Direniş, Redhack, Taraftar Kardeşliği ve Kim Bu HaberArtı Türk

Sizlere bir kendimizi anlatmak yerine, gezi direnişinden ne anladığımızı ve sonuçlarını yorumladık. Biz bu ülkenin insanını böyle görüyoruz. Direnişin kahramanları gibi. Halkın direnişte verdiği mesajlar gibi.



Resmi olarak yayına başlayalı altı ayı geçti. Her gün bir çok mesaj geliyor postamıza. Övgülerde var, yergilerde doğal olarak. 6 aylık habercilik hayatımızda gerçekten de büyük bir mesafe kaydettik, okur desteği sayesinde.

Akla hayale gelmeyen engeller ile karşılaşmamıza rağmen, bir yılımızı bile doldurmadan tüm dünyada 120 bin, Türkiye’de ise 3 bin site içerisindeyiz an itibariyle. Aslında ilk bin site içerisinde girmiştik ama biliyorsunuz, 20 gün süren bir engelleme ile karşılaştık.

Bize hosting sağlayan şirket durup, dururken, kullandığımız bantın limitini düşürdü. Neyse başka bir servere taşındık ve şimdi normale döndük artık. O şirketle de hesaplaşmak için hazırlıklarımızı sürdürüyor avukatlarımız.


Haliyle, birden bire ortaya çıkan ve çok konuşulan bir Haber Artı Türk var artık, internet haberciliğin 1. Liginde. Tek kuruşluk reklam ve tanıtım bütçesi olmadan, tüm yazar, çizer, editör kadrosu gönüllü olan Haber Artı Türk, bu kadar çok okur desteğini nasıl sağladı, bunu gerçekten de tam olarak bilemiyoruz? Ama tahminlerimiz var. 

Bu tahminlere geçmeden önce , uzun zamandır güncel olan konu başlıklarına bir değinelim istiyoruz. Başlıkların ardından zaten bazı meraklarımızın yanıtları, yorumların içerisinden çıkacaktır diye düşünüyoruz.

GEZİ DİRENİŞİ

Gezi Direnişi 2 ayını bitirdi. Şu ana kadar 5 can hayatını kaybetti. Bir kaçı hala yaşam savaşı veriyor. Onlarca kişi kalıcı sakatlığa maruz kaldı, binlerce yaralı ve bir çok tutuklu var. Ayrıntıları tümyurttaşlar biliyor zaten . Ama kendiliğinden gelişen ve dinecek gibi görünmeyen bu direnişin verdiği mesajlar pek konuşulmadı. Direnenler kime ne mesaj verdi ? Hedeflerinde kimler vardı? Bu konuyu konuşmalıyız bir parça diye düşündük.

Direnişçiler; hiç kuşku yok ki ilk mesajını, her geçen gün keyfiliği ve tek adamlığı artan, iktidar politikalarına vermek istemiştir kuşkusuz. Zorbalığa, hukuksuzluğa, köleleştirmeye, cumhuriyet ilkelerinin aşındırılmasına ve en önemlisi , toplumu farklı kesimlere ayırmaya, biribirinden ötekeleştirmeye çalışan, zorba yönetime dur demiştir.

Siyasete verilen mesajlarlar şunlar bize göre;

Direnen halk oy verip yönetime geçmişte olsa, keyfiyete, ötekileştirmeye, toplumu ayrıştırmaya, har vurup harman savurmaya, Cumhuriyet ilkeleri ile canının istediği gibi oynamaya, yargıyı ve kolluk gücünü kendi arka bahçesi gibi kullanmaya, Cumhuriyetin moral değerleri ve kurumlarını aşındırmaya karşı direndiğini, çok net ortaya koymuştur.

Halk artık, "seçimler bitti keyfimi sürerim, gelecek seçime kadar astığım astık kestiğim kestik, devlet kurumlarını yeniden dizayn eder kendimi korurum, dünyalığımı yapar yandaşımı beslerim zihniyetine dur demiştir. Tüm bunları iktidar gücü ile yapsanda biz uyumuyoruz, ayaktayız ve her an tependeyiz." mesajı vermiştir.

Halk iktidara ve muhalefetine, "Gizli kapaklı anlaşmalarınız, uzlaşmalarınız bize sökmez. Yasal haklarımızı askıya almanız, ötelemeniz farketmez, itirazımızı meydanlarda, sokaklarda, parklarda söylemeye devam edeceğiz " demiştir.

En önemlisi ise “Direnen Halk”, “Siz siyasetçiler kimi temsil ettiğinizi iddia ederseniz edin farketmez. Biz Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Çeçen, Ermeni, Rum kısaca geçmişi insanlık tarihinin en kanlı toprakları olan Anadolu’nun, geçmişten bu güne gelen halkıyız. Kimmiz Sunni, kimimiz Aleviyiz. Pek azımız Ermeni, Rum, Süryani hatta Zerdüşt ya da Ataistiz. Büyük çoğunluğumuz hem Müslüman hem Atatürk ilke ve devrimlerinin sahipçisiyiz. Bir kısmımız Sosyalist, Komünist, Turancı ya da Anarşistiz. Farklı düşünebiliriz, farklı inançlara sahip olabiliriz ama barış içerisinde yaşayabiliriz. Tıpkı geçmişte ki atalarımız gibi. Farklı takımların renklerine aşık olup stadlarda, tribünlerde küfürleşebiliriz. Ama yurdumuzu herbirimiz ayrı renk, ayrı inanç, ayrı düşünce ve felsefelerde aynı severiz.” Demiştir. Net olarak. Özet olarak iktidarı muhalefeti yavru muhalefeti olarak tüm siyasetin alması gerek mesaj budur.

