Dengeler değişiyor

Nurten Akyazılılar

 Uluslararası ilişkilerde sürdürüle gelen politikalar, günün şart, gerek ve çıkarları


doğrultusunda yön değiştirebilir.

ABD, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemeyi diplomatik başarıyla hedefliyor

ABD Başkanı B. Obama’nın yaptığı yazılı açıklamaya göre İran ile ilişkileri, yaptırımlar ve 

diplomasiyle çözüm aşamasına gelmiş bulunmakta. Başkan Obama, açıklamasında şunları 

kaydediyor:

"İran, 20 Ocak'tan başlayarak ilk kez, daha yüksek seviyelerde zenginleştirilmiş uranyum 

stokunu saf dışı bırakmaya ve bu türden zenginleştirmeyi mümkün kılan altyapının bazılarını 

sökmeye başlayacak. İran, zenginleştirme kapasitesini, yeni santrifüjler tesis etmemek ya da 

başlatmamak veya yeni nesil santrifüjler kullanmamak suretiyle sınırlandırmayı kabul etti. 

İran'ın nükleer tesislerine yeni ve daha sık aralıklarla denetimler, dünyaya İran'ın taahhütlerini 

yerine getirmekte olduğunu doğrulama olanağı verecek. Hepsi birlikte ele alındığında, 

bunlar ve diğer adımlar, bizim, İran'ın nükleer silah edinmesini engelleme hedefimizi ileriye 

taşıyacak."

Türkiye, hani ABD’nin bölgedeki güçlü müttefiki idi?

Bölgede, çıkarlarının çatıştığı ülke, hiç müttefikin olabilir mi?

Obama, açıklamasında; "Bunların karşılığında, önümüzdeki 6 ay boyunca ABD ve 

P5+1 içerisindeki ortaklarımız; İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve AB, İran 

yükümlülüklerini yerine getirdikçe ve biz, İran'ın nükleer programına kapsamlı bir çözüm 

gayretini verirken, (İran'a yönelik yaptırımlarda) ılımlı bir rahatlamayı hayata geçirmeye 

başlayacağız” ifadesini kullandı.

İran uslu çocuk olmazsa kulaklarından asılacak

Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ne biçtikleri ‘ılımlı İslam’dan sonra İran’a da 

yaptırımlarda ‘ılımlı rahatlama’ öngören ABD, daha geniş kapsamlı yaptırımlar rejimini 

kuvvetle uygulamaya devam edeceklerini belirterek, “Eğer İran, yükümlülüklerini yerine 

getirmezse yaptırımları artırma yönünde hareket edeceğiz” diyor. (1)

Kuzey Irak’tan petrol akacak diye ellerinizi erken ovuşturmayın

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (KRG), Ceyhan’a akmaya başlayan petrolün 2 milyon 

varillik ilk partisini Ocak ayı sonunda satacağını açıkladı. Satılacak petrolün miktarı, Şubat’ta 

4 milyon, Mart ayında ise 6 milyon varile çıkacak. (2)

Irak ve Kuzeyindeki Bölgesel Kürt Yönetiminin arası açılabilir

Bu haberler üzerine Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin 

Türkiye’ye Bağdat’ın izni olmadan petrol ihraç etme planı konusunda her iki tarafa da hitaben 

oldukça sert bir açıklama yaptı:

Maliki, “Bu asla izin vermeyeceğimiz bir anayasa ihlalidir. Ne bölgeye (Kürdistan), ne 

de Türk hükümetine izin veririz” dedi ve ekledi: “Bağdat’ın izni olmaksızın Türkiye’ye 

petrol ihracatı yapması durumunda Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'ne yapılan hükümet 

desteğini keseriz”!.. (3)

Maliki, “Anayasa ihlali” deyince, hatırlayıverdim:

Yıl 2009, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Irak’a giderken uçakta gazetecilerle sohbet 

ediyor. ‘Kuzey Irak Yönetimi’ yerine, ilk defa ‘Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ deyiverince 

bir gazeteci hemen; “Kürdistan mı, dediniz?” diye üsteliyor. Cumhurbaşkanı Gül de; “Ne 

diyeceğim? Kendi anayasalarında yazıyor” yanıtını veriyor.

