BENDEN SELÂM OLSUN BOLU BEYLERİNE

İbrahim Karamemet

Köroğlu ile Bolu Bey’i menkîbesini bilmeyen yoktur. Belki aklını telefona yüklemiş bazı akılsız yeni yetme lümpenler bilmeyebilir ama, daha genç sayılacak orta yaşlılar bile Köroğlu denilen bu destansı halk şairi ve direnişçiyi bilir.

Ama malesef bilmeyenler de varmış. Bir Bolu Bey’i koçaklaması atıldı ortaya, hani koltuk kabartmak niyetiyle. Ama tam tersi ortalık buz kesti. Cahillik mi, dil sürtçmesi mi belli değil. Küçük bir şehir olan Bolu’da biri şehir girişindeki döner kavşakta, biri parkta olmak üzere iki heykeli olan bir halk kahramanı. Hiç değilse insan bir etrafına bakar, bilmiyorsa bile insan bir merak eder bu kocaman heykel kimindir diye sorar. İşin bir başka yönü de şu: Korkarım ki, Bolu Bey’i koçaklaması bir bilinç altı sürtçmesi olmasın. Yeğledikleri Bolu Beyi mi yoksa. Başımıza bir Bolu Beyi gelsin mi istiyorlar acaba!..

Şimdi burada Köroğlu Destanı’nı anlatacak değilim. Bilmeyen öğrensin. Üstelik bilmeyenlerin olanakları geniş, onlarca danışmanları, yardımcıları var. Bir zahmet araştırttırsınlar. Bir tık ötelerinde. Böylece halka mal olmuş bu ve bunun gibi kahramanları da propoganda malzemesi olarak nasıl kullanacaklarını öğrenmiş olurlar.

Köroğlu der demez hepimizin aklına gelen ünlü deyişi herşeyi anlatır sanırım.

Benden selam olsun Bolu Beyi'ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir

Düşman geldi bölük bölük dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfenk icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır

Köroğlu düşer mi hele şanından
Çoğunu ayırır er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

Hepinize hayırlı günler, hayra seda akılllar, fikirler dilerim.