Direnişin Kahramanları vardır.

Bize göre tarihe geçeceği hiç tartışmasız olan bu direnişin kahramanlarının başında, hayatını direnirken yitiren beş can yer alır. İsimlerini tekrar etmiyoruz, ezberimizde her birimizin. Yaralananlar, tutuklananlar ve aileleri yakınları da hiç kuşkusuz. Onlara dair çok şey yazdık, milyonlar bağırlarına bastı anılarını, paylaştılar, usanmadan anlattılar, diğerlerine.

Tarihte zorbaya karşı verilmiş tüm direnişlerin baş tacı, hayatını direnirken yitirenlerdir elbette. Çünkü onları yerine koyma olanağı yoktur hiçbir güç için. Ama direniş devam eder. Her zeminde, her dakika yeni bir yöntemle zorbanın orantısız gücüne karşı yeni bir direniş metodu icad ederek "kanıyla, sanatla, mizahla, durarak, şarkı söyleyerek, dans ederek, hackleyerek, korkmadan yazarak, korkmadan olup biteni direnenlere duyurarak, yılmadan direnişi karelere, videolara alarak, film yaparak, onurunu Pazar tezgahına koymadan sanatını icra ederek, stadlarda, meydanlarda takımlarının forması ile gür marşlar, sloganlar icad ederek." 


Bu liste uzar gider. Aklımıza gelip anmadıklarımız bağışlasınlar. Bu saydıklarımıza ihtiyacımız var. Onlar var olmalılar. Bu nedenle onlarıda atlamamlıyız listede. 

Redhack diye birileri?  

Kimlikleri, nerede yaşadıkları, nasıl geçindikleri, kişisel geçmişleri, hayat öyküleri, sevinçleri, hüzünleri bilinmiyor. Nufus kağıtlarında hepimizin bildiği, kapşonlu, maskeli bir fotoğrafları var. TV’ler de güzel konuşan bir erkek sesi ile tanışıyoruz sadece. Ama yaptıkları malum hepimizce.

Zorbanın kapalı kapılar arkasında yönettikleri halktan gizli ne dolaplar çevirdiğini onların yayınlarından öğrenebiliyoruz. Komünist ve Sosyalist olduklarını söylüyorlar, ürperiyoruz. Çünkü , bu ülkeyi on yıllardır yöneten sağ iktidarlar bize, sosyalizmin, komünizmin öcü olduğunu anlattı hep. Dinsiz, inançsız, toplumu eşya gibi gören bir rejimi enjekte ettiler çocuk beyinlerimize.

Şimdi , adını, soy adını, Redhack olarak bildiğimiz, ve kendilerini Sosyalist, Komünist olarak tanıtan onları, TV sohbetlerinde dinliyoruz. "Devrimci bir ahlaktan", söz ediyorlar ve tariften çok hoşlanıyoruz. Ve anlattıklarından dolayı onları, barışçıl, tüm halk kesimlerini ayırmadan kucaklayan, ezilenin, hor görülenin, aldatılanın, sömürelenin yanında, her türlü hukuksuzluğa karşı mücadelelerine tanık olup çok seviyoruz.

Tüm direniş boyunca cadde, cadde, sokak, sokak direnişe yardım ettiklerini,destek sağlamaya çalıştıklarına şahit oluyoruz. Kısaca kendimizden sayıyoruz onları. Nedeni basit ? Bizim gibi düşünüyorlar, onlarda barış ve özgürlük sevdalısı. Öncelikleri belli. Zorbadan kurtulmak. Her rengi seviyorlar. Her renk olarak düşünüp kansız bir savaş sürdürüyorlar. Barışı kim istemez ki?

Bu yüzden her tv sohbetlerinde halk onları dinliyor. Onları daha çok seviyor her geçen gün. İşte Direniş ve özgürlük umudumuzun kimliksiz kahramanları ve misyonlarının nufus kağıtların da yazı adı. REDHACK.

Siyasi bir parti değil, dernek değil, misyonu koşulsuz ,karşılıksız sevenleri


Ya Medya kahramanları;

Halk TV ve Ulusal Kanal başta, zorbaya karşı halkın meydanlarda sokaklarda verdiği ve sürdürmeye azimli olduğu bu savaşın tartışmasız 2 medya kahramanıdırlar. Hiç kuşku yok ki, bir çok da basılı gazete ve sayıları 10'u bulmayan internet siteleri de canla başla çalışmışlar ve herşeyi göze alıp, halka gerçeği yansıtmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Bu konuda sizlere daha fazla anlatılacak çok şey yok aslında. Herşeyi kendi gözlerinizle gördünüz ve tanık oldunuz zaten. Onları ise izleyerek destekledik. Şimdi ilk sıradalar. Zorluklar yok mu? var ama birlikte, dayanışarak aşacağız kuşkusuz.