Irak-Türkiye arasında imzalanan Ankara Anlaşmasını ve de Ermenistan Anayasası 

maddelerini de hatırlatarak sormuştum; “Tanımak için anayasasında yazması yeterli mi?” 

diye…

Bu pilav daha çok su kaldırır

D.Akdeniz’de, KKTC ve Türkiye MEB’i yok sayılarak, GKRY işbirliği ve İsrail sondajı 

neticesinde çıkarılan doğalgazın, yüzsüzlükle Türkiye üzerinden pazarlanması tartışılıyor. 

Eskiden hiç değilse DEÜ Piri Reis gemisi, arada bir gidip sismik araştırma yapma bahanesiyle 

MEB’mizi korumaya çalışırdı!

Suriye’nin kimyasal silahları imha yolunda

Suriye’nin kimyasal silah malzemelerinin ilk kısmını taşıyan Danimarka bandıralı gemi geçen 

hafta Lazkiye limanından ayrıldı. Geminin kargosu İtalya’nın liman kentlerinden birinde 

Amerikan MV Cape Ray’e aktarılacak ve bu gemi, malzemeyi açık denizde imha edecek.

Suriye’ye askeri harekât olmaz

Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen ‘Suriye Halkının Dostları Çekirdek Grubu 

Toplantısı'nın ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı 

John Kerry, ABD'nin Paris Büyükelçiliğinde kısa bir basın toplantısı yaptı. İkili ilişkiler 

anlamında "tarihi bir süreçten" geçtiklerini belirten Davutoğlu, şu an ABD ile Suriye 

meselesini işaret ederek farklı bir alanda, farklı bir işbirliği içerisine girdiklerini dile getirdi.

Irak’ta işler, petrol karası olur

Irak'ta yaklaşan seçimlerin ışığında yaşanan şiddet olaylarını da masaya yatırdıklarına 

vurgu yapan Ahmet Davutoğlu, ülkedeki barış sürecine yönelik Kerry ile ortak bir tutum 

takındıklarını anlattı.

PKK’yı kendi ellerimizle güçlendirdik; kolayca oysun gözümüzü diye

Ülkemiz açısından ise 2013 Mayıs’ında MİT’in düzenlediği rapora göre sözde barış sürecinde 

terör örgütü PKK, kırsalda bulunan yüzlerce üyesini, şehir merkezlerine indirerek yeni 

yapılanmalara gitti. Hareket kabiliyetleri arttı. PKK militanlarının Mayıs 2013 itibarıyla 

sınır dışına çıkma oranlarının yüzde 20’yi geçmediği ve sınır dışına çıkan teröristlerin 

çoğunluğunun da kadın ve yaşlılardan oluştuğu kaydedildi. PKK’lıların Kandil’den gelen 

talimat doğrultusunda elindeki silahları sadece üst düzey örgüt liderlerinin bildiği belirli 

merkezlere gömdüğü ve bu noktalarda çok sayıda silah ve patlayıcı maddenin bulunduğuna 

dikkat çekildi.

Bu vahim tablo, yakın bir süreçte PKK’nın kent merkezlerinde silahlı terör eylemlerine 

geçebileceğini ve buna karşılık TSK’nın, gerek hava gerekse kara harekâtlarında elinin 

kolunun bağlı olacağını ve de Kürt kökenli vatandaşlarımız dahil ateşin, sivil Türk milletinin 

ocağına düşeceğini gösterir.

Ermeni terörü yeniden ortaya çıkabilir

BDP kurmayları da bu süreçte boş durmayıp Ermeni TAŞNAK örgüt liderleriyle görüşerek 

karşılıklı işbirliği anlaşmaları yaptılar. ASALA terör eylemleri bitip PKK terör eylemlerinin 

başlamasının tesadüf olmadığını biliyoruz. Bu durumda 2015’e girerken sözde soykırım 

iddialarına karşılık yeniden Ermeni terör olaylarının başlaması da tesadüf olamaz.

