Rasim Ozan, Can Dündar ve Çetin Altan

Dr. Hasan Vasfi Altay

Sosyalist bir demokrat. Ne askere yakın, ne de faşizme. İleri demokrasi diye saz çalan AKP’liler Merdan’dan daha demokratını bulamazlar.

Gazeteci yazar Merdan Yanardağ’ı içeri attılar. Askeri vesayetten ve Kemalist diktatörlükten kurtulan Türkiye’m bir teröristi daha toplumdan izole etti. Çevremizde hiç kötü kimse kalmadı. Etrafımızı cüppeli, sarıklı ve türbanlı melekler sardı. Artık AKP’mizin imanlı kollarında yaşayıp, cemaatimizin çiçekli bahçelerinde, dershanelerinde koşabiliyoruz. 2010 referandumundan sonra Türkiye hukuku çağ atladı. Artık insanları enterne etmek için delile gerek yok. Gözümüzün üzerinde kaşımızın olması yeterli. AKP’liysen free takılıyorsun, muhalifsen yargıya takılıyorsun. Talih kuşunun kimin başına s.çacağı da hiç belli olmuyor. Yirminci yüzyılın ortasında zuhur eden nasyonal Alman hukuku da demokratik teamüller çerçevesinde oluşturulmuştu. Mussolini İtalya’sı ve Franko İspanya’sında en fazla dillendirilen kavram ise milli iradedir. G.tü açıkta kalacak her sistem sırtını öncelikle halka dayamak ister. Nitekim, barsak muhtevasını da halkın üzerine püskürtür. Merdan Yanardağ 12 Eylül’den beri sisteme muhalif bir aydın. Sosyalist bir demokrat. Ne askere yakın, ne de faşizme. İleri demokrasi diye saz çalan AKP’liler Merdan’dan daha demokratını bulamazlar. Başlarına taç etmeleri gerekirken, Ergenekoncu deyip gırtlağını sıkıyorlar.
 
DENİZE DÜŞEN…
İddiaya göre, uyduruk gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı ile Mustafa Sarıgül İstanbul Nişantaşı’nda bir lokantada birlikte yemek yemişler. Rasim Amasyalı Sarıgül’e “Aday olursan Tayyip Bey’e dokunma, bizimkiler de sana dokunmayacak” demiş de, Sarıgül de yanıt olarak “Seçilirsem kendisiyle Kadir Bey’den daha uyumlu çalışırım” diye karşılık vermiş. Ben medyanın yalancısıyım. Lakin, Rasim Ozan Prusyalı ile Mustafa Sarıgül ruh ikizi gibi. Buluşup belediye seçimlerini konuşmalarını, hatta Rasim’in Erdoğan adına pazarlık yapmasını hiç yadırgamam. AKP İstanbul’da kaybedecekse Mustafa Sarıgül CHP’den İstanbul adayı olsun. İtiraz etmiyorum. Abdestli kapitalizmin gol yiyeceği her müsabakaya varım. Ancak Mustafa’nın hamurundan CHP’nin midesine uyacak bir çörek çıkmaz. İstediğiniz kadar yoğurup susam dökün üstüne.
 
CAN DÜNDAR’IN CUMHURİYETÇİLİĞİ
Can Dündar Cumhuriyet’te yazmaya başlamış. Çok komik. AKP-liberal izdivacı sürerken Can Efendi “Mustafa” isimli bir film yapmıştı. Yandaş tarihçi ve gazeteci Mustafa Armağan yapsa en fazla bu kadar saldırırdı Mustafa Kemal’e. Can Dündar bir hayli zavallı bir Atatürk portresi çizmişti filmde. Muhterem bu manidar filminin akabinde yandaşlar tarafından sırta alınmayı bekledi. Ama kimse sırtlamadı onu. Gardı düşen Dündar tekrar muhalif kalem ayakları yapmaya kalkınca Milliyet’ten şutlandı. Peki, onu Cumhuriyet neden sahiplendi? Bu gazete zik zak çizen yazarların çöplüğü mü?
 
BİRİ ÇETİN ABİYLE İLGİLENSİN
Çin işi, Japon işi, bunu yapan iki kişi, biri erkek biri dişi. Madem canın çok istedi, çek dişiyi kenara, bitir işi. / Bunu yazan Tosun, okuyana kosun. Bunu yazan Molla, Tosun kendini kolla. Bunu yazan erkek bir bakire, asla bakmaz fakire. / Freud’ün ünlü iddiası Oedipus kompleksiydi. Erkek bebekler daha süt emmeye başladıkları sırada, cinsel bir istek duymaya başlıyorlardı annelerine karşı. / Bizim Temel Reis’i, annesi merdiven altında mastürbasyon yaparken yakalar.
Yukarıdaki tümceler Milliyet yazarı Çetin Altan’a ait. Üstada “tozuttu” demek istemiyorum. Lakin, her iki yazısından biri böyle. Altmışlı yıllardaki militan solcu Çetin Altan’dan geriye bir şey kalmadı. Sekseninden sonra uçkurla kafayı bozdu. Liberal mahdumları (Mehmet-Ahmet) başka türlü dağıttı, kendisi başka. Boş beleş yazılarla Milliyet’te sayfa dolduruyor.