Gülgûn Feyman Budak

Gülgûn Feyman Budak

İçimizdeki Hainler!

ERMENİ SOYKIRIMI İDDİASI EMPERYALİST BİR YALANDIR



“Bu topraklarda 1 milyon Ermeni ve 30 bin Kürt öldürüldü ve benden başka hiç kimse bunu söylemeye cesaret edemiyor. O halde ben yapıyorum ve bu yüzden benden nefret ediyorlar.”

Edebiyatçı olduğu, roman yazdığı söylenen Orhan Pamuk, İsviçre’nin bir gazetesine aynen bunları söylüyordu. İddiasına göre 1915 ve 1917’de Ermenilere karşı etnik temizlik yapılmış, 1984’den başlayarak Kürtlere kötü muamele edilmiştir.

Bu sözler ülkemizde büyük yankı buldu ve “başımı bu konularda derde sokmak istiyorum” diyen Pamuk hakkında 2005 yılında 301.  maddeden dava açıldı. Böylece isteği gerçekleşmiş oldu. Başı dertteydi kendine göre!

Sonuç, bilindiği gibi Nobel Edebiyat Ödülü halinde kendisine KDV’si ile iade edildi. Yani Emperyalistlerin isteğini dillendirince ödülü bu oldu. Güle güle harcıyordur herhalde çünkü çok büyük para ödülü de aldı. Neyse…

Bugün neden bu konuya değinmek istedim?  Devrimci Sosyalist İşçi Partisi bazı malûm yazarları yanına alıp bir toplantı düzenledi. Konusu; ‘Devletler niçin özür dilemeli ve ırkçılığa, milliyetçiliğe dur de!’

DSİP bir siyasi partidir varlığına saygı duyarız. Ancak bugüne dek hiçbir seçime katılmamıştır. Sadece seçim zamanlarında “Kürt illeri” diye  tanımladığı Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde her zaman, Kürt Özgürlük Hareketi olarak  gördüğü siyasi çizginin partisine oy çağrısı yapmıştır. Bu bölgede Türk grupların politika yapmaması gerektiğini, “Kürdistan’ın Türkiye’nin sömürgesi olduğunu” ifade etmiştir. Yine bu parti 2010’ da yapılan Anayasa referandumunda  Adalet Ağaoğlu, Ferhat Kentel, Osman Can  türünden isimlerin de içinde yer aldığı “Yetmez ama Evet” kampanyasının örgütleyicilerinden olmuştur. 

DSİP’nin düzenlediği toplantıda Ermeni ve Kürt konusu Orhan Pamuk adlı yazarın görüşlerinin  paralelinde  ele alındı. Tepkiler de gecikmedi.

Burada Kürt  Konusu değil ele alacağım nokta. Sözde  Ermeni soykırım iddialarıyla Türkiye’ye dışarıdan yapılan yalan  yakıştırmalara, içimizden çıkan, bu ülke topraklarında doğmuş, yetişmiş ve beslenenlerin  daha yüksek sesle destek vermeleri. Ne yazık! Ellerine bir Nobel ödülü daha mı geçecek acaba?

Bakınız sevgili okuyucularımız. Çok kısa bir süre önce Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince haklı bulundu.. Ne mi oldu?

Batılı emperyalist ülkelerin Türk milletini vatansızlaştırma, devletsiz, ordusuz, devrimsiz bıraktırma amacıyla uyguladığı iftiraların en ağır olanıydı Ermeni soykırımını kabul zorunluluğu. Yani bir milletin şanlı tarihiyle birlikte onursuzlaştırılmasıydı Ermeni soykırımını kabul zorunluluğu. 

Aslında bu tehdidin kaynağında ne Ermenistan vardı ne de Ermeni diasporası. Bu asılsız iddia tamamen Amerika ve onun suç ortağı Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi parçalamak, Türk devletini ortadan kaldırmak için ortaya koydukları büyük ve ahlâk dışı bir yalandı.

Öteden beri Türk devleti ve hükûmetlerinin kökten yanlış olan Ermeni siyaseti ve stratejileri nedeniyle Amerika’nın başını çektiği emperyalistler Türkiye’yi tam köşeye sıkıştırmışlardı ki  yüzlerine inen çok güçlü bir şamar ile neye uğradıklarını şaşırdılar.

Emperyalistlerin emellerine karşı çıkarak “Bu, soykırım değil vatan savunmasıydı. Vatan savunması insanlığın en yüksek hakkıdır” diyen İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Türkiye adına kazandığı hukuk zaferinin şamarıydı….

İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde soykırım yalanlarına karşı açtığı dava 17 Aralık 2013 tarihinde zaferle sonuçlandı. 

Perinçek bu hukuk zaferiyle yüce Türk milletinin onurunu kurtarmıştır.

 
Türk Dışişleri Bakanlığı AİHM’nin kararını bir milât olarak değerlendirdi. En önemli adımsa bugüne dek Ermeni soykırımı yoktur demeyi suç sayan İsviçre’nin Eski adalet bakanı Blocher’den geldi. 

İsviçre Halk Partisi Zürih milletvekili olan Blocher, yasayı değiştirmek için harekete geçeceklerini açıklarken, İsviçre Millet Meclisi’nin aldığı soykırımı tanıma kararının “aptalca” olduğunu söyledi. 

Blocher, AİHM'nin 1915 olaylarıyla ilgili verdiği kararın “olaylar soykırım değildir” anlamına geldiğini ifade etti.

Eski İsviçre Adalet Bakanı 1915 olaylarının Yahudi soykırımı meselesinden farklı olduğunu vurguladı.

Hal böyleyken, ülkemizde bazı sığ fikirli ve bilgisiz şahısların “Biz soykırım yaptık, milliyetçilik ölmüştür. Türkler soykırım yapmıştır” demekte ısrar etmelerini neyle açıklayabiliriz?

Ayıptır! Bu tavır ihanettir! Vatan hainliği ile eşdeğerdedir!

Bu konuyu bırakın artık Avrupa Hukuku soykırım yoktur demiş ve ülkemizin önü açılmıştır. Beslendiğiniz ülkelerin sesi ve maşası olmaktan utanın artık.

Önceki ve Sonraki Yazılar