Başbakan Erdoğan'ın Yeni Yılı

10 yılın seçimlerinin üstesinden, ağzından düşürmediği darbeci zulmün yasaları ile gelen Erdoğan, bakalım ne kadar daha dayanabilecek.

 
2013 aslında AKP nin 10. Yılını da geride bırakarak geliyor. Türkiye Cumhuriyet tarihi benzerini hiç yaşamadığı bir 10 yılı geride bıraktı. Neler olmadı ki bu 10 yılda ve neler değişmedi ki?
İnsan sadece iyiye değil kötüye de alışıyor.
İyisi kötüsü bir 10 yıl daha geride kaldı. AKP’nin ve onun tartışılmaz lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği bir Türkiye kaderiydi bu 10 yıl. Ben bu 10 yıla hep amalar ile geçen 10 yıl diyorum. AKP’yi destekleyenler içinde, nefret edenler içinde.
Önce ki 10 yıllarda toplum hiç bu denli ayrışmamış bölünmemişti. Yani insanlar bir siyasi fikrin yandaşı olsalar da seçim süreci sona erdiğinde, düşmanlık, nefret pek olmazdı. Oysa daha bu günün gazete manşetlerinde, yine Alevi evlerinin kapılarına çarpılar atıldığı yazıyordu . Toplum öyle hale geldi ki artık, AKP seçim kaybetse kan gövdeyi götürecek güzel ülkemde.
Bu gün Şanlı Urfa’nın birkaç ilçesinde konuşan Başbakan Erdoğan, aynı şarkılarını söylemiş yine. “Merkez Bankasın da milyarlarımız var.” Oysa 44 yıl içerisinde Viranşehir’e giden ilk başbakan Erdoğan. Dünyanın birçok ülkesine daha çok gitti oysa.
Siyasetçiler tarihe yaptıkları ile geçerler. Tarihin terazisi günü geldiğin de bu gün gibi tartmaz geçmişi. İnceyi eler, kalını üstünde bırakır. Ve liderler bu tartının sonucuna göre anılırlar gelecekte. Erdoğan ve partisi AKP, izlediği politikalar ve sonuçları için istediği propagandayı yapsın, günü geldiğinde hakkettiği yerde olacaktır tarih aynasında.
Özetle, gelecek 10 yılda sürekli AKP konuşacağız yine.
Önceki siyasi geçmişimizin aksine nokta virgül yerine “ama” kullanarak. Bir kısmımız, tıpkı Erdoğan’ın bu gün Urfa İlçelerinde söylediği gibi, Merkez Bankamızda Milyarlarımız var diyecek, sanki orada ki milyarlar kendi cebindeymiş gibi. Diğerleri var ama diyecek, işçi köylü çalışan kesim geleceğini bankalara borçlandı, günü kurtarmakla geçiyor ömür diyecek.
Biri, bölünmüş yollar yapıldı ne güzel dese, diğeri yandaş zenginlere para aktarıldı, üstelik daha kullanmadan o yollar yeniden yapılıyor milyarlar nereye gidiyor diyecek.
Öyle deme eskiden hastaneler böyle miydi igidiyorsun şak işin hal oluyor diyecek olsa birisi, diğeri insanlar kan testlerini yaptıramıyor birer birer ölüyor diyecek.
Bir emekli çıkacak artık 800 TL maaş alıyorum, eskiden 600 TL alıyordum dese, diğer emekli ona tüpü ekmeği, kaça alıyordun diye soracak.
Bir İmam Hatipli çıkıp katsayı kalktı, başörtü mahalle baskısı yok artık dese, Alevi, kapılarımız işaretleniyor, kafamızı ne zaman kesecekler onu bekliyoruz korkusunu dillendirecek.
Uzatmayalım her ne yaptım diyorsa AKP ve lideri Erdoğan, öğündüğü her şeyin bir aması var. Amaların biriktirdiği kin, artık toplumun daha geniş kesimlerinde nefrete dönüşüyor.
Her geçen gün yeni bir tane eklediği yasaklar ve yasal kılıflar ise sadece korkutuyor nefret edenleri. Gittiği her yere polis ordusu ile gitmek zorunda kalıyor. Arabasından eskiden olduğu gibi inip simitçiden simit alma gösterilerine bile cesaret olanağı kalmadı.
Sonuçta başlangıçta aldığı her kesimden toplum desteğini kaybetmiş, yakın çevresinin bile güveni aşınmış bir Erdoğan ve AKP Hükümeti dönemine giriyor ulus. Gazetecileri, askerleri, aydınları, bilim adamları tartışmalı bir şekilde zindanlarda. Adalete güven en düşük düzeyde bir ulusun Başbakanı olarak Erdoğan’da, kuşkulu sağlık sorunu ile bitiriyor 10 yılını.
Net olan tek şey var. En başından beri, “beni seçtiniz ne istersem onu yaparım” diye efelenen Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP nin, her gün biraz daha eridiği, toplum güvenini kaybettiği bir gelecek.
Kapalı kapılar ardında alınan kararlar, halkından gizli sürdürülen pazarlıklar ile bilinmezler siyasetinin doğal sonucu bilinmez bir istikamete gidişin 2013 yılı.
10 yılın seçimlerinin üstesinden, ağzından düşürmediği darbeci zulmün yasaları ile gelen Erdoğan, bakalım ne kadar daha dayanabilecek.
2013 Ulusumuz için iyi gelsin. Sağlıkla ve kardeşlik düzeni içerisinde aydınlık günlere.