Cumhuriyet Gazetesi Sayın Yönetenlerine

Duru bir Türkçe kullanma konusunda yeterince özen gösterilmediği, köşe yazılarının çok uzatıldığı ve yazarların aynı alanda yoğunlaştıkları konusunda bir eleştiri göndermeye hazırlanıyordum ki “Bartu Soral vakası” ortaya çıktı. Onu sanık sandalyesine oturtanlar Cumhuriyet Vakfı senedini okudular mı bilmiyorum. Bartu Soral ne diyor:

“Hak ihlalleri, soruşturma aşamasının ağır aksak işletilmesinden ve delillerin eksik ve taraflı toplanmasından kaynaklanıyor. Tutuklamanın ölçüsüz uygulanmasıyla şüpheliler hüküm giymeden cezalandırılıyor. Bu kesinlikle kabul edemeyeceğimiz bir uygulama. Hukukun üstünlüğünü savunmak ve mağduriyetleri herkes için dile getirmek başka, Osman Kavala gibi bir profili yargı hatasından ötürü sürekli gündeme taşıyarak masum göstermek başka!..”

Neresini beğenmediniz, diye sormak gerekiyor.

Zorunlu iki ara dışında 60 yıla yaklaşan Cumhuriyet okurluğumla üzülüyorum. Demek ki Cumhuriyet Gazetesi hâla davetsiz misafirlerin vesayetinden kurtulamadı. Ali Sirmen bile Soral’ı hedef aldığına göre vakıf senedi CHP’nin Altıoku gibi yargılanmakta. Vakıf Senedi ortada dururken tiraj için ikinci Cumhuriyetçisiyle, liberaliyle, federasyoncusuyla sağ ve sol sapmalara şirin gözükmeye çalıştığını da aklıma bile getirmek istemiyorum.

Üçüncü kez ara vermeye kalkışırsam bir daha Cumhuriyet okuru olabilecek miyim bilemem. Bildiğim şu ki; Cumhuriyet Gazetesinde “maymunun eline ustura” vermeyenlerden ve “öğürenlerden” önce ben vardım.

Önceki ve Sonraki Yazılar