yetkilisi olarak Başbakan Erdoğan’ı görmek istemiyordu. Ve tıpkı 10 yıllık misafiri Fethullah Gülen gibi bu isteğini, AKP misyonu ve tabanı ayrışmadan, nasıl gerçekleşebileceği hesaplarını yapıyordu.
 
Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı görevi boyunca AKP politikalarını hiç engellemeyerek, misyonun bir parçası olduğunu sürekli göstermişti. Yani Gül, hala AKP misyonunun Erdoğan’dan sonra 1 numaralı ismiydi. Erdoğan gibi “fevri ve tek adam ihtirasları” görünmüyor, krizleri soft yöntemler ile karşılıyor, en önemlisi AKP tabanı üzerinde zaten var olan olan, prestij ve itibara sahipliği giderek artıyordu. Bütün bunların yanında ise önemli olan başka bir özelliği daha vardı Abdullah Gül’ün Amerika için.


 
ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SİTESİNDE ŞOK BİLGİ
 
Amerika Dış İşleri Bakanlığı resmi sitesinde, 2009 yılında yayınladığı ama her nedense sonradan yayından kaldırdığı bir sayfada, “Abdullah GÜL’ü biz yetiştirdik” iddiasında bulunuyordu. Yani “Sizin Cumhurbaşkanını biz yetiştirdik, seminerimizde eğittik, burs verdik” diyorlardı açıkça.
Üstelik Amerika Dışişleri Bakanlığı sitesinde öne sürülen bu iddia, sadece Abdullah Gül ile ilgi de değildi. Yayınlanan listede hem Türkiye’den, hem dünyadan bir çok devlet başkanı, başbakan, (bazıları halen görevde) ünlü yazar ve bilim adamları, ünlü gazeteciler ve bir çok yetkin, yetkili, etkili siyasetçiler de vardı.
 
Bu durum Türkiye’de birkaç gazete de ve köşede yer aldı. Ama nedense merkez medya bunda bir haber değeri görmemiş olacak ki, ucundan kenarından bile yayınlamadı. AKP politikasının yandaş medya ile yarattığı illüzyonu, artık etraflıca anladığımız için buna hiç şaşırmadık araştırmamızı yaparken.

Yine çok aradık ama yapılan haberlere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir itirazını da bulamadık. Sayın cumhurbaşkanı bizim haberimiz üzerine itiraz edecek olursa seve seve yayınlarız. İtiraz ederse burada yayınlarız.
Ancak kısa bir süre sonra Amerikan Dışişleri bakanlığının o listeyi ve içeriği yayından kaldırdığını fark ettik. Neyse ki internet, öyle bir teknolojiydi ki, bir kere yayınlanan bir daha kolay kolay silinemiyordu. Bizde bulabildiklerimizi burada yayınlama kararı verdik..
 
AMERİKA'NIN ABDULLAH GÜL’Ü BİZ YETİŞTİRDİK İDDİASININ BELGELERİ
 
Konu ile ilgili yaptığımız araştırma sonuçlarında, bir çok teori ile karşılaştık. Ancak Amerika söz konusu olduğunda, zaten birden çok komplo teorileri olması neredeyse normaldi.
 
Bu nedenle, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Arslan Bulut’un 20/12/2012 günlü köşe yazısına, söz konusu ABD Dışişleri Bakanlığı sitesinden, yorumsuz olarak taşıdığı bazı bölümleri, okura yine yorumsuz aktarmakla yetineceğiz. ABD Dışişleri Bakanlığı Sitesinden aktarılanlar da uzunca bir liste de yer alıyordu. O listeyi de yayınlıyoruz.

Haber Artı Türk yayıncılığa başladığından beri, havada uçuşan komplo teorileri yerine, belgelere dayandırdığı habercilik etiğinin bir gereği olarak, belgelerin ortaya çıkardığı soruları sormakla yetinecektir. İşte o belgeler. Önce Arslan Bulut’un yazısına eklediği ve bize en ilginç gelen paragrafları aktaralım.
 
YAZAR ALPARSLAN BULUT YAZISINDA AKTARIYOR
 
Sitede aynen şöyle deniliyor:
 
“Türkiye Fulbright Eğitim Komisyonu Türk ve Amerikalı üniversite mezunlarını, akademisyenleri ve öğretmenleri seyahat ve diğer masraflarını kapsayan burslarla destekler ve ABD’de eğitim almak isteyen Türk öğrencilere danışmanlık hizmeti sunar.
Komisyon 1949’daki kuruluşundan beri, Türk ve Amerikan hükümetleri tarafından fonlanmıştır. Komisyon bu fonu artırmak için özel bağışlar da kabul etmektedir.

Türkiye Fulbright Programı kurulduğundan beri 4000’den fazla Türk ve Amerikalı öğrenci ile akademisyene burs imkânı sağlamıştır.

Fulbright mezunu Türk öğrenci ve öğretim üyeleri programlarını tamamlayıp kendi ülkelerine geri dönünce, kurumlarında önemli mevki sahibi olmuş, eğitim aldıkları ülke ile bağlarını da koparmayarak, Fulbright’ın amacını uygulamış ve gerçekleştirmiş olurlar.
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İngiltere’de Exeter Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptı ancak ABD Dışişleri Bakanlığı internet sitesinde Bakanlığın ECA bursu ile okuduğu bildiriliyor.”
 
AMERİKAN BÜYÜKELÇİSİ PROGRAMI DOĞRULADI
 
Haberimizin sonunda ki linkte, Türkiye Fulbright Eğitim Komisyonu ile ilgili bir tanıtım etkinliği düzenleyen ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin, açıklamalarının yer aldığı bir videoyu izleyebilirsiniz.

ABD BÜYÜKELÇİSİNİN TANITIM VİDEOSU İÇİN
TIKLAYINIZ

 
SORULAR

Haber araştırmamızın sonunda ortaya bir çok soru çıktı. Bizde bu soruları sıralayıp, yanıtlarını bulmaya çalışacağız. İşte o sorular.
 
*Amerika gibi süper bir güç, aralarında onlarca devlet başkanı, başbakan, üst düzey yetkili olan yabancı ülke siyasetçilerini neden eğitir, onlara neden burs verir?

*ABD’nin, uzun yıllar önce başlatıp halen sürdürdüğü bu program ile burs verdiği, eğittiği bu siyasetçi ve diğer mesleklerden bir çok insanın, ülkelerinde en üst düzey görevlere yükselmesi bir tesadüf olabilir mi?

*Cumhurbaşkanı Gül’ünde söz konusu seminer ve burslular arasında olması iddiası doğru mudur, değilse o liste neden yayınlanmış, sonra neden kaldırılmıştır.

*Abdullah Gül böyle bir programa katıldıysa, neden gizli tutmayı tercih etmektedir. Katılmadıysa neden itiraz etmemektedir?
 

Aslında bu konuda sorular çok fazla üretebilir. Biz diğer soruları araştırmamız geliştikçe gündeme getirmekte yarar görüyoruz. Ama en önemli soru tabi ki şu olacaktır.
 
*Yaptığımız araştırma sonucunda, 4-5 aydır olup bitenlerin ardından, şu anda tartışılmaz bir biçimde desteğini kaybeden Başbakan Erdoğan’ın yerine, Türkiye ve AKP idaresini Abdullah Gül mü devralacaktır?


https://twitter.com/HaberArtiTurk

[email protected]
 


 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar