MUHİTTİN BÖCEK'İN PROJE TANITIM TOPLANTISINDA GÖZLEMLERİM

Mehmet Talay

Hafta sonu Muhittin Böcek’in Proje Tanıtım Toplantısı yapıldı…
Oldukça kalabalık diyebileceğim bir topluluk tarafından izlendi.
Kılıçdaroğlu’nun da toplantıya katılması CHP’nin Antalya’ya özel önem verdiğini göstermesi bakımından oldukça dikkat çekiciydi.
Öncelikle şunu belirtelim:
Kalabalık bir topluluk tarafından izlenmesine karşılık alışageldiğimiz CHP’lilerin coşkusu yoktu.
En küçük mahalle delegesinin seçiminde bile büyük bir heyecan yaşayan CHP’lilerde üstelik Genel Başkanın da katılmasına rağmen beklenen coşku ve heyecanı göremedim.
Hemen her toplantıda var olan ve “partinin aktivisti” denilen yerel kanaat önderlerinin büyük bir çoğunluğu yoktu…
Gelenlerde ise bir kırgınlık, bir küskünlük ve bir umursamazlık hâkimdi.
Birçoğu Kılıçdaroğlu’nu bile dinlemeye gerek görmeden oradan ayrıldılar…
Bu nedenini kime sorsam ilk sözleri, buna “meclis üye listelerine” olan tepkilerin neden olduğunu ifade ettiler.
Nitekim partililer tarafından beklenmedik bir tepki olabilir endişesiyle Kılıçdaroğlu’nu, partililerin arasından geçirmeyip arka kapıdan ve kimse görmeden salona aldılar.
Salon ise yarısı CHP’liler diğer yarısı ise İYİ Partililer tarafından doldurulmuştu.
Ancak salonda da ne slogan atıldı, ne de heyecan yaratacak bir hareketlilik oldu.
Kılıçdaroğlu bile kitleyi ateşleyemedi dersem siz anlayın artık salonun ruh halini.

Tüm bunlarla beraber bana göre skandal olabilecek bir olay daha yaşandı.
Kılıçdaroğlu salona girdikten hemen sonra “içerisi doldu” gerekçesi ile kapılar kapatıldı ve dışarıda kalanlardan hiç kimse içeriye alınmadı.
Sanki içeride siyasal bir toplantı değil de bir tiyatro ya da senfoni konseri var ve boş sandalye kalmadığı için kapılar kapatılmıştı.
Sonuçta bu bir aday ve proje tanıtım toplantısıydı, vizyona yeni giren bir filmin galası değil…
İnsanlar salon dolsa bile bir yerlerden kafasını uzatır, yana sokulur, aradan gözlemler ve böylece orada yaşanan olaya kendini “ait” hisseder.
Fuayede dolaşır, dışarıya çıkar, yeniden içeriye girer ve olayı canlı/kanlı yaşar…
Kapıları kapatan görevliye sordum, “kim emir verdi bu kapıların kapatılmasına” diye…
Genel Başkanın korumalarının bu emri verdiğini söylediler.
Bu cevap üzerine aklıma şeytan girdi.
Zahir dedim kendi kendime, meclis üye listelerine partililerin tepkisi olduğundan kendini bilmez birileri tarafından salonda Kılıçdaroğlu’na, hem de İYİ Partililerin huzurunda nahoş bir soru sorulmasın diye mi acaba kapılar kapatıldı?
Öyle ya, Kılıçdaroğlu nereye gittiyse orada bu türden tepkilerle karşılaştı.
Antalya’da buna izin vermemek için kapılar kapatılmış olabilirdi.

Gelelim, tanıtım toplantısındaki konuşmalara…
Kılıçdaroğlu konuşmasında bu seçimin, yerel yöneticileri seçmekten daha çok ülkenin geleceğini ilgilendirdiğini ve demokrasinin korunması için iktidara verilecek bir uyarının seçimi olduğunu belirtmesi bence en önemli mesajdı.

Böcek’i ise ilk kez bu kadar kürsü hâkimiyeti içinde gördüm.
Konuşmasındaki akıcılığı beni şaşırttı. 
Salondakilerle kurduğu göz teması ile salona olan hâkimiyeti, projelerinin ana hatlarını sarih bir biçimde anlatması gerçekten başarılıydı.
Belli ki dersine iyi çalışmış…
Bu tarzını sürdürürse kitlelerle olan iletişimi daha kolay kuracaktır…

Bu toplantıdan çıkardığım sonuç ise şudur:
“Böcek başta olmak üzere ilçe belediye başkan adayları ve il başkanı, meclis üye listeleri nedeniyle meydana gelen kırgınlık ve küskünlüğü bir an önce izole edecek tedbirleri almalıdırlar.”
Meclis üyeliği için söz verilip de listeye alınamayanlar tek tek aranmalı ve gönülleri alınmalıdır.
Bu insanlar parti tabanında etkilidirler ve toplantıda olmayan heyecanı mahallelerde yaratabilecek insanlardır.
O insanlar elbette gidip oylarını verirler ama onlar seçimlerde bir oydan daha fazlası olan ve her koşulda elini değil kafasını taşın altına sokmaktan çekinmeyecek insanlardır ve bu nedenle kesinlikle kazanılmalıdırlar…

İŞTE KILIÇDAROĞLU'NUN KONUŞMASI