KEMAL KILIÇDAROĞLUNDAN AÇIKLAMALAR

KEMAL KILIÇDAROĞLUNDAN AÇIKLAMALAR

Yüzde 10'luk barajın kaldırılması gerektiğini ve Meclis'e tüm siyasi partilerin girmesini savunan CHP lideri Kılıçdaroğlu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na da bir kumpasın kurulabileceğini belirtti

Yüzde 10'luk barajın kaldırılması gerektiğini ve Meclis'e tüm siyasi partilerin girmesini savunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na da bir kumpasın kurulabileceğini belirterek "Bu kumpası bozmak benim boynumun borcudur" dedi.

Sözcü'nün haberine göre: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV'de yayınlanan İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

Örgütlendiğiniz zaman daha güçlü hale gelebilirsiniz diye bina görevlilerini örgütlenmeye çağırdık. Taşeron işçilerini bütün süreç içinde önce dernek kurup örgütlenmelerini istedik, sonra bu işçilerin büyük bir kısmı haklarını aldılar.
Apartman görevlileri için de bunların yapılması lazım. Covid-19 sürecinde doğrudan doğruya riskle onlar karşı karşıyalar.

Biz ülkeyi yönetmeye hazırız. En rahat yürütülecek kurum devlet yönetimidir. Herkesin görevi yazar, herkes kendi görevini yaptığı zaman her şey saat gibi çalışır. En iyi yönetici kendisine en az ihtiyaç hissedilen yöneticidir.

İKTİDAR KENDİSİNİ HERKESİN ÜZERİNDE GÖRÜYOR”

Geçen bayramda bir teklifim oldu. Bütün parti liderlerini davet edin bir masada, hiç siyaset konuşmadan, gençliğimizi eskileri anlatalım. Biz de bir aileden bir çevreden yetiştik bunları anlatalım. Ama bu kabul edilmedi. Hepimizin ortak hedefi Türkiye'yi nasıl büyütebiliriz?

Bunların hepsini oturup konuşmak lazım. Geçmişte liderler turu yapılırdı. Her parti kendi görüşünü aktarırdı. Şimdi kabul edilmiyor, iktidar kabul etmiyor. Kendisini herkesin üzerinde görüyor, bu kibir dediğimiz bir tutum.

ERDOĞAN ÇAĞIRIRSA NE DERDİ ?
 

Önce gergin olmamasını, israfın önlemesi için çaba harcamasını, STK'lar konusunda ayrım yapmamasını, bu ülkenin çiftçisi, esnafı ile konuşmasını isterdim.
Belli aralıklarla diğer genel başkanları davet etmesini. Bayram günü verilecek bir ortak fotoğraf isterdim. Tarafsızlık ilkesi içinde bütün siyasi partilere eşit mesafede olmasını isterdim.

Eğer devleti yönetecekseniz, tarafsızlık çok önemlidir. Adaletin yetersiz oluğunu söylüyor vatandaş. Adalet hava gibidir. Hava kirlenmeden ihtiyaç duymazsınız. Eğer siz adaletsizliği beslerseniz ülkeyi yönetemezsiniz.

Arada siyasi parti liderlerini davet edip onların düşüncelerini almasını. Kendisinin parti başkanlığından istifa etmesini,tarafsızlık ilkesi içinde bütün siyasi partilere eşit mesafede olması gerektiğini söylerdim.

“TÜRKİYE’DE ADALET HUKUK VAR MI?”

Kesinlikle öyle devleti yönetecekseniz, ilke çok önemlidir. Bugün adalet Türkiye’de var mıdır? diye yapılan anketlerde yeterli olmadığı söyleniyor.

Hiç yok bence. Olsa adalet yürüyüşü yapar mıydık biz? Siz adaletsizliği beslerseniz o zaman ülkeyi yönetemezsiniz. Eğer bir siyasetçi adaleti kendi yönetim anlayışını birincil noktasına koymuyorsa asla başarılı olamaz.

VİRÜS SÜRECİ ÇOK BAŞARILI YÖNETİLEBİLİRDİ”
 

Covid-19 süreci çok başarılı yönetilebilirdi. Kaynaklar doğru kullanılabilirdi. Özveride bulunması gerekenler, gerçek özveride bulunabilirdi.Ekonomide ilk yapacağım işlerden birisi devlette tasarruf. Devlette ciddi bir savurganlık var.
 

Bursa AKP il toplantısında Sayın Bülent Arınç konuşuyor; “İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz. İsraf konusunda karnemiz kırıktır. İki; doğru dürüst bir bütçe yapacaksınız. Yüzde 5 büyüyecek miyiz? Hayır. O zaman bu bütçenin bir anlamı yok. Yeni bir bütçe, ya da yeni bir ek bütçe getirin dedim. Bütçe açığı ne kadar öngörüldü? 139 milyar 2019'da. İlk çeyrekte bunun yarısı gitti.

Gelin ek bütçe getirelim, pandemi sürecini aşalım. Türkiye zengin bir ülke, kaynak da var. Çok daha düşük bedellerle borçlanılabilir. Türkiye'nin bereketli toprakları, çalışkan insanı var. En büyük kaynak gençlerimiz. İşsizlik var. Bir ev düşünün, baba işsiz, anne işsiz, evlat işsiz. Aynı evde birbirlerinin yüzüne bakamıyorlar.