Suriye, Türkiye Hükümetini BM’e şikâyet etti

Suriye Esad rejimi, Türkiye Hükümeti’ni BM’e, ülkesindeki terör eylemlerine destek verdiği 

gerekçesiyle şikâyet etti. Sınır çizgilerinin yok sayıldığı, silah temininden askeri eğitime, 

hastane, barınacak ortam, istihbarat vb desteklerin kanıtları ortada. Bu destekleri alanların 

mezhep farklıları üzerinden kolayca kafa kestikleri, kalp çıkarıp yedikleri, işkenceler ve 

katliamlar yaptıkları da görüntülerle tespit edilmiş durumda…

Bunları yaparken arkanızı dayadıklarınız, dengeler değiştiğinde kendileri bu kara lekeden 

sıyrılmak için, ilk sizi gömecekler kazdığınız çukurlara, görmüyor musunuz?

Ve Türkiye, bir gün gelip de kendi sınırlarını ve milletini korumak için askeri tedbir ve 

harekât başlattığında; koşulları hazırlayanlar ve Ermeni sözde soykırımını tanıyan devletler; 

“İşte Türkiye bu, bugün bunu yapan geçmişte de yapmıştır” diyerek önümüze sözde soykırım 

iddialarını tazmine zorlayacaklar.

ABD’den, AKP Hükümetine; “Ayağını denk al” ayarı…

Görüşmede, iki ülkedeki hukukun üstünlüğüne ilişkin konu başlıklarının da ele alındığına 

işaret eden Kerry, ABD ve Türkiye olarak duyulan karşılıklı saygının da önemine dikkati 

çekti.

Üstlendikleri misyon, piyonluktur…

Gezi olayları sonrası 17 Aralık operasyonuyla gelişen olaylar ve bölgemizdeki bu son 

uluslararası gelişmeleri de birlikte değerlendirdiğimizde Japonya’da soru üzerine Başbakan 

Erdoğan’ın: "Türkiye’nin bölgesel veya küresel güç olma gibi bir hedefi yok. Türkiye sadece 

üzerine düşen görevi yapmak suretiyle gerek bölgede gerekse uluslararası camiada bir yere 

oturtuluyor. Olan budur, olması gereken de budur. Diğeri ise bir hırs diye tanımlanır ki 

hırs her zaman tehlikelidir. Bizim böyle bir hırsımız yok" şeklindeki yanıtı daha bir anlam 

bulacaktır.

Zira biliyoruz ki kısa süre öncesine kadar; “3 saatte Şam’a gireriz” veya “İstesek Suriye'yi 

birkaç saat içinde yerle bir ederiz”, “Sabah harekâta başlar, öğle çayını Şam’da içeriz” gibi 

diklenmeler oluyordu. Filistin’e gidecekti.. İsrail’e ayar çekiyordu Mısır’a dikleniyordu..

Hurriyet Daily News AnkaraTemsilcisi Serkan Demirtaş, konuya dair yazısında, Başbakan'ın 

1 Ağustos 2013'te Yüksek Askeri Şura'nın ilk günü yapılan ziyaretteki Anıtkabir Özel 

Defteri'ne yazdığı, "Türkiye kararlı bir şekilde bölgesel ve küresel bir güç olmaya ilerlerken, 

sürekli istikrar, barış ve huzura da katkı koymaya devam ediyor" sözlerini hatırlattı.

İçeride ve dışarıda daha düne kadar liderlik açısından Atatürk ile mukayese bile edilen 

Başbakan Erdoğan, Ortadoğu’nun lideri olarak gaza getiriliyor, Yeni Osmanlıcılık senaryoları 

yazılıyordu. Şimdi kendilerinin de açıkça itiraf ettikleri gibi dengeler değişmiştir…

1-http://www.hurriyet.com.tr/dunya/25554832.asp

2-http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/25536797.asp

3-http://www.hurriyet.com.tr/dunya/25553821.asp