Boşuna Debelenmeyin, Bu İş Bitti

İbrahim Karamemet

"Şiddete başvurursanız, sizinle nasıl baş edeceklerini bilirler. Baş edemedikleri şiddet dışı eylem ve mizahtır." John Lennon

Memleketimde veciz bir laf vardır. Yarım bir cümledir. Hem olumlu anlamda kullanılabilir, hem olumsuz. Arkasını sen düşünür, sen anlamlandırırsın.”Boşuna nefesini tüketme…” deriz ve gerisini lafı söylediğimizin ferasetine bırakırız. Artık ona kalmıştır gerisi, ne anlarsa…
Sayın Başbakanım, boşuna nefesinizi tüketmeyin. Zaten çok yorgunsunuz, kendinize eziyet etmeyin. İnanın olumlu anlamda söylüyorum bunu.  Bu debelenmenin kimseye faydası yok artık. Olaya tüm dünya el koydu. Bizler ve sizler artık önemli değiliz. Dünya gençliği bir ihtilal yapıyor. Karşı duramayız hiçbirimiz. Ben çok bilmem, yanlışım varsa bilenler düzeltsin. Bildiğim kadarıyla bütün dinlerde kula eziyet etmek günahtır. Bundan daha büyük günah da kişinin kendi kendine eziyet etmesidir. Bir Hristiyan mezhebinde kendini öldürene cenaze  töreni yapılmazmış. Ben ilahiyatçı değilim. İmam Hatip Liseli de değilim. Bilenler yanlışımı düzeltsin. Ama eziyetin, hele kendine eziyetin büyük günah olduğunu kesin biliyorum. Bunu yeşil sarıklı bir müderris olan rahmetli dedemin söylemlerinden biliyorum. Hadi bize ediyorsunuz, bari kendinize eziyet etmeyin. Bitsin artık bu eziyet.  

Bakın  dün gencecik bir polis komiseri şehit oldu. Resmini gördünüz mü?.. Ne kadar genç, ne kadar yakışıklı. Allah rahmet eylesin. Bir düşünün, yetmedi mi üç ölü, on göz kaybı, binlerce yaralı?... Oysa, bunlar olmasa Taksim koskaca bir şenlik alanı. Orda ne marjinallik var ne terör. Yiyecek, tıbbi malzeme ve destek yağıyor oraya. Herkes çapulçu olmuş, bütün dünyanın olduğu gibi. Yere çöp bile atılmıyor. Hangi eylemde gönüllü çöp toplandı bugüne kadar?.. Antidemokratik hiçbir şey yok Taksim’de. Aksine yeni bir demokrasi kavramı yaratılıyor orada ve dalga dalga dünyaya yayılıyor. Şu ileri demokrasiden çok ileri bir demokrasi. Yaş ortalaması 22. Bu gençlerle öğünmeliyiz. Eğer terör yapan varsa  eli çivili sopalı siviller, neyin siviliyse onlar ve gaz fişeğini göze nişan alanlar yapıyor onu.

Ve demokrasi kavramı yeniden yazılıyor. Demokrasinin yüzdeyle olmadığı ispatladı Taksim’de. Anlamaya çalışın. Dünyanın gerisinde kalmayın. Şu yüzde elli söylemini de unutun artık. Demokrasi yüzde hesabı değildir. Tam tersine yüzde beşin bile taleplerinin karşılanmasıdır demokrasi.
Bu debelenmenin kimseye faydası yok artık. Olaya tüm dünya el koydu. Bizler ve sizler artık önemli değiliz. Dünya gençliği bir ihtilal yapıyor. Karşı duramayız hiçbirimiz. Kadim arkadaşım Yalçın Doğan bugün yazmış. Dünyada dolaşan tweet lerin %85 i Taksim çapulcuları üzerineymiş. Yani, Bütün dünya çapulcu olmuş, bütün dünya marjinal olmuş. Siz, biz normal olsak ne olur, olmasak ne olur.. Hani üç çocuk istiyordunuz ya. Alın size Taksim’den bir pankart. “Bizim gibi üç çocuk ister misiniz?”. Benim üç çocuğum var,üçü deçapulcu. Bu arada bu çapulcular başka türlü bir çapulcu. Çok gençler  ve yarısından çoğu en az bir başka dil biliyor. İki dil bilenler de az değil hani. Ne kadar da çok müzik aleti çalan varmış.. Ben çalamam, siz herhangi bir müzik aleti çalıyor musunuz, Sayın Başbakanım?.. Onlarla gurur duyuyorum ve onlara yetişmeye çalışıyorum. Daha fazla yazmama gerek yok yalnızca iki üç alıntı yapacağım ve iki de klip ekleyeceğim yazının sonuna. Ha bir de fotoğraf. Güzel bir fotoğraf değil ama, anlamlı. Çağımız görsel çağı. Yazıdan, sözden etkili. Bir de pankart fotoğrafı. Şu alıntılara ve görsellere bir bakın ve gayri siz karar verin. Başka söze gerek var mı?

Bir karar verin ama, savsatmayın. Artık kendinize eziyet etmeyin, Günahtır. Otobüsle mi gidersiniz, makam aracıyla mı, metrobüsle mi bilmem ama, evinize gidin rahat bir nekahat ve emeklilik geçirin ve genclerle gurur duyun. Unutmayın bu gençler sizin eseriniz. Sizin gibi bir Başbakanımız olmasaydı bu  gençler belki de uyanmazdı. Bundan sonra yalnız Türkiye değil, bütün dünya çok başka olacak. Dünyayı Türk gençleri değiştiriyor. Dünyaya büyük  bir hayrınız oldu yani, öğünün. Bak pankartta ne yazıyor: Bıraksan o ağaç sadece gölge yapacaktı. Sayende Meyve Verdi.

Ekler:
1-     Avrupa Komisyonu üyesi Stephan Fulle: “Polisin bu derece güç kullanması antidemokratiktir.”
2-     Amerikan Senatörü Mc. Cain: “Gösteriler demokratik haktır. Polisin aşırı güç kullanması antidemokratiktir.”
3-     Ünlü Amerikalı Belgesel ustası Alan Berliner, üç günde hayatım değişti diyor ve devam ediyor: “Cuma akşamı karşı caddede polisin gaz atmasını izliyorduk. Birden polisler bize döndü… Nefes alamıyorum, kusmak istiyorum, Yere düştüm. İki kişi geldi. Ellerinde bir sprey vardı. Ağzını aç sıkacağız dedi. Ne olduğunu bilmiyorum. Adamlar spreyi kendi ağızlarına sıktılar, güvenli olduğunu gösterdiler. Spreyden sonra nefes almaya başladım. Su verdiler. Para vermeye çalıştım, almadılar. Aynı anda hem vahşeti, hem insaniyeti gördüm.”
  4- Buyrun izleyin:   http://www.youtube.com/watch?v=o-kbuS-anD4
                                        
 webtv.hurriyet.com.tr/2/50425/0/1/capulcu-musun-vay-vay-eylemci-misin-vay-vay-taksim-gezi-parki-olaylari.aspx 
5-     Ve bir pankart fotoğrafı. Güzel bir fotoğraf değil ama, önemli
John Lennon ne demiş bakın:
 
Şiddete  başvurursanız sizinle nasıl başedeceklerini bilirler.
Başedemedikleri,  ŞİDDET DIŞI EYLEMLER  ve  MİZAHTIR