Hataylı İş Adamları; Batıyoruz

Hataylı İş Adamları; Batıyoruz

.

 

BATIYORUZ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sırf kendileri gibi “mağdur” olarak gördükleri ve Sünni oldukları için Müslüman Kardeşler’i iktidara getirebilmek amacıyla sınırı sonuna kadar açmasının ve iç savaşa gizliece taraf olmasının Hatay’ı iflasın eşiğine getirdiği anlaşıldı. İşadamları, “Hatay böyle kriz görmedi” dedi ve yardım istedi.
 
Türk Tabipleri Birliği (TTB) geleneksel hale getirdiği Füsun Sayek Raporu’nu bu yıl Suriye’deki iç savaşın Hatay’a olan etkilerine ayırdı. “Suriye İç Savaşı’nın Hatay’a Etkileri” başlıklı raporda, iç savaşın toplumsal yaşamını, sağlık hizmetlerini ve ekonomiyi nasıl etkilediği ayrıntılı bir biçimde anlatılıyor.
 
Hatay’da ilçeler ve köylerdeki mültecilerin sayısının nüfusu geçtiği, vatandaşların Suriyeli kadınlardan kuma getirmeye başladığı, sınırların yol geçen hanına döndüğü, sağlıkta altyapı ve kadronun aşırı yük altında ezildiği, Türk vatandaşlarının hastanelerde ikinci sınıf vatandaş olarak görmeye, Suudi hekimlerin bir yurdu hastaneye çevirerek burada yasadışı hizmet verdiği belirtilen raporda, ilk kez yetişkin vatandaşlarda kızamık görüldüğü bildirildi ve salgın hastalık uyarısında da bulunuldu. 
 
Raporda, Hataylı işadamlarıyla yapılan görüşmeler de yer alıyor. Türk basınının AKP’nin korkusundan sansür uygulaması nedeniyle seslerini duyuramayan Hataylı işadamları “Batıyoruz” diye feryat etti.

BÖYLE BİR KRİZ GÖRÜLMEDİ
 
Hatay Sanayici ve İşadamları Derneği (HASİAD) Başkanı Gülay Gül, Suriye’deki iç savaş ve iki ülke arasındaki krizden etkilenen Hataylı büyük firmaların iflasın eşiğine geldiğini kaydetti ve şunları söyledi:
 
“Hatay böyle bir kriz görmedi. Sanayici, nakliyeci, ithalatçı, ihracatçı, turizm firmaları ile tarım sektörü çok ciddi anlamda etkilenmiştir. Esnaf, tüccar ve işadamları ekonomik anlamda etkilenmiştir, halk ise tedirgin durumdadır. Mevcut durum nedeniyle işadamları ve firmalar, iş görüşmesi, yatırım veya alışveriş için Hatay’a gelmiyorlar. Kredi ile TIR alanlar ve kredi ile şirketini büyüten firmalar mağdur durumdadır. Bankalara kredi borcu olan firmalar iflasın eşiğindedir. Çok kısa süre içerisinde Hatay’da faaliyet gösteren çok büyük firmalar, maalesef resmi olarak iflaslarını açıklamak zorunda kalacaktır. Ciddi anlamda zarar gören esnaf ve tüccarlar desteklenmeli, vergi ve kredi borçları ötelenmeli, devlet bankalarından düşük faizli uzun vadeli kredi verilmelidir.”
 
Ortadoğu’da Türk pazarının yok olma aşamasına geldiğini vurgulayan Gül, "Artan maliyetlerle rekabet edemeyen ve daralarak yok olan Türk pazarı yerine, Alman ve Çin pazarları gittikçe genişliyor. Ayrıca Ortadoğu ülkeleri Türkiye’ye karşı güven kaybı yaşıyor. Ortadoğu’ya açılan en önemli kapı, Cilvegözü sınır kapısıdır. Bu kapı çalışmadığı sürece çözüm de olmaz" diyekonuştu.
 
Hatay’da kötüleşen turizm sektörü üzerine dikkat çeken Gülay Gül, Hatay turizmini canlandırmak için girişimlerde bulunduklarının da altını çizdi. 

