Ayşe Arman'ın bu mantığı hastalıklı...'

Ayşe Arman'ın bu mantığı hastalıklı...'

"Balçiçek İlter madem Z.D. ile görüştü neden yazmadı" diyen Ayşe Arman'a yanıt hızlı geldi.

Z.D.'nin Gezi Eylemcilerinden dayak yediği, tacize uğradığı iddiası iki kadın yazarın arasında çok ciddi polemiğe neden oldu. Z.D. ile görüşen Balçiçek İlter'i arayan ve görüşmeyi kaydeden Ayşe Arman'a, köşesi olmayan Balçiçek İlter, Star gazetesine yazdığı yazı ile yanıt verdi: "Meğer o telefon kayda alınıyormuş da haberim yokmuş, (...) ama uzatmayacağım, sadece bana ders oldu!" diyen İlter, Arman'ın köşesinde dile getirdiği mantığın da "hastalıklı" olduğunu yazdı. 

İşte Türk medyasının önemli iki kadın temsilcisinin arasındaki gerilimi su yüzüne çıkartan olaylar zinciri:

Z.D. OLAYINI İLK YAZAN ELİF ÇAKIR OLMUŞTU

Kabataş'ta Gezi Parkı'na katılan eylemcilerden dayak yediğini, taciz edildiğini, üzerine işendiğini ileri süren ve Başbakan Erdoğan'ın da sık sık dile getirdiği Z.D.'yi Türkiye'ye tanıtan Star yazarı Elif Çakır olmuştu. 

Hürriyet yazarı Ayşe Arman ise Çakır'dan Z.D. ile görüşmek istediğini söylemiş ancak kendisi yerine Balçiçek İlter'in görüşmeye götürüldüğünü duyunca köşesinden "madem görüşDenemetü neden yazmadı" diye sitem etmişti. 

Habertürk'teki köşesi bir süre önce kapanan Balçiçek İlter bugün o görüşmeyi yazdı. Hem de kendisini Z.D. ile görüştüren Elif Çakır'ın gazetesi Star'da. Arman'ın kendisini arayıp röportaj yapmaya çalıştığını anlatan İlter"bu bana ders oldu" yazmayı da ihmal etmedi.

İşte "Aslında bu biraz da zorunlu bir yazı..." diye başlayan o yazının çarpıcı bölümleri:

BU BANA DERS OLDU

"Bir gün önce bir meslektaşım Ayşe Arman, Kabataş'ta tacize ve saldırıya uğrayan genç kadın hakkında benimle röportaj yapmak istemeseydi... Üstelik "röportajın röportajı olmaz, git mağdur olanla konuş" dememe rağmen, tam da yayın öncesi koşuşturması içinde telefonda yarım yamalak konuştuklarımızı dün köşesinde yazmasaydı...
 (Meğer o telefon kayda alınıyormuş da haberim yokmuş, orası ayrıca bir yazı konusudur, ama uzatmayacağım, sadece bana ders oldu!!) 

Bu yazıyı kaleme almazdım. Neden mi? Çünkü Kabataş'ta saldırıya uğrayan kadının beyanı ortada, suç duyurusu ortada, bir başka meslektaş, Elif Çakır ne düşündüğünü bütün kamuoyu ile paylaştı zaten, ben daha ne yazacağım?

ARMAN'IN MANTIĞI HASTALIKLI 

Üstelik Ayşe Arman'ın ara başlık attığı 'Balçiçek ikna olmuş', ben de, biz de olaydan ikna olalım mantığını son derece hastalıklı bulmaktayım. Hiç kimsenin kimseyi ikna etme durumu yok kardeşim! Bir yerde başıma bir iş gelse, örneğin tecavüze uğrasam, başıma gelenlere inanmanız için acaba hangi karar mercilerini ikna etmem gerekecek? Üstelik inansanız ne yazar, inanmasanız ne...

Bu yüzden çok kıymetli buluyorum, Kabataş'taki olaydan, sonra örgütlenen kadın derneklerini, bildiriler yayınlayanlarını, kınayanlarını, ve o kadın için ellerinde pankartlarla yürüyenleri... Ve en çok da şu sözlerini...

"Bana ne söylediğini unutabilirim, bana ne yaptığını da unutabilirim ama bana kendimi nasıl hissettirdiğini asla unutamam"

(...)

BEN RÖPORTAJ YAPMAYA GİTMEDİM 

Ben o gün Zehra'yla röportaj yapmadım, zaten yapsam nerede yazacağım? 28 Şubat'tan beri köşem yok, bilen bilir.
 Ben o gün yaşadığı tüm travmaya rağmen, yaşadıklarını cesurca anlatan bu genç kadını televizyona çıkması için ikna etmeye gittim. Arada bütün detayları anlattı, ne acayip bazen insan hiç tanımadığına daha çabuk dökülür. O zaman anladım kocasına, kayınpederine yüz yüze hiçbir şeyi anlatmadığını, anlatamadığını.