GÖZYAŞLARI HESAP SORAR

Saim Tokaçoğlu

Sevgili Aylin, Ayşe ve Bülent'e...
Bunca yıl sonra yaranızı
tekrar kanatmak zorunda
kaldığım için binlerce
kez özür diliyorum...

Türkiye'nin kaderiyle, satranç tahtasının Ortadoğu olduğu bir platform üzerinde acımasız bir oyun oynanıyor.  At izi, it izine karıştı. AKP, ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk skandallarından sonra can havliyle "kelle kurtarma" derdinde. Onları saltanat koltuğuna oturtan kudret, o koltuğu altlarından çekti, aldı. Yolsuzluğa ve rüşvete bulaşan 4 Bakan'la başlayan kabine değişikliği, cansiperane bir savunmanın işaretiydi. Polislerin tayin fırtınası, savcılar üzerinde oynanan oyunlar, HSYK düzenlemeleri… Sayın sayabildiğiniz kadar. Yasalar, Anayasa, İnsan Hakları, hiçbir şeyin önemi yok. İşin doğrusu, sonuna kadar direnmekten, savaşmaktan başka çareleri yok! Ancak korkunun da ecele faydası yok, üzerleri çizildi bir kere. Bu savaşın kaybedeni belli.

Bizi bu aşamada ilgilendiren, öncelikle Türkiye'nin yakın geleceği. Siyaset kaset savaşlarıyla şekillendirilmeye başlandı bile. CHP ve MHP ile ilgili önceki seçimlerde ortaya çıkan kasetler, görevini yerine getirdi. Tabii ki onlarla ilgili ortaya çıkmasından korkulan "devam" kasetleri, korkulu rüya olarak zulada bekletiliyor. O korkuyla da korkunun efendileri ne isterse, o yapılıyor.

Türkiye'de siyaset, söylendiği gibi pek öyle Ankara'nın karanlık dehlizlerinde belirlenmiyor. Siyaset, Pentagon'un karanlık dehlizlerinde planlanıyor. Türkiye'nin kaderi de, Ortadoğu'nun kaderi de o karanlık dehlizlerden geçiyor. Hangi ülkede, hangi maşanın kullanılacağına o karanlık dehlizlerde karar veriliyor, adım adım uygulamaya geçiliyor. Hangi kasetin internete düşmesi gerekiyorsa düşüyor, hangi piyon yükselişe geçecekse geçiriliyor, hangi piyonun kellesi alınacaksa alınıyor.

Bu oyunu bozmanın yolu, tarihten ders almaktan ve gerçekleri görmekten geçiyor. Olanları sıcağı sıcağına haberlerde, özellikle de henüz dizginleyemedikleri internet medyasında hep birlikte izliyoruz. Gerçi takip etmek biraz zor oluyor, sabah operasyon, öğlen operasyonu yapan polislerin görevden alınması, akşam orada burada çevrilen silah yüklü şaibeli TIR'lar, MİT-Jandarma-Polis-Savcı ve Bakanlar arasındaki savaş… Akşam haberlerinde Başbakan'ın dinlendiği haberleri ve ortalığa saçılan telefon tapeleri. Bu hıza ayak uydurmak kolay değil.

Olanlar, belli ki Meclis'teki siyasi partilerin yeniden şekillenmesiyle sonuçlanacak, bu şekillenmeyle birlikte oy dengeleri de değişecek. Öyle değişecek ki, yakında karşımızda yeni bir AKP, yeni bir CHP ve yeni bir MHP bulacağız. Yerel seçimler, genel seçim sonuçlarını, daha doğrusu iktidarı belirleyecek en önemli etken. Yedek kulübesinde bekletilen kaset mağduru siyasetçi, "hadi, topa giriyorsun" denilerek sahaya sürüldü. El mahkûm, ne söylenirse yapacak, nerede nasıl oynaması istenirse oynayacak. Bir diğeri oyunun kaderini etkileyebilecekken topa girmiyor, komut bekliyor.

Oyunun kaderini değiştirebilecekken göz göre göre hata üstüne hata yapan ana muhalefet partisi, eleştirileri ne görüyor, ne duyuyor. Tarihinde görülmemiş bir aymazlıkla adeta tabanına ihanet ediyor. Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp ortaya getiriyoruz gibi ama, CHP yönetimi duyana kadar, bir hayat belirtisi gösterene kadar biz de hatırlatmak zorundayız. CHP, birçok yerde MHP ile işbirliği içinde giriyor yerel seçimlere. "İlçede siz bizi destekleyin, Büyükşehir'de biz sizi". Kurtla kuzu, canciğer kuzu sarması!



Cumhuriyet'le yaşıt bir siyasi parti için, daha dün diyebileceğimiz bir tarih. CHP Nevşehir İl Başkanı Zeki Tekiner öldürüldü. Nevşehir'de büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Cenaze töreninde CHP Genel Başkan düzeyinde temsil edildi, Bülent Ecevit yine orada da halkın arasındaydı. Tekiner'i öldüren "azgın" güçler işi o kadar azıtmışlardı ki, cenaze törenine katılanları kurşun yağmuruna tuttular. Halkın "Karaoğlan" lakabıyla yerlere göklere sığdıramadığı Bülent Ecevit orada ölümden döndü. CHP uğruna canını vermiş olan Zeki Tekiner'in tabutuna tam 17 mermi isabet etti. Daha sonra Zeki Tekiner için Ankara'da düzenlenen törene yalnızca CHP'liler değil, istisnasız bütün sol gruplar katıldı. Yaşananları CHP seçmeninin unuttuğunu düşünenler yanılıyorlar.

"Yeni" CHP'nin yöneticileri, basit bir seçim işbirliğine değil, şehitlerinin katilleriyle işbirliğine girdiklerinin farkında olmalıdırlar.

"Yeni" CHP yöneticileri, efsane Genel Başkanları Karaoğlan'a suikast düzenleyen bir zihniyetle işbirliğine girdiklerinin farkında olmalıdırlar.

"Yeni" CHP yöneticileri, Türkiye'yi 12 Eylül'e taşıyan karanlık güçlerle işbirliğine girdiklerinin farkında olmalıdırlar.

"Yeni" CHP yöneticileri, parçalanmayla sonuçlanabilecek bu işbirliğinden çok geç olmadan vazgeçmek zorundadırlar!

Yoksa şehitlerinin ardından dökülen gözyaşları, yalnızca onların katillerini boğmakla kalmaz, onlarla işbirliği yapan "yeni" CHP yönetimini de boğar!

 

saimtokacoglu@gmail.com