“Hizbuşeytan” ve Narsistik Ralli

Bülent Esinoğlu

Mustafa Kemal'in vefatından bu yana, mezhep içerikli tartışmalar hiç bu kadar gündemin ön sıralarına çıkmamıştı. ANlaşılan o ki, mezhep farklılıkları, mezhep tartışmaları artık,siyasetin ana gövdesini teşkil edecek.

“Milletlerarası Risale-i Nur İttihadı İslam Sempozyumu”, devletin desteği ile Arena Spor Salonunda yapıldı.
Suudi Arabistan ve Katar gibi devlet olmayan devletleri, devlet diye kabul ederseniz, bu sempozyum da milletlerarası olmuş olur.
Sempozyumda, Bekir Bozdağ, Nursi övgülerinden sonra,( Mustafa Kemal’i övecek değil ya…) Lübnan Hizbullah’ına Hizbuşeytan aşağılamasıyla, tam bir mezhep kışkırtıcılığı yaptı.
Mustafa Kemal’in vefatından bu yana, mezhep içerikli tartışmalar, hiç bu kadar, gündemin ön sıralarına çıkmamıştı.
Anlaşılan o ki, mezhep farklılıkları, mezhep tartışmaları artık, siyasetin ana gövdesini teşkil edecek.
Mezhep diye bir sorunumuz yokken, artık mezhep diye bir sorunumuz da olacak.
Hani tüm iktisadi, sosyal ve güvenlik sorunlarımızı çözdük ya…
Geriye mezhep sorunumuz kalmıştı!
Emperyalizmin bölgemizde yarattığı, mezhep ve etnik ayırımcılık, iktidar eliyle, çoğaltılacak ve her evin içine sokulacaktır.
Emperyalizmin Müslüman ülkeleri bölmek ve istikrarsızlaştırmak için kullandığı “mezhep kavgasını” iktidar sonuna kadar kullanmaya kararlıdır.
Aklım almıyor ve inanamıyorum!
Türkiye bu kadar kısa zamanda, laikliğini ve birbirine olan saygısını nasıl kaybetti.
Şiileri ve Alevileri resmen düşman ilan ederek, yürütülen bir siyaset.
Bu siyaset nelere sebep olmaz ki!
Peki de, Bekir Bozdağ ve siyasi iktidar, “elini sıcak sobaya temas ettiren çocuk gibi” neden ciyak ciyak bağırıyor.
Suriye’ye Sünni terör ihraç ediyorlardı ve bununla da övünüyorlardıya…
Şimdi iki önemli olay oldu.
Lübnan Hizbullah-ı Suriye devletine destek vermeye karar verdi. Rusya Esad’dan vazgeçmeyeceğini resmen açıkladı.
Şimdiye dek, İran ve Hizbullah’ın Suriye devletine, siyasi desteği vardı, askeri destek yoktu.
Şimdi askeri destek de geliyor.
Bunlarda ciyaklıyor.
Dış siyaseti getirip, Sünni İslam’ın güvenliği ve çıkarlarına hapsedersen, bu siyasetinde anti tezinin gelişmesi muhakkaktır.
Hatırlarsınız.
O zaman ki Anayasa Mahkemesi, AKP’yi laikliğe karşı eylemlerinden ötürü mahkûm etmişti.
Ancak Cumhuriyet fiilen ortadan kaldırıldığı için, artık bırakınız laikliğe karşı eylemlerin odağı olmayı, Sünni olmayanlara şeytan(Hizbuşeytan) deniyor.
AKP’yi hainler nedeni ile kapatamayınca, AKP Cumhuriyet-i fiilen kapattı.
TC ibaresinin kaldırılmak istenmesi, aslında fiili durumun kâğıt üzerine taşınmasıdır.
Sünni/Alevi gerginliğinin iktidar tarafından körüklenmesine, ben Narsistik Ralli diyorum.
Ya da yüksek frekanslı iç savaş yolculuğu…
AKP kalırsa, Türkiye diye bir şey kalmaz diye altı yıl önce yazmıştım, demenin şimdilik pek bir faydası yok.
Bu ülkeyi üç beş din bezirgânına bırakacak değiliz.