Dede Ersel Aksu

Dede Ersel Aksu

BİR ASSUBAYI LİNÇ ETMEK!

BİR ASSUBAY NASIL LİNÇ EDİLİR?...

30 Ağustos 2015 günü,  tüm ulusal basında yayınlanan bir haber, hepimizi çok üzdü, özellikle askerleri, bilhassa assubayları söz konusu haber daha çok üzdü.

Haberin içeriğinde bahsi geçen  assubaya, yoğun bir tepki vardı. Bu tepki özellikle sosyal medyada ve gazete haberlerinin altına, yorum olarak ağır bir şekilde, adeta linç edercesine yazılmaktaydı. Önce haberin basına yansıyan şekli kısaca aktaralım;
 

***

ULUSAL BASIN! 


(*) Tunceli İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli olan ve Erzincan'dan dün öğlen saatlerinde özel otomobiliyle eşi ve çocuğuyla Tunceli'ye gitmeye çalışan ismi öğrenilemeyen Astsubay, Tunceli'nin Pülümür vadisinin Alacık köyü yakınlarında kalabalık bir grup PKK'lının yol kestiğini görünce acil dönüş yaparak yönünü değiştirdi. Yol kontrolü yapan PKK'lılar otomobilin geri dönerek hızla uzaklaşmaya çalıştığını görünce lastiklerine ateş etti. Otomobilinin lastikleri patlamasına rağmen durmayarak geldiği istikamete kaçan Astsubay ancak 4 kilometre gidebildi. 4 Kilometre gittikten sonra durdurduğu aracından inen Astsubay, bölgeden geçen bir başka araç ile olay yerinden uzaklaşırken, eşi ve çocuğunu ise otomobilinin yanında bıraktı.

 Otomobilin durduğu yerde bulunan bir lokantaya sığınan Astsubay'ın eşi ve çocuğunun yanına giden PKK'lılar eşine "Bizim senin ve çocuğunla bir işimiz yok. Eşinle işimiz var" diye propaganda yaptıktan sonra gitti. Astsubayın ailesi ise bir başka otomobilde Tunceli'ye gönderildi.

 Bugün öğlen saatlerinde Astsubay'ın aracını almaya giden bir cekici ise aracı Tunceli'ye getirmek isteyince yolu PKK'lılar tarafından kesildi. Otomobili çekiciden indiren PKK'lılar ateşe vererek yaktı.

***

Bir çok olayda olduğu gibi, bu olayı da derhal propaganda malzemesine dönüştürmek isteyen, Pkk terör örgütü ve yandaşları, kendilerine müzahir basın araçları ve internet siteleri üzerinden, yoğun şekilde olayın propagandasını yapıyor, bunu görünce assubaya tepkiler daha da artıyordu.

İşte size bir örnek; Aşağıdaki yazı "Demokrathaber" isimli terör örgütü propagandası yapan,  internet sitesinden aynen alınmıştır; Eli kanlı teröristlere "gerilla" diyecek kadar, bölücü, Türk Ordusunun şerefli assubayını "gerillaya güvendi" diyecek kadar alçak, örgüte müzahir sözde haber sitesinin yazısıdır. Yapılan alçaklığın tüm çıplaklığı ile görülmesi için yazı dokunulmadan aktarılmıştır. 

ÖRGÜTE MÜZAHİR TERÖRİST BASIN OLAYI NASIL KULLANDI?

(**) Otomobilinin lastikleri patlamasına rağmen durmayarak geldiği istikamete kaçan Astsubay ancak 4 kilometre gidebildi. 4 Kilometre gittikten sonra durdurduğu aracından inen Astsubay, bölgeden geçen bir başka araç ile olay yerinden uzaklaşırken, eşi ve çocuğunu ise otomobilinin yanında bıraktı. Otomobilin durduğu yerde bulunan bir lokantaya sığınan Astsubay’ın eşi ve çocuğunun yanına giden PKK’lılar eşine ‘Bizim senin ve çocuğunla bir işimiz yok. Eşinle işimiz var’ diye propaganda yaptıktan sonra gitti. Astsubayın ailesi ise bir başka otomobilde Tunceli’ye gönderildi.”

Acaba bu “garip” gibi görünen davranış nasıl yorumlanmalı?

Kendisi “askeri” bakış açısından “doğru” olanı yaptı. “Düşmana teslim olmamak” için kaçtı. Karısını ve çocuğunu “muhtemel bir çatışma” ihtimali karşısında “emniyete” almak için yolun kenarında bıraktı.

Karısının ve çocuğunun gerillalar (terörist demiyor) tarafından öldürülmesinden ya da DAİŞ’lilerin yaptığı gibi “kaçırılmasından” korkmadı mı? Korkmadı.

Neden? Çünkü astsubay, savaş alanında bulunan subaylar gibi, (hatta bunların kadın gerillanın  çıplak bedenini teşhir edenleri, çocukları vuranları da içinde) gerilla hakkında tam bilgiye sahip: Gerilla “kadın, çocuk ve bebek öldürmüyor.”

O nedenle, astsubay “korkmadan” karısını ve çocuğunu gerillanın “vicdanına” teslim ederek, kendisi ise “teslim” olmayarak “en doğru” olanı yapmıştır....

Ve şunu vurgulayalım: Gerilla astsubayın arabasını taramadı… Lastiklere ateş açtı. Ölen yok. Ve aynı gün, 16 yaşındaki “çocuk şoför” ... devlet tarafından “dur” emrine uymadığı için kurşunlanarak öldürüldü.

***

ÇARPIT ÇARPITABİLDİĞİN KADAR!

Evet, olay tüm ulusal  yazılı ve görsel basında duyurulmuş, örgüte müzahir, bölücü basın ve haber siteleri, yukarıda görüldüğü gibi,  kendi açılarından, ellerine geçen bu propaganda fırsatını sonuna kadar kullanmıştı. Özetle; "assubayın eşini ve çocuğunu bırakarak kaçtığı" yönünde askerleri yaralayıcı bilgiler aktarılmıştı.

Öyle  ya! bir asker eşini ve çocuğunu, teröristlerin insafına bırakıp, nasıl kaçardı?  

İşte, biz de bu konuyu,  TEMAD Başkan adaylarından Sn. Hamza Dürgen ile telefonda görüşerek, olayın gerçekten de  bu şekilde olup olmadığını öğrenmek üzere iki koldan araştırdık ve  bölgedeki arkadaşlarımızdan yardım istedik.

Bölgeden aldığımız bilgiler ile basına yansıyan haber arasında, dağlar kadar fark vardı. şimdi gerçekleri açıklama zamanı;

***

İŞTE GERÇEKLER!

1. Söz konusu assubay, haberlerde yazıldığı gibi,  Erzincan'dan Tunceli ye değil, Tunceli'den Erzincan'a özel aracı ile gitmekteydi.

2. Assubayımızın yanında sadece eşi vardı, olay yerinde asssubayın çocuğu yoktu.

3. Teröristlerin yolu kestiğini gören assubay, derhal geri dönerek, geldiği istikamete gitmiş, bunu gören teröristlerde araca rastgele ateş açmış, ancak açılan ateşte aracın bir lastiği patlamıştır.

4. Tek lastiği patlak halde 4 km. giden assubay, durumu derhal telefonla jandarmaya bildirmiş, jandarmanın olaya müdahil olmasını sağlayarak,  yol kenarındaki bir benzin istasyonuna girmiş, ve eşinin, sığındıkları tesisten bir jandarma aracı ile  alınarak güvenli ortama naklini sağlamıştır. Daha sonra aracının lastiğini yaptırmak istemiş, ancak sığındıkları tesiste lastikçi olmaması üzerine, aracını bırakarak  olay yerinden ayrılmıştır.