Bir başka önemli kahramanları anmakta sıra şimdi. Biz bu kahramanlara “Taraftar Kardeşler” adını verdik.


Direnişin Taraftar Kardeşleri;

Biliyorduk ama direniş süreci içerisinde “ÇARŞI” anlamını, ulus olarak daha iyi kavradık. “GS liyim ama yükselenim Çarşı” Ya da “FB liyim ama Çarşı takımını tutuyorum” cümleleri hala paylaşılıp duruyor sosyal medyada. Evet Çarşı bu direnişte tarih yazdı hiç kuşku yok duruşuyla.

Kimse itiraz etmiyor zaten. GS, FB, hatta TS nin de içinde bulunduğu tüm farklı renklere gönül veren taraftarın kalbini kazandı çarşı. Fenerbahçe taraftarı da arkasından yetişti çok geçmeden. “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları ile tüm Kadıköy’ü inlettiler, Saraçoğlu’un da ki son maçlarında. Her yer Taksim demek biz “her rengiz” demenin sembolüdür artık bu ülkede. Süt neyse kaymağıda odur özetle.

Emperyalizme karşı topyekün kurtuluş savaşı vermiş bir ülkenin halkının, bağrından çıkacak futbol takımlarının taraftarı da budur işte. "Direnişin, yurt sevdasının, barışın, kardeşliğin konuşulmayacağının düşünüldüğü tek kesim takım taraftarlığıdır" diyenler utanmaktalar şimdilerde. İnatla, yurt sevgisi ile renk sevdalarını hamur eden taraftarlara selam olsun diyoruz sayfalarımızdan.


Peki Kim bu Haber Artı Türk?

En başta da söylemiştik. Bize gelen en çok soru, “siz kimsiniz?” sorusudur. Hangi partiyi destekleyeceğiz, hangi partiyi destekliyorsunuz, adınızda neden Türk var; Kürtlere karşımısınız, sadece Fenerbahçe yazıyorsunuz, Fenerli misiniz, Hep GS ye saldırıyorsunuz ayıp olmuyor mu, neden AKP’yi öven bu haberi yaptınız? Neden CHP’yi eleştirdiniz? Neden sosyal medya hesaplarınız da herkesle yüz göz oldunuz?

Daha çok soru var buna benzer.
.

Bu sorulara yanıt vermiyoruz. Kendimizi anlatmak sevdiğimiz bir şey değil. Yanlışta olabilir, eğer bunu yaparsak. Çünkü biz bir kişi değiliz. 30'dan fazla gazeteci, yazar, basın emekçisi bir ekibiz. "Önemli olan nasıl algılandığımızdır?" diyoruz hep. Ne düşündüğümüz değil."Haber’in Artısı" köşesini işte bunun için açtık. Sürekli gündemi burada yorumlayacağız ekibin bakış açısı olarak. Sizler de bizi daha iyi anlayacak, daha yakından tanıyacaksınız. Sevmezseniz desteklemeyeceksiniz, severseniz yükselteceksiniz.. Kuralı basit bu sendromun.

Sizlere biz, kendimizi anlatmak yerine, gezi direnişinden ne anladığımızı ve sonuçlarını yorumladık. Biz bu ülkenin insanını böyle görüyoruz. Direnişin kahramanları gibi. Halkın direnişte verdiği mesajlar gibi.

Sadece şunu eklemek yeterli olacak bizce. Biz sadece kanıtlara ve belgelere dayalı haberler yaparız . Bunların altına imza ederiz. Alıntılar da yaparız kuşkusuz, ajanslardan, başka haber kaynaklarından. Ama oralarda kendi imzamızı kullanmayız, sorumlusu onlardır sahibi olarak çünkü.

Ama biz her türlü emeğin sömürüsüne karşı olduğumuz gibi, basın emeğine ayrıca saygılıyız. Emekçisinin adını mutlaka kullanırız, alıntılarımızda. Parasını ödemiş olsak bile, yaratıcısının adını gururla koyarız, emek yoldaşımız olarak haberlerimize.

Fenerbahçe yazılarını, fenerbahçeli editör ve köşe yazarları yazıyor. Hepsi belgeli ve dayanaklı. Şu ana kadar yazdıklarımızdan tek bir düzeltme, mahkeme kararı ya da tekzip almadık. İşlerini doğru yapan bir Fenerbahçeli editör ve yazar var. Ama buradan ilan ediyoruz. Aynı şekilde belgeli, dayanaklı iddiaları olan, tüm takımların taraftarlarını, yazarlarını, editörlerini bizde yazmaya davet ediyoruz. Eğer biz iddialarımızda haksızsak, onlar yardımcı olsunlar tüm renklerin adalete kavuşmasına.


Gelecek yazıda dertleşmek üzere.

Haber Artı Türk


https://twitter.com/HaberArtiTurk


https://www.facebook.com/HaberArtiAkdeniz

Önceki ve Sonraki Yazılar