Taksim Dayanışması: “Artık aklın, vicdanın, hukukun ve demokrasinin bittiği yerdeyiz”

Taksim Dayanışması: “Artık aklın, vicdanın, hukukun ve demokrasinin bittiği yerdeyiz”

Taksim Dayanışması, dün (8 Temmuz) yaşanan polis saldırısı ve aralarında üyelerinin de bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak Taksim Hill Otel’de basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına katılanlar daha sonra Gezi Parkı’na

Taksim Dayanışması, Gezi Parkı’nın iki buçuk saat açık kalmasının ardından halka yönelik polis saldırısı ve aralarında Taksim Dayanışması üyelerinin de bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili olarak Hill Otel’de basın toplantısı düzenledi.

Taksim Dayanışması adına basın açıklamasını TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı yaptı. Soğancı polis saldırısını şiddetle kınadıklarını ve gözaltına alınan direnişçilerin serbest bırakılmasını istediklerini söyledi.

Mahkeme kararını gizleyenler, Taksim Dayanışması’nı suçluyor 

Hill Otel’deki basın açıklamasının ardından Gezi Parkı’na geçildi ve Avukat Can Atalay burada kısa bir açıklama yaptı ve hukuksuzluğun sürdüğünü söyledi. Topçu Kışlası da dahil olmak üzere Taksim projelerinin iptal hükmeden 6 Haziran tarihli mahkeme kararını kamuoyundan gizlediklerine ilişkin iddialara da yanıt verdi. Atalay, mahkeme kararını daha önceden bildiklerine ilişkin iddiaların bütünüyle gerçek dışı olduğunu, kararın 3 Temmuz’da açıklandığını belirtti. Atalay, “Sormak istiyorum. Bu kararı Kadir Topbaş, Tayyip Erdoğan bilmiyordu da, biz mi biliyorduk?” diyerek kararı gizleyen gerçek adrese işaret etti.

Hill Otel’de Taksim Dayanışması adına okunan basın açıklamasının tam metni:

Artık aklın, vicdanın, hukukun ve demokrasinin bittiği yerdeyiz.

Yaklaşık bir buçuk aydır, tüm polis şiddetine, gözaltılara, her türlü baskıya, karalamaya, yalan ve dolana karşı sürdürülen haklı, meşru ve kararlı mücadelemiz sonucunda Gezi Parkı’nın Park olarak kalmasını sağlayanlar, Vali tarafından seremoniyle açılan parka gitmek isterlerken tamamen hukuksuz bir şekilde engellenmiştir. 8 Temmuz Pazartesi akşamı hiçbir uyarı olmadan, İstiklal Caddesi girişinde emniyet güçleri tarafından halkımıza, yine gaz, su, plastik mermi ile saldırılmış ve Taksim Dayanışmasını oluşturan emek/meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, siyasi parti temsilci ve yöneticileri de olmak üzere birçok arkadaşımız, yine valinin talimatıyla ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmıştır. Hukuk ve yargı kararları, yok sayılmak suretiyle suç işlenmiştir.

Taksim Dayanışması olarak polisin saldırısını ve gözaltıları şiddetle kınıyor; Acilen dün ve daha önceki günlerde keyfi ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan vatandaşlarımızın, haklarında hiçbir hukuki işlem yapılmadan serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Günlerdir acizlik içerisinde bu kenti polis şiddeti marifetiyle idare etmeye çalışanlar artık halka yalan söylemeyi bıraksınlar. Yarattıkları her türlü bilgi kirliliğine, karalamaya, iftiraya karşı gerçekler apaçık ortadadır. Buradan tekrar iktidara, bu kentin idarecilerine sesleniyor ve hatırlatıyoruz;

“Gezi Parkı” sizlerin doğa, bilim ve demokrasi karşıtı, rantçı projelerinize karşı halkın, kullandığınız her türlü insafsız şiddetinize rağmen, kararlı ve onurlu mücadelesi ile Park olarak kalmıştır. Orayı var eden de, güzelleştiren de sizler değil, halkın ta kendisidir.

Bu mücadelede maalesef yaralılarımız ve can kayıplarımız vardır ve bu durum sizlerin kolluk kuvvetlerinizin akıl almaz, vicdana sığmaz şiddeti sonucu olmuştur. Dün eli palalılar bugün sokaklarda rahat rahat gezerken, hayatında hiç kimseyi incitmemiş arkadaşlarımız gözaltına alınmaktadır. Sorumluların hiçbiri bugüne kadar hesap vermemiştir. Aksine bu şiddetin gerçek sorumlularını “aklama” yarışına girilmiştir. Tüm Türkiye ve Dünya şunu görmüştür ki, 28 Mayıs’tan bu yana yaşanan bu süreçte, polisin olmadığı günlerde Gezi Parkı ve Taksim’de halkımız dayanışmanın, kardeşliğin, yaratıcılığın, barışın ve demokrasinin en güzel örneklerini sergilemiş, insanların geleceğe dair umutlarını yeşertmiştir. Yurdumuzun dört bir yanında parklarımız ve meydanlarımızda kendiliğinden yeşeren ve ortak irademizi oluşturmak için gerçekleştirilen forumlar; kendi hayatlarımızın kaderini hep birlikte kendimizin belirleyeceği, Türkiye’de gerçek bir demokrasinin inşasına dair hepimize ışık olmuştur. Eğer halen daha Valinin kendisi ile birlikte, tüm bu şiddet ve karanlığın sorumluları Taksim Dayanışmasının bu ısrarlı ve meşru duruşunu anlayamıyor ise söylenebilecek çok fazla şey kalmamıştır.

Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığı kamuoyunda, yargıda ve diğer tüm alanlarda defalarca kanıtlanmıştır. Her türlü baskı, engelleme, karalama ve zorbalık bizleri, mücadelemizden bir adım bile olsa geriye düşürmeyecek, dayanışmamızı yıldıramayacaktır. Taleplerimizin yani polisin ve idarecilerin ısrarla çiğnedikleri Anayasal haklarımızın takipçisiyiz. Emek, alınteri ve acı ile elde ettiğimiz kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bugün ve bundan sonra, yaşam alanlarımıza dair söz söyleme hakkımız için burada ve her yerde olmaya devam edeceğiz.

TAKSİM DAYANIŞMASI