İbrahim Karamemet

İbrahim Karamemet

Bir Başbakan Böyle Konuşamaz III

Fesüphanallah...

Aslında bu yazıya bir besmele çekerek başlamak isterdim ama dilim varmadı. Bu ülkede besmelesiz bir işe başlanmaz. Gayrimüslimler bile bu ülkede besmeleyle işe başlarlar. Babam ateistti, annem beş vakit namazını kılardı ama, başını bağlamazdı. Bir düzine eşarbı vardı. Yağmurda ve soğuk günlerde takardı. Çok güzel eşarplardı, bazılarını ben halâ fluar olarak kullanıyorum. .Babam arada takılırdı ama, annemin inancına bir kere bile kinayeli bir lâf bile etmemiştir. Kendisi teknik adamdı, türkiyenin ilk uçağını yapıp uçuran bir mühendisti  ve annemin inancına tek müdahalesi yeni taşındığımız evde annemin tam kestiremediği kıble  yönünü bir pusula ve haritayla tam olarak  milimi milimine tespit etmek olmuştu. Sene 1949. O zamanlar GPS falan nerdeee.. Babam çoktan göçtü gitti. Annem şimdi tam 99 yaşında. Babası, bir zamanların sayılı Müderrislerinden, yeşil sarıklı.  İlginç değil mi, bir ateiste kızını vermiş. Annem artık namaz kılamıyor, bedeni küçücük kaldı. . En büyük derdi de bu. Halâ ayakta, pıtır pıtır yürüyor, kendi işini kendi görüyor, aklı başında, muhakemesi yerinde, kafası benimkinden iyi çalışıyor. Fesüphanallah bu ne iştir oğlum, dedi, başbakanın bir güne sığdırdığı dört büyük mitingde yaptığı konuşmalardan sonra.

Kişiye, kişinin dünya görüşüne saygıyı, demokrasiyi, hoşgörüyü ben daha bebeliğimde işte böyle bir evde özümsedim. Ve bu  içime öyle bir yerleşmiş ki, yaşamım boyunca insanı çileden çıkaracak olağanüstü dönemler ve durumlar  yaşadım ama, içimden atamadım. Ama, sizi hoşgöremiyorum Sayın Başbakanım. Nereye koşuyorsunuz, şu temiz, naïf halkı nereye sürüklüyorsunuz?..

Anlaşılan bu yazı dizisi, bu başlıkla daha sürüp gidecek. Dilerim otuziki kısım tekmili birden diyecek kadar sürmez. Dünkü büyük mitinglerinizi bütün dünya izledi. Şimdi ele alıp benim yorumlamam gereksiz, bunu yapmam ancak ukalalık olur. Yalnız ülkemde değil, bütün dünyada benden çok daha yetkin kişiler ve kurumlar dün sizing ağzınızdan çıkanları irdeleyeceklerdir elbet. Kimi sizi vecd ile dinledi, kimi hayretle, kimi kaygıyla, hatta dehşetle. Alim Hoca’nın 99 yaşındaki kızı da “Fesüphanallah” dedi. Yüzü çok kaygılıydı.

Yalnız farkında mısınız bilmem ama, dün siz dünya tarihinde bir ilke imza attınız. Tarihe derin harflerle kazınacak bir ilk. “O gençler” dediniz. Hemen eklediniz “O sanatçılar” dediniz.. Ve sizi dinleyen binlere yuhalattınız. Hem de uzun uzun yuhalattınız. Bu dünya tarihinde ilk kez oluyor. İlk kez bir devlet adamı kendi ülkesinin gençlerini ve sanatçılarını kendi halkına yuhalatıyor. Kusura bakmayın, bir başbakan böyle konuşamaz.

Başka şeyler de söylediniz. Bunlardan biri de gene birini kötülediniz. Sonra hafif yanlamasına tam Kasımpaşalı gibi kostak durup o kişi için, “bir de isminin başında professör yazıyor”, dediniz. Ve yuhalattınız. Haa, bu da dehşet verici bir şey ama, ilk değil. Bu daha önce tarihte çok oldu. 1930 larda 36 larda İtalya’da, Almanya’da, daha sonraları Portekiz’de, İspanya’da, daha sonraları yakın zamanlarda Şili’de, Arjantin’de, dünyanın daha çok yerinde hatta 1950 lerin sonunda Türkiye’de. Bu pek orjinal değil.  Ama, kendi gencini, kendi sanatçısını kendi halkına yuhalatan bir devlet adamını dünya ilk kez görüyor.

Oysa bu ülkenin bir başka devlet büyüğü ki, en büyüğü, sanatsız bir ülkeyi, hayat damarları kesilmiş bir insana benzetmişti. Ülkeyi de Gençlere emanet etmişti. Oysa siz ne yapıyorsunuz Sayın Başbakanım, nereye koşuyorsunuz?...Gençler bu emaneti aldılar. Hem de kendi insiyatifleriyle. Öyle sizing sandığınız gibi kimse kışkırtmadı onları. Bir kışkırtan varsa o da sizsiniz ve sizing polisiniz. Bir önceki yazımda dediğim gibi siz “Boşuna nefesiniz tüketmeyin”. Çok yoruldunuz, yaşınız da az değil hani. Gidin evinizde istirahat edin,  çoluğunuzla, çocuğunuzla,torun tosun bundan sonraki yaşamınızın tadını çıkarın. Artık size bu yakışır. Kendinize eziyet etmeyin. Günahtır, Hemde büyük günah.

Not: Koyu yazdığım sözler benim değil. başbakanın kendi ağzından çıkan sözlerdir, bilginize arz edilir. Fesüphanallah da,  yeşil sarıklı bir din âlimi olan Alim Muhaddisoğlu hocanın, aklı benden iyi durumdaki 99 yaşındaki kızına aittir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar