Satıyoruuuuuum, Sattım

Nalan Türkeli

Günah işleme özgürlüğü olur da, yanmayan kefen olmaz mı?
Bal gibi olur.
Öyle koftiden falan değil ha. Hem de cennet garantili.
İmamın ordusu eşliğinde, dört kollu kayıktan çukura koyulur koyulmaz, sırat köprüsünün hemen başında, devreye giriyor, yanmaz bozulmaz hokkabaz.

Her türlü günah affolunur.
Mesela; Emanete ihanet.
Hırsızlık.
İftira.
Yalan.
İki yüzlülük.
Bölücülük.

Anlamadınız mı? O zaman, pazarlamacı cübbeli ye kulak verelim.

“O kişi mezarında korkmaz, kabrine cennetten bir pencere açar, cennet bahçelerinden bir bahçe yapar. Bu rivayetle amel etmek isteyenler, önceden yazdırmalı, yakınlarına da vasiyet yapmalı. Kefenin yerini de öğretmeli ki çünkü onlar telaştan başka bir kefen bulurlar. Bak benim kefeni burada demeli. Hazırlamalı. Bu ismi şerifi yazdık bu kefene. İkinci olarak, bu ismi şerifi ya Kabe örtüsüne ya da ceylan derisine yazılmalı. Herkese Kabe örtüsü bulacak durumumuz yok. Benim kendime göre bir parçam var. Bayağı bu konuda bir bohça hazırladım ben. Telaştan beni de gömerler, sonradan açamazlar. İyi bir vasiyet yapmak gerekiyor."


Kim demiş; "İki cambaz bir ipte oynamaz." 
Alın işte.
Biri, "kefen giyip yola çıktık" diyerek, iki bin kişilik koruma ordusuyla meydanlarda beygirlere binerken, diğeri de aynı beygirleri, 370 tl lik yanmaz kefenle imamın kayığına bindirme derdinde.
Yani, haraç- mezat satılıyor din, fakire fukaraya. Almayan, kanmayan var mı?
.Külli bir iradeyi var sayarsak, cüzi iradenin hükmü mü kalır?
Sultanı, sahabesi taktir buyurmuşsa, beygirlere de semer böyle koyulur.