“CHP’NİN BAŞLANGIÇ AYARLARI”

Son yıllarda yaşadıklarımızı, 1919’un koşullarıyla bir karşılaştıralım.

Düşman, yine o düşman.

Ortalıkta dolaştırılan haritalar bile Sevr’de önümüze koydukları haritanın benzerleri.

İşbirlikçi aynı işbirlikçi.

“Kişisel çıkarlarını, yayılmacıların siyasi emelleriyle birleştirenler”, yüce Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”sinden çıkıp aramıza karıştılar. Yarasaların fazlaca görünür oluşu ışıksızlıkla ilgili olmalı.

Ancak kurucu irade, o bildiğimiz kurucu irade değil; başkalaştı.

Kendi felsefesini, Altıok’lu programını ve törel doğrularımızı bir yana bıraktı, günlük gelişmelere göre tutum alıyor.

Dinsiz diye yaftalanmamak için laiklik savunusunda utangaç.

Bağımsızlık savunusunda trendle kendi programı arasında kararsız.

Cumhuriyet değerlerini korumada pısırık.

Temel hak ve özgürlükleri savunmada çekingen…

Kurucu irade bu mudur?

İktidarın gündemine kilitlenip olup biteni meşrulaştırmaktan başka bir beceri gösteremeyen bir yapı ile hangi hedefe varılabilir?

Partili dostlardan bir kesimi partiyle ilgili eleştirilerden hiç hazzetmez, biliyoruz. Şimdi lütfen düşünelim; kurup geliştirdiği Cumhuriyeti koruyamayıp karşıdevrime kaptıran bir yapıdan, onu geri almasını beklemenin mantığı var mıdır?

Gürsel Tekin demiş ki “CHP, başlangıç ayarlarına döndü!”

Ne zaman döndü, nasıl döndü; anlayamadık. Kuşku yok ki örgütsüz, partisiz iktidar mücadelesi olmaz. Aslına bakarsanız Kurtuluş Savaşımızla özdeşleşen Cumhuriyet Halk Partisini, CHP’liler yönetmiş olsa, bu sorunların hiçbiri yaşanmayacaktı.

Geç kalındığı bir gerçek ama her şeyimizi henüz yitirmedik. Ülkemizin emperyalizmle yeniden hesaplaşıp bu bataklıktan düze çıkması, Cumhuriyetin kurucu değerlerine dönülebilmesiyle olanaklıdır.

Bir yandan 16 Nisan hukuksuzluğuna itiraz ederken bir yandan da başkan arayışlarıyla gündemi değiştirip 16 Nisanı meşrulaştıran CHP, başlangıç ayarlarına dönebilecek midir?

Dönemezse kendisini bitirmiş olur.

Biz, çağdaşlaşma, aydınlanma, insanlaşma yürüyüşümüze devam ederiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar