KOBANİ NE YANA DÜŞER?

Çok ünlü bir kural vardır: Bir cinayeti çözmek istiyorsan, o cinayetin kimin işine yaradığını bul, katili de bulursun.

Gelin, Kobani olaylarına bu açıdan bakalım.

Ben bu yazıyı yazarken saat 9 Ekim günü, saat sabaha karşı 3:31.

Şu ana kadar 22 insan ölmüş durumda. Olaylar böyle devam ederse, ölü sayısı da artacak.

Yakılan yıkılan yerlerin haddi hesabı yok… Atatürk büstleri, Türk bayrakları, belediye binaları, arabalar, otobüsler vs. Bir kere iş çığırından çıkınca her şeye saldırmak, her şeyi yakmak normal hale geliyor.

Peki, bundan kim yararlanıyor?

  • Bu insanlar neden sokakta? Kobani kuşatmasına dikkat çekmek ve Türkiye’de yaşayanları Kobani hakkında harekete geçirmek. Bu olaylar çıktığından beri bu amaca ulaşıldı mı? Tam tersine halkta bir tepki oluştu. Bu olayların haklı sebebi, haksız hale geldi gözlerinde.
  • Neden Atatürk büstü? Bu halkın en sinir oynatan noktası Atatürk iken, neden derdi Kobani olan birileri Atatürk büstü yaksın ki? Hele Atatürk hassasiyetini bildikleri ve bu eylemin kendilerine destek değil, tam tersine tepki olarak döneceğini bildikleri halde…
  • Kürtlerin ‘açılımı’ ne kadar ciddiye aldığını biliyoruz. Bu sürece zarar verecek eylemleri yapmalarının nedeni ne olabilir?
  • Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında, kendini ılımlı olarak tanımlamayan insanlardan bile sempati görmüştü. Şimdi bu kozu neden heba etsin ki?
  • Soru: Sizce Atatürk’ün varlığı AKP’yi mi daha çok rahatsız eder, yoksa PKK’yı mı?
  • Yakın zamanda yapılacak seçimlerde, yaklaşan ekonomik (hadi hafif tabiriyle) sıkıntıyı gören iktidar, bu durumdan nasıl nemalanır?

Ben hiç sizleri sıkmayayım ve düşüncemi direkt söyleyeyim:

Bu olaylardan en çok fayda sağlayan AKP iktidarıdır.

‘Memleketin içini karıştıran Kürtler’ fikri, yandaşlarında ‘bak bizimkiler bu kadar adım attı, Kürtler hala yakıp yıkıyor’ düşüncesini oluşturacak.

Ölümler nedeniyle; PKK, YPG, PYD, BDP-HDP gibi ‘üç harfliler’ hedef haline getirilecek,  IŞİD kadar korkunç oldukları algısı yaratılacak.

Kobani düşerse IŞİD, Rakka’yı tam bir stratejik lojistik merkez haline getirebilecek ve ilerleyen zamanlar için elini (her anlamda) çok güçlendirecek.

 Atatürk büstü meselesi ağızlara sakız edilecek, milletin hassasiyeti itinayla kaşınacak.

Seçime giderken, teskerede destek aldıkları MHP’den oy devşirilecek.

IŞİD cici, PKK, YPG, PYD, BDP-HDP gibi ‘üç harfliler’ kaka ilan edilecek.

Kendileri için aylarca kullanacakları mağduriyet, sivil halk için zarar-ziyan felaketi yaratılacak.

Gösterilerin ve müdahalenin benzerliğinden yararlanarak; olaylar Gezi’ye bağlanacak, yandaşlar tahrik edilecek.

Ama asıl önemlisi, IŞİD Rakka-Kobani hattını açarsa, bir sonraki hedefi direkt Esad rejimi olacak ve iktidarın en büyük kaşıntısı ‘Alevi Suriye’de iktidar el değiştirecek.

Vel hasılı kelam; aklı başında hiçbir Kürt bu olayları yapmış olamaz. Bu olsa olsa provokasyon olabilir. Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. İyi ile kötüyü, haklı ile haksızı birbirine karıştırmamalıyız.

Bu garip şiddet eylemlerinin kim tarafından yapıldığını kesin olarak bilmemize imkan yok. Ben bunun derin devlet işi olduğunu düşünüyor ve tüm olanları kınıyorum.

Son söz: Gezi bize devletin nasıl yalan söyleyebildiğini kanıtladı. Bunu da unutmayalım.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar