TERÖR ÖZELLEŞTİRME İHALESİ APO'YA

2013’e Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirme girişimi ile başladık.

 
 
2013’e Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirme girişimi ile başladık. Hangi gazeteye baksak, hangi Tv kanalını açsak aynı manşetler. Terörümüzü özelleştiriyoruz.

Son 25 yıldır özelleştirmediğimiz konu kalmadı. Devletimiz beceremediği her şeyi önce kara geçiriyor, sonra özelleştiriyor.  Elektrik, gaz, sağlık, eğitim derken sıra terörün özelleştirilmesine geldi.
Rahmetli Özal’ın icadıydı. “Kar etmeyen ne kadar KİT varsa, TEDAŞ’ DSİ, Doğal Gaz, Eğitim, Sağlık önce bunları kar ettireceğiz, sonrada satacağız.” demişti.  O zamanın muhalefet lideri sormuştu. “Yahu kar ettirdikten sonra neden satacaksın ki? Özel sektör kar eden işletmesini satıyor mu?”
 Özal yanıt vermişti. “Kar etmeyen işletmeyi kim alır ki?”

Arkasından gelen tüm sağ iktidarlar Özal’ın dediğini yaptı, önce işletmelerin ürünlerine zam yapıp kar ettirdiler, sonrada 3 otuz paraya her şeyi özelleştirdiler, böylece sorun çözülmüş oldu. Vatandaş rahata erdi, devlet sırtından, kar eden şirketleri attı küçüldü, esas işine döndü herkes memnun, mesut.

Gerçi devleti küçülteceğiz, ekonomiden çekileceğiz diyen iktidarın personeli, TOKİ ‘si, ballı ihale veren makamları büyüdükçe büyüdü. O ayrı, başka nedenleri vardı.
Sonuçta ülke refaha kavuştu vatandaş memnun, devletin keyfi kekâ ama lanet terör belası bitmek tükenmek bilmedi.

2000 li yılların sonlarına doğru, hızını kesen terör nedense, AKP iktidarının daha ilk günlerinde, gelmeye başlayan şehit haberleri ile yeniden kan bileti kesmeye başlayınca, fatura gişede ki derin devlete çıkarılıp, kökünden halletme işine kalkışıldı. Derin devletin başta TSK ve gazeteci, yazar, bilim adamı elebaşları, bir ikisi hariç Silivri’ye tıkıldı.
Fakat o da neydi? Tüm terör üreticileri içerde fakat, kan durmak bilmiyordu. Kurşunun gözü yoktu, atana da, yiyene de isabet ediyordu.

AKP ve karizmatik lideri ülkeyi büyütmüş, Milli Geliri, memleketi ve borcunu dağ gibi büyütmüştü lakin, terör belası durmak bilmiyordu. Terörü besleyen derin devletten içeri tıkacak kimse kalmamıştı neredeyse.
Her sabah bir operasyona uyandık bir süre. Terör destekçileri bir bir yakalandı, deliller toplandı, ayan beyan suçları ortada ve gün gibi aşikârdı içeriye tıkıldı. Lakin terör yine bitmedi.

Sanırım, ülkeyi 10 yılda dünya devletleri seviyesine yükselten başbakan Erdoğan ve acar kurmayları konu üzerinde yeniden düşünüp, taşındılar. Aralarında şöyle dediler galiba, içlerinden birbirlerinin yüzüne karşı. “Yahu biz bu kötü kaderli ülkeyi dünya devi haline getirdik, Milli Geliri şuradan taa şuraya getirdik, ihracatı artırdık, irili ufaklı ne kadar sorun varsak çözdük peki bunu nasıl yaptık?”

Yanıtı bulmakta zor olamamıştır eminim. Hep bir ağızdan “Terörü de Özelleştirelim” diye bağırmışlardır kesin.

Tabi ki terörü özelleştirmek, Telekom’u, TEDAŞ’ı özelleştirmeye benzemiyor. İşin içinde kan faktörü var. Şirketler gibi kar ettir sonra ihaleye çık, ver en çok parayı verene, sonra koy üzerine KDV’yi, ÖTV’yi, al payını vatandaş bedelini mecbur ödesin. Şirket karını yapsın, devlet ceylan derisi koltuğunda, Mercedes’inde keyfine baksın.

Belki de, bu seçeneği bir araştıralım, aracı devletler var, onlara danışalım, bir araya gelelim terör şirketleri ile konuşmaktan bir zarar olmaz, kanı durduralım herkes razı olur sonuca, mantığı ile başlamıştır OSLO.

Kızmak bozulmak yok. Kan duracak sonuçta. Devlet tabi ki kanı durdurmak için her şeyi herkes ile görüşecek. Görüşmek başka, uygulama başka. Peki, ne görüşülüyor? Ha bak onu herkesle paylaşmaz devlet. Uygulamaya bak oradan anla.

Peki bakınca neyi anlayamıyoruz?
İşin ihalesi, belayı başımıza sarana doğru gidiyor gibi. Yani ne olacak gibi. Terörü başımıza bela eden, ihaleyi alacak ve belamız bitecek gibi, her şey yoluna girecek.

Olur mu olur?  

Neden olur, Anneannemin annesi rahmetli derdi ki, ”Eşşeği Öldürene Sürükleteceksin”

Tamam devlet erkânımız her seferinde söylüyor. Görüşüyoruz ama sor bakalım neden? Yanıtı kendi veriyor. Kan duracak. Ama bu özelleştirmeden kim ne kar edecek o net değil?

Oysa özelleştirme dediğinde hesap kitap incedir. Alan satan vereceğini alacağını ince ince hesap etmez mi? Ben ne alıyorum? Şunu alıyorsun. Peki ne veriyorum. Şunu vereceksin. İyi de ne kar edeceğim bu alış verişten? Diye sormaz mı?

Şu ana kadar netleşen tek şeyden eminim. Kürt oyları yine AKP ile BDP arasında pay edilecek. AKP iktidarı Cumhur Seçimlerinden önce ki yerel seçimlerde yine zafer balkonunda gece konuşması yapacak.

Hayırlara Vesile Bir Özelleştirme Arifesindeyiz