Meğer Obama'nın sesini neden özlemiş ?

Meğer Obama'nın sesini neden özlemiş ?

Obama'nın sesini özlemişim.

MEĞER OBAMA'NIN SESİNİ NEDEN ÖZLEMİŞ ?

Radikal dinci terör örgütü El Kaide yüzünden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a randevu vermeyen ABD Başkanı Barrack Obama’nın, uzun süredir Erdoğan’ın telefonlarına bile çıkmadığı anlaşıldı. Öyle ki; Erdoğan, Obama'nın sesine bile hasret kalmış. Erdoğan, bunu, “Obama’nın sesini özlemişim” diyerek itiraf etti.
 
Erdoğan’ın itirafı ve çok tartışılacak sözleri, AKP’nin dünkü Meclis grup toplantısında geldi. Erdoğan, grupta İsrail’in “Mavi Marmara” gemisine yapılan baskında yaşamını yitirenler için nasıl özür dilediğini anlatırken, şunları söyledi:
 
“Ve İsrail’den ayrılırken Sayın Obama Netanyahu’yla birlikte hava alanından beni telefonla aradılar ve telefonla yaptığımız görüşmede önce Netanyahu’nun sesini aldım, ama ben dedim, -Sayın Obama’nın sesini özlemiştim- ‘Önce kendisiyle bir görüşeyim.’ Ve kendisiyle görüştük, kendisiyle görüştükten sonra metni karşılıklı görüştük ve sonunda tekrar Obama’yla bu süreci bir teyit ettik. Dolayısıyla Obama’nın şahitliğinde bu görüşmeyi gerçekleştirerek bu işi bu şekilde bitirdik.”
 
“Sesini özlemiştim” diyerek, Obama’nın uzun süredir kendisinin telefonlarına çıkmadığını açığa vuran Erdoğan, özür dilenmesi sürecinin, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Ankara’ya yaptığı ziyaretle başladığını da açıklayarak, şu bilgileri verdi:
 
“Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barak Hüseyin Obama İsrail’e yaptığı bu resmi temaslar öncesinde de yine Dışişleri Bakanı bize geldi. Dışişleri Bakanı Sayın Kerry’le gerek konutumda yaptığımız görüşmede, gerekse benden sonra Dışişleri Bakanımızla yaptığı uzun uzadıya görüşmelerde bu konuyu etraflıca ele alarak değerlendirmesini yaptık ve ne gibi bir çerçeve oluşturalım ki; bu işi çözelim. Biz yine tabi çerçeveyi ortaya koyduk, dedik, şöyle şöyle şöyle olursa, detaylarına varıncaya kadar, bir süreç başlayabilir. 
 
“Tabi Sayın Obama’nın Ortadoğu’ya gelişinde önümüze yine bir metin geldi, o metinde tabi kabul edemeyeceğimiz bazı şeyler vardı. Dedik hayır, yani biz burada sadece şehitlerimiz değil, Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu da böyle bir görüşmede bir kenara koyamayız, onun da bu anlaşma derç edilmesi lazım. Ve o da aynı şekilde buraya girdiği gibi, bunun yanında Filistin-İsrail ihtilafında İsrail’in Türkiye ile işbirliği yapması da burada kayıt altına alındı.”
 
“İsrail Başbakanı Netanyahu Mavi Marmara olayından dolayı Türkiye’den özür dilediğini, şehitlerin ailelerine tazminat ödenmesi konusunda hükümetine talimat verdiğini, Filistin’e ambargonun kaldırılması için çalışmaların başlatılacağını ifade ettim. Ben de ülkem, milletim ve şehitlerimiz adına bu özrü kabul ettiğimizi, tazminatın ve ambargonun kaldırılmasının takipçisi olacağımızı ifade ettim.
 
“Ve inşallah şöyle çok kısa bir zaman içerisinde, bu Nisan ayı içerisinde olabilir, bir Filistin, Gazze, Batı Şeria, bu bölgeye bir ziyaretle birlikte de kedilerinin de ifadesiyle buradaki ambargonun ne durumda olduğunu yerinde görme, yerinde tespit etmek fırsatımız olur, çünkü TİKA ile orada yaptığımız hizmetler var, devam ettirdiğimiz hizmetler var, bunları da süratle arttırarak inşallah geliştireceğiz.
 
“Özellikle tabi Gazze’nin yeniden imarı konusunda, yaşanan  insani sorunların aşılması konusunda ve Filistin sorunun arzu edilen şekilde çözülmesi konusunda Türkiye elinden gelen katkıyı yapmaya devam edecektir.
 
“Bundan sonra artık biz bu telefon görüşmesiyle verilen sözlerin tutulup tutulmadığını yeni uygulamalara bakmak suretiyle takip edeceğiz, sürece göre de Türkiye olarak tavrımızı belirleyecek, tutumumuzu netleştirecek ve adımlarımızı da ona göre atacağız.”