Namık Kemal Mahallesinde Neler Oluyor

Devlet Mahallesi, Saraçoğlu Mahallesi olarak da bilinen, başkentin merkezinde ama merkezin yoğunluğunu barındırmayan, kent merkezine göre yeşili bol, gözünü rant bürümüşlerin iştahını kabartan bir yer olan bu mahalle,1945-1946 yıllarında Emlak Bankası tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin devlet eliyle yapılmış ilk toplu konut uygulamalarından biridir.

Devlet Mahallesi, Saraçoğlu Mahallesi olarak da bilinen, başkentin merkezinde ama merkezin yoğunluğunu barındırmayan, kent merkezine göre yeşili bol, gözünü rant bürümüşlerin iştahını kabartan bir yer olan bu mahalle,1945-1946 yıllarında Emlak Bankası tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin devlet eliyle yapılmış ilk toplu konut uygulamalarından biridir yani tarihi bir önemi de vardır.

İşte bu yerde 11,8 Hektar alan için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Başbakanlığa bir yazı döşendi ve dedi ki; bölgenin jeolojik yapısı ve üzerindeki yapılaşma açısından can ve mal kaybına yol açma riski taşıması sebebiyle, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hk.Kanuna göre Riskli Alan ilan edilsin. Bakanlar Kurulu da 2013/4248 sayılı karar ile burayı Riskli Alan ilan etti.  Kanuna göre Riskli Alan, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan alan demek.

Bakanlık; “Alanda, Ankara’nın marka değerinin arttırılması, bölgenin mekânsal nitelik kaybının giderilerek şehirsel canlılığın sağlanması amacıyla, insan odaklı kentsel gelişme ve tarihi kültürel değerlerin yaşatılarak korunduğu, özgün haliyle kent yaşamına kazandırıldığı bu alandaki fiziksel eskimenin durdurulup yaşam kalitesinin arttırılması gerekmektedir.  Bu amaçla mevcut yapıların müze, sanat galerileri, sanat atölyeleri gibi mekanlara dönüştürülerek yeşil dokunun korunduğu toplanma mekanı olarak da kullanılabilen açık mekanlar, yaya sokakları oluşturularak işlevlendirilip restore edilmesi ile tarihi ve kültürel miras alanlarının planlanıp, Cumhuriyetin kültürel mirasına sahip çıkarak gelecek kuşakların doğru bilgilenmesi sağlanarak projenin sürdürülmesi öngörülmektedir." diyor. Burası zaten kamunun mülkiyetinde, dolayısıyla gerçekten amaç iyileştirmek, yaya yolları, kültürel mekanlar açmaksa normal planlama süreçleri işletilerek yapılabilir. Ama Afet Kanunu gibi kanunlar ve mekanlar ve de kurumlar üstü bir yol kullanılıyor. Neden? Çünkü risk hikaye, biz bu kanunu niye çıkardık ayol, şöyle rahatça istediğimiz yıkımı yapalım yerine AVM, Otel falan koyalım diye.

BKK’nın ve lojmanların boşaltılmasına dair tebligatların iptali için davalar açılmış, Yürütmenin Durdurulmasına karar verilmiş. Normal olarak işlemi yapan kurumun bi durması lazım değil mi, ortada yargı kararı var. Uff ya siz hukuka saygıda kalmışınız, TOKİ’nin başı niye Şehircilik falan Bakanı yapıldı, her tür çözüm bulunur bizde. Lojmanlarda oturan değişik kurumlardan üst düzey bürokrata biraz yardımcı olsak, mesela  halen ortalama faizi 0.76 olan konut kredisini 0.30 dan kullandırsak da yeni birer ev sahibi olsalar. Bunu rüşvet olarak görüp reddedenler de olacak tabii ki, e bunların da suyunu elektriğini kestik mi mecbuurr.

Merak ettiğim çok şey var da şunu bi açıklasa bakan: Aradaki faiz farkını banka kendi kasasından ödemeyeceğine göre devlet mi karşılıyor? Neresinden, yani hangi bütçeden? 

Önceki ve Sonraki Yazılar