5. Olay bölgesinde havanın kararması üzerine, araç o gün alınmamış,  ertesi gün bir çekici ile alınmak istenen assubayın aracı, yine yol kesen teröristlerce, çekiciden indirilerek yakılmıştır.

***

Görüldüğü üzere; assubay, eşini asla teröristlerin insafına bırakmamış ve doğru hareket tarzını uygulayarak, hem kendi hem de eşinin canının kurtarmıştırAksi takdirde teröristlere yakalansaydı, terör örgütünün bu konuda aylarca yapacağı propagandaya malzeme olacak, belki de 90'lı yıllarda olduğu işkence görerek katledilecekti.

Ne yani assubay geri dönmeseydi de, orada eşinin gözleri önünde öldürülse daha mı iyiydi? Assubayın eşi, yıllar önce, yine yol kesen teröristlerce eşi katledilen "Yıldız Hemşire" gibi, ömrünü acı çekerek mi geçirseydi? 

 Burada asıl sorgulanması gereken konu; teröristlerin gündüz vakti,  TUNCELİ- ERZİNCAN-ERZURUM gibi, üç ili birbirine bağlayan ana yolu, istedikleri gibi iki gün boyunca üst üste kesmeleridir. (İlk gün assubaya ateş açıyorlar, ertesi gün yine yol keserek aracını yakıyorlar.)

1990 ve 2000'li yıllarda, benim de görev yaptığım o bölgeyi,  bilmeyenler için bu değerlendirme çok mantıklı gibi gelebilir. Ancak bölgenin coğrafi yapısı, arazi arızaları, ormanlarla kaplı olması, dağlar ve vadiler ile dik yamaçların olması, yolun vadilerin içinden geçmesi,  maalesef o yolun güvenliğinin sağlanmasını oldukça güçleştirmektedir. Çok zor bir coğrafi bölgede görev yapan güvenlik güçlerinin, o yolun tamamen güvenliğini sağlaması samanlıkta iğne aramaya eşdeğerdir. 

Ancak,  olayın olduğu Tunceli - Erzincan Karayolu  ile, Diyarbakır Bingöl Karayolunun,  dün itibari ile ulaşıma kapatıldığını ve  hava destekli olarak, yolun güvenliğini bozan terör unsurlarının temizlenmesi için, operasyonlar yapıldığını yine basından öğrendik.

Diğer yandan, bölgenin içinde olduğu güvenlik ve asayiş sorunlarına rağmen, assubayın  emir ve talimatlara aykırı olarak, özel aracı ile o şekilde yola çıkması da, uygun bir davranış değildir. Bu şekilde davranarak, adeta hem kendisinin, hem de eşinin hayatını tehlikeye atmıştır.

Ulusal basın ise, genellikle bölge halkından olan kendi muhabirlerinin, ajanslarına geçtiği haberleri, araştırmadan hemen yayına vermesi, bir meslek grubunun huzursuz olmasına neden olmuştur. Habercilik ciddi bir iştir ve bu tip hassas konularda dikkatli davranılarak, yukarıda örneğini verdiğimiz türde, propaganda haberlerine malzeme olmamalıdırlar.

Sonuç olarak, daha dün Silvan da yol kesen teröristler, olay yerinden kaçmaya çalışan bir doktorun özel aracına ateş ederek, doktoru şehit etmişlerdir.  Bölge bu durumdayken, orada görevli güvenlik güçlerinin izin, hava değişim vs. geliş gidişlerde emniyetli yol günlerini kullanmaları ve hava araçlarını tercih etmeleri hem kendilerinin, hem de ailelerinin can güvenliği açısından önemlidir.

(*)  Ulusal,  yazılı ve görsel basın
(**) Demokrathaber

YAZARIMIZI TAKİP ETMEK İÇİN ;

FACEBOOK :http://https://www.facebook.com/dedeersel.aksu.1

TWITTER: https://twitter.com/DedeErselAksu

 

Önceki ve Sonraki Yazılar