TİCARETİMİZ "SIFIR" NOKTASINA GELDİ
 
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin; Suriye’deki olayların Hatay ekonomisine çok olumsuz yansımaları olduğunu ve olmaya devam ettiğini söyledi. İki ülkenin karşılıklı mutabakata varması sonucu, 2009’un Eylül ayında kalkan vize uygulamasının ciddi bir sinerji oluşturduğunu, bunun da ticarete olumlu yönde yansıdığını kaydeden Çinçin, şu anda ticaretin neredeyse yok olma seviyesine dayandığını vurguladı.
 
Hatay’ın Cilvegözü ve Yayladağı Sınır kapılarından giren çıkan yolcu sayısında da ciddi oranda azalma olduğunu anlatan Çinçin, şu bilgileri verdi:
 
"Hatay’dan Suriye’ye ihracatımız 2008’de 123 milyon dolar, 2009’da 186 milyon dolar, 2010’da 250 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2011’de 150 milyon dolara düşen ihracatımız, 2012’de neredeyse sıfır noktasına geldi. 
 
“Cilvegözü ve Yayladağı Sınır kapılarından gelen ve giden yolcu sayıları toplamına baktığımızda, bu sayı 2010 yılında 2 milyon 581 bin 801 iken, 2011 yılında ise yüzde 17 oranında bir azalmayla 2 milyon 145 bin 585’e düşmüştür. 2012 yılının ilk 5 aylık döneminde, geçen yılın aynı dönemine oranla ise yüzde 46’lık bir düşüşle bu sayı, 472 bin 292 kişi olmuştur.
 
“İhracatçı ve nakliyecilerimiz, turizmcilerimiz, bu sıkıntıdan büyük ölçüde etkilenmiştir. Ayrıca halk arasında bavul ticareti diye adlandırılan ticaret şekli, oldukça yaygın olarak yapılmaktayken, esnafımızla beraber bu tacirler de büyük ölçüde darbe almıştır.
 
“Hatay, İstanbul’dan sonra ülkemizin en fazla kara taşıma aracına sahip ikinci şehirdir. Günümüzde, Hatay’dan 135 ülkeye, 202 adet C2 Yetki Belgeli firma ile 7 bin 714 adet çekici vasıtasıyla taşıma yapılmaktadır. 2010 yılında, Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndan gelen ve giden kamyon-TIR sayısı 172 bin 419 iken, 2011 yılında bu sayı yüzde 13 oranında bir azalmayla, 150 bin 104’e düşmüştür. 2012 yılı mayıs ayı itibariyle, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41’lik bir düşüşle, 38 bin 617 kamyon-tır giriş-çıkış yapmıştır. Bu rakamlar da Hatay ekonomisinin kaybını ortaya koyuyor. Esnafın kredi, Bağ-Kur ve SGK borçlarının ertelenmesini talepediyoruz."

İLİŞKİLERİMİZ BÜYÜK DARBE ALDI
 
Antakya Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Ali Kuseyri ise, Türkiye ile Suriye arasındaki siyasi ilişkilerin hızla bozulmasının, sınır illerinde ve özellikle Hatay’da ekonomik ve sosyal kayıplara yol açtığına dikkat çekti. Kuseyri, yaşananları şöyle özetledi: 
 
"Ekonomik canlılık büyük darbe alırken, sorunun sürmesi beklentileri de olumsuz etkilemiştir. Bu durum, Suriye ile gerek doğrudan, gerekse Ortadoğu ülkelerine yönelik yoğun ticari ilişkileri bulunan ilimizde, üretim, ihracat, pazar kaybı, navlunun yükselmesi, istihdam gibi kayıpları gittikçe büyütmüştür. Suriye’nin son yıllarda, dış ticaretinde önemli kalem oluşturan ürünleri, yaklaşık 800 kilometrelik sınır komşuluğu bulunan Türkiye’den karşılamasıyla, özellikle bu ülkeyle sınır  komşuluğu bulunan Hatay, Adana, Mersin, Gaziantep, Kilis ve Mardin kent ekonomilerinde yaşanan ciddi hareketlilik, şu sıralarda tamamen durmuş, ekonomik ve ticari ilişkileri büyük darbe almıştır.”
Kaynak : gazeticeleronline/my