Mustafa Yıldırım

Mustafa Yıldırım

YALANIN TELLALI SUÇUN ORTAĞI

 

"Senaryonun tümünü görmeden içinde olma oğlum!" (*)

Bir siyasal önder ya da parti, yıllarca “düşman” deyip durduğu devleti, birdenbire övmeye başlarsa, hatta “devrimci” sayarsa şaşırmamalı!

Yolunu “yol” bellediği liderin devleti, o "düşman" deyip durduğu devletle işleri pişirmiş, büyükçe ihale bile almıştır.

Boşuna değildir "Vatan için İstiklal-i Tam, öncelikle akılda, yürekte istiklal gerektirir!" denmesi.

*

Yanar döner, sözde "devrimci", uzosever şarkıcıdan söz edince arkadaşım Turan Pazarlı, sözü babasına getirirdi:

"Nahiye Müdürü Babam derdi ki: Sahne tozuna bağlanandan hayır gelmez!" 

Aradan yıllar geçti; Nahiye Müdürü haklıymış:

"Şöhret hastalığı paşa-maşa dinlemiyor; yakalanan iflah olmuyor!"

*

Dava dosyasının tümünü görmeden, önünüze atılan rastlantılar dizisini gerçek diye yazanların amacı, idamlıkları kurtarmak olamaz mı?

Bir cinayetten söz ediyorsan, ölü bedeni, cinayet aracını, katilin izlerini bulacaksın! Dedikoduyla, yalnızca mantıksal kurgularla düşmanın bile olsa kimseyi suçlamayacaksın!

Senin de, sevdiklerinin de başına gelebilir!

Her insanın, her türden düşmanı olabilir. Hatta öldürülmesine sevinebilirler; ancak bu tutumları onların katil-suikastçı olduklarını göstermez!

Öyleyse "blog, facebook vb." yayınına dön, silmeye başla!

*

Internet çağımızın en büyük atılımıdır; ancak yalanları, uydurmaları insanlık tarihinde görülmemiş hızla yayan, yazılı-görsel medyayı binlerce kez aşan, kara propagandacıların örgütlerini yaya bırakan bir sistemdir. Üstelik yalan silinmiyor, sürekli yineleniyor.

Internete yazarken, yayınlarken yalanı yayanların aracı olmamak en temel ilkedir. Duygularımıza sesleniyor, öfkemizi destekliyor diye yayınlamak, yazmak, karanlığı besler!

Her önümüze konulanı, gerçekmiş gibi yaymadan önce kimin işine yarayacağını bir anlığına düşünsek mi?

SURİYE

Suriye yöneticileri Türklerin desteğini isteyecekse Hatay'ı Suriye sınırları içinde gösteren haritalarını kaldırsın!

Türkiye'den şimdi ya da gelecekte toprak istemeyeceğini, topraklarını Türkiye Cumhuriyeti karşıtlarına kullandırtmayacağını, açıklasın!

Topraklarını PKK üssü yaptığı için, Tahran'da İranlılarla, Ermenilerle, Yunanlılarla Türkiye karşıtı toplantılara katıldığı için; Hafız Esad, Tahran'daki İslam Konferansında Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bildiri dağıttığı için özür dilesin!

Halep-Baron Otel'deki Mustafa Kemal'in odasını belirten levhayı yeniden yerine koysun!

Biz Türkler, ancak ondan sonra gerisini düşünür; tüm yabancı güçleri, Suriye topraklarını boşaltması için uyarırız, hem de Türkiye yönetimini eline geçirenlere karşın!

Kısaca:

"Düşmanımın düşmanı dostumdur" dersen, sen de kötülerden birinin yardakçısı olabilirsin!

Kötülüğü bir kişinin, yalnızca bir grubun, bir odağın eseri diye yayanlara dikkat!

Onlar ya kötülük ağını bilmiyorlardır, cahilliklerini örtüyorlardır ya da kötülük ağının tellalıdırlar!

(*) Bir babanın oğluna mektubundan (Sivil Örümceğin Ağında) M. Yıldırım, 17 Şubat 2015

Önceki ve Sonraki Yazılar