Pandemi sıkıntısında eleman sıkıntısı vardı. Neden atanmıyor bunlar. Eğitimde ciddi boşluğumuz var. Tasarrufu yapa yapa 20 bin öğretmenin maaşından yaptılar.

Engelli kadroları boş. Neden doldurulmuyor? Engelli vatandaşlarımızdan tasarruf yapıyorlar. Ziraat mühendisleri, veterinerler var. Bir üretim seferberliği başlatıldığını ve bunların çalıştığını düşünün.

“EVİNDE OTURAN ADAMIN BORCU ARTTI”
 

Evinde oturan adamın borcu arttı. Ama devletten döviz garantili ihale alanların hepsinin karları artı. Bu mudur adalet? Bunu söylemeyecek miyiz? Ben istemez miyim her evde huzur olsun? Üniversiteyi bitiren bir çocuğun işsiz kalması ne demektir?

Gayet açık. MİT üstüne düşeni yapmış, FETÖ'cüleri tespit etmiş. Son gece ne oluyorsa o yerinde kalıyor? Ne oluyor. Bu işin başında olan karar veren kim. Ben değilim, başbakan da değil, cumhurbaşkanıdır.

Başbakan emekli edilmesini istemiş, MİT emekli edilsin demiş. Kim müdahale edebilir buna? Her MGK toplantısında MİT'in raporu vardır. MİT ordudaki yapılanmayı takip ediyor biliyor. MİT Başkanı ve Dönemin Genelkurmay Başkanı neden araştırma komisyonuna gelip neden konuşmadı. Erdoğan neden bunlara izin vermedi? Bütün ayrıntılar zamanla ortaya çıkacaktır.

DAVUTOĞLU NE DEMİŞTİ?

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, başbakan olarak başkanı olduğu 2015 Yüksek Askeri Şurası'nda, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin kilit isimlerinden biri olarak Genelkurmay'da tutuklanan eski Tümgeneral Mehmet Dişli'nin MİT'ten gelen raporlar doğrultusunda emekli edileceğini, ancak kararın son anda uygulanmadığını ifade etmişti.

“ONLAR CHP’Yİ TAHRİK ETMEK İSTİYORLAR”

 İş Bankası hisselerini biz sadece temsil ediyoruz. Oradan bir gelirimiz yok. Atatürk'ün bir mirası var. Biz bu vasiyetin gereğini yerine getiriyoruz. İş Bankası'nın iç işlerine hiç karışmayız.
 Dört arkadaşımız görevli atanıyor onlara. Onlara da iç işlerine karışmamalarını söylüyoruz. Neden İş Bankası? 20 Temmuz'dan sonra bir sivil darbe dönemi yaşıyoruz. Onlar CHP'yi tahrik etmek istiyorlar.
 Erdoğan, toplumun yaşadığı derin sarsılmayı gözden kaçırmak için bir düşman yaratma peşinde. Onun için düşman da CHP. Kuralsız bir şekilde bazen de ahlak dışı suçluyor.

Adana'da bizim belediyelerimiz, vali ve kaymakamın isteği üzerine 195 personel vermiş yardım dağıtımına. Arabalar vermişiz. Kim suçlu oluyor, yine bizim belediyelerimiz. Gençlik kolları başkanımız gözaltına alınıyor, serbest bırakılıyor. Sonra Erdoğan çıkıp konuşuyor. Çocuk yeniden gözaltında.
 

İzmir'de provokatif bir olay yapılmış. Yapanı, suçluları bulun diyoruz. Bulunmuyor. CHP'li bir arkadaşımız gözaltına alınıyor. CHP suçlanıyor. Bu kesinlikle provokatif bir olay, İzmir gibi bir yerde. Bir akıl tutulması var. Gideceğini görüyor bu beyefendi. O yüzden CHP'yi geriletme peşinde.
Neden gerilesin CHP kardeşim. CHP halktan yana, bölücülük mü yapıyor hayır. Bizim belediye başkanlarımız tarih yazıyor ya. CHP'li belediyeler Millet İttifakı'nın belediye başkanlarıdır.

ERKEN SEÇİM TARTIŞMASI

Seçime gidilip gidilmeyeceğine iki kişi karar verir. Birisi Erdoğan'dır diğeri de ortaklığı bozup bozmayacağı belli olmayan Sayın Bahçeli'dir.

Erdoğan erken seçim diyebilir. Sayın Bahçeli de “Ben bunlardan bıktım, ekonominin hali ortada” der erken seçim ister.

“BABACAN VE DAVUTOĞLU İÇİN KUMPAS KURUYORLAR”

Biz şu anda her şeyimizle hazırız. Alanlardayız. Onlar erken seçim desin ya da demesin. Ekrem İmamoğlu'nun seçimi kazanmasını nasıl yaptılar. YSK'da kumpas kurdular. Şimdi Ali Babacan ve Davutoğlu için de kumpas kuruyorlar. Bu kumpası bozmak benim boynumun borcudur.

Seçim barajını kim getirdi? Darbeciler. Madem darbeye karşısın neden bu anayasayı değiştirmiyorsun.

“BABACAN BİRİKİM SAHİBİ BİR İNSANDIR”

Babacan düzgün bir insan. O yapı içerisinde Babacan da Davutoğlu da adı yolsuzluğu bulaşmamış, o yapılanmada nadir insanlardan. Sayın Babacan, ekonomide kaynakların nereye kullanılması gerektiği konusunda birikim sahibi bir insandır.

KAYNAK: Sözcü
 

İlgili Haberler