PERİLİ PİSİ EVİ

AZİZ DOĞDU

Yaz geldi, geliyor. Havalar yine cayır cayır olacak. Her canlı, temel ihtiyacı olan suya erişmeli. Yaz aylarında çok terleriz ve inanılmaz boyutta su kaybımız olur. Sadece insanlar değil,  hayvanlar da aynı dertten muzdarip.

Yıllardır süren bir kampanyadır BİR TAS SU, BİR KAP MAMA. Bazı belediyeler bunu sosyal yardımlaşma kampanyasına çevirdi bile. Mesela Şişli Belediyesi. Tas bizden, su sizden diyerek özellikle yaz aylarında her sokakta taslar var. Eh, bize de bunlara su doldurmak gerek sadece. Her canlının suya erişimi olmak zorunda.

Ben bir kişiden bahsedeceğim. Şatafatlı dünyasını minimuma indirgeyip kendini tamamen hayvanlara adayan ve 150'ye yakın özürlü ve hasta hayvana bakan twitter arkadaşım Perili Pisi Evi'nden. Sanatkâr bir kız. Marangozluk yapıyor vd hem kendine hem de evini açtığı bakıma muhtaç hayvanlara bakıyor. Kendi lüksünden vazgeçmiş. "Eğer geçmeseydim, onlara tam anlamıyla bakamazdım", dedi geçen telefonda bana. Varını yoğunu kuçularına ve pisiciklerine adamış. 

Şikayetçi mi, hiç de değil. "Bizim lüks sandığımız o şatafatlı dünya, meğer ne kadar eksikmiş. Hep biz diyerek yaşamışız. Maddi yönümüz, hep tatmin edilmek istemiş. Oysa eksik kalan bir şeyler varmış hep", diyordu. Kendini hayvanlara annelik yaparken buluşu ve Perili Pisi Evi adını da özellikle seçmiş. "İlk sahiplendiğim kedimin adıydı Peri", dedi. "Onu kaybedince boşluk yaşadım ve içim acıdı. Her şeyimi bıraktım ve kendimi sokakta hasta ve bakıma muhtaç canlara adamaya karar verdim. Evimin alt katını marangozhaneye çevirdim ve orada ahşapla bir şeyler yapıyorum. Peri'yi hep yanımda hissediyorum  e bu yüzden bu ismi verdim".

Kazandığı parayla beslediği canların tüm bakımını yapıyor. Kimi zaman zorluklar yaşıyor. Mesela, sattığı ürünün ücreti geç gelebiliyormuş. Bazen de böyle durumda canlarının mamaları bitebiliyormuş. "Çocuklarım doysun yeter. Arkadaşlarım, mama gönderse işim daha kolay olacak bir nebze. Yakın arkadaşlarımın bazıları hiç oralı olmadı bile. Yine de çok şükür çocuklarım doyuyor. Tek derdim onlar. Çoğu o kadar muhtaç ki bakıma. En ufak destek, yardım yükümü kolaylaştıracak. Bir de ben öyle herkesten yardım isteyemem. Kendi işimi kendim yapmaya alışmışım".

Anlattıkları beni çok etkiledi. Keza ben de onun gibi yaşamımın büyük bölümünü hayvanlarımıza adadım ev arkadaşımla. Evde beş kedi, iki köpek var. Bahçe ağzına kadar dolu :-). Peri ile telefonda konuştukça içimden ona bir gün bu köşeden yazacağım ve eğer en ufak yardımım dokunursa ne mutlu bana diye söz verdim. Onun haberi yok. Bu yazıyı görünce sürpriz olacak ona da. Yaz sürprizi.

Evet, hepinizden ve çevrenizden ben rica ediyorum. Perili Pisi Evi'ne destek çıkalım lütfen. Bir torba mama ile en azından. El elden üstü derler ya, imece usulü yardımlaşalım. Aklıma geldi işte dedim. Bir yerimiz eksilmez ya ufacık bjr yardım ile.

Ha bu arada unutmuyoruz: Yaşadığımız yerde bir tas su koyuyoruz kapı önüne. Pisicikler, kuçular doya doya içsinler. Biz susayınca kana kana içiyoruz, içmedik mi dilimiz damağımız kuruyor. Bizim için su ne ise hayvanlar için de aynısı. Üşenmeyelim artık.

Ben yaşadığım yerde herkesle bizim köpek yüzünden kavgalıyım. Yok neymiş, kaldırıma çiş yapamazmış. Bir keresinde bir kadına, 'Dua et yüzüne işemedi,' dedim. Bir başkası sokaklarda çok hayvan varmış diye kızıyor idi ben köpeği gezdirirken. Sanırsın hanımefendi İsviçre Leydilik Okulu mezunu. Türkiye'ye tatile gelmiş de rahatsız oldu. 'Beğenmediysen gidersin İsviçre'ye', diye çıkıştım. Kimsenin bir canlının hayatını kısıtlamaya hakkı yok. Benim yanımda buna izin vermem. Bütün Teşvikiye ile kavgalıyım kedi köpek yüzünden. Hiç de umurum değil vallahi. Bu dünya hepimizin. Gelmişler ormanları yıkıp bina doldurmuşlar; hayvanların yaşam alanını ellerinden almışlar, bir de çıkıp kedi köpekten rahatsız oluyorlar. Eh o zaman tutmayalım sizi, gidiverirsiniz Avrupa'ya biz de rahat ederiz.

Neyse, sizden ricam Perili Pisi Evi'ne destek çıkalım. Marangozluk ihtiyacımız var ise ona yaptıralım. Twitter'da @perilipisievi adıyla irtibata geçin ve daha detaylı bilgi alın.

Unutmuyoruz: Havalar ısınıyor; kapımızın önüne BİR TAS SU, BIR KAP MAMA da koyuyoruz.

Kalın sağlıcakla