Sarraf Çağlayan ve Bağış'a neden rüşvet verdiğini böyle anlattı

Sarraf Çağlayan ve Bağış'a neden rüşvet verdiğini böyle anlattı

İtirafçı olduktan sonra AKP çevrelerinin hedefi haline gelen İran Asıllı işadamı Rıza Sarraf ABD'de tanık sıfatı ile getirildiği ilk duruşmaya sorulara verdiği ilk yanıtlar damga vurdu.


Haftalarıdır akibeti bilinmeyen ABD'de yargılanan ve itirafçı olmayı kabul eden Reza Zarrab ayakları kelepçeli olarak duruşmaya getirildi. Mahkemede ilk sorulara yanıt veren Zarrab'ın "otelde mi kalıyorsun " verdiği yanıt ilginçti.
Hürriyet'ten Razi canikligil'in haberi şöyle sürüyor.

MAHKEME'DE İLK SÖZLERİ

ABD’nin New York kentinde başlayan Hakan Atilla’nın yargılandığı davada tanık olmayı kabul eden Reza Zarrab mahkemede konuşmaya başladı. Zarrab, ilk cümlelerinde "Sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yol (ABD ile) işbirliği yapmaktı. Cezamın ne olacağı konusunda kimse bana söz vermedi" ifadesini kullandı. Hürriyet muhabiri Razi Canikligil şu anda mahkeme salonunda... İşte dakika dakika gelişmeler

İLK KABUL ETTİĞİ SUÇ AHMEDİNEJAD İLE İŞ BİRLİĞİ

19:32: Reza Zarrab, İran eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile bağlantısını kabul etti. 

19:30: Reuters'ın aktardığına göre, mahkeme salonunda eski AB bakanı Egemen Bağış'ın fotoğrafı gösterildi. Reuters, Aktif Bank'ta hesap açmak için ilk girişiminin başarısız olmasının ardından Egemen Bağış'ın aracı olarak Aktif Bank CEO'su ile Zarrab arasında görüşme ayarladığını bildirdi. 

19:27: Zarrab, 2010 ve 2011 yıllarında Irak Merkez Bankası'nın eski lideri Mahmud Bahmani ile iki kez doğrudan toplantı yaptığını söyledi. Zarrab, İran merkez bankasına doğrudan nakit teslimatı yapmak için anlaşma yaptığını söyledi. 

HAKAN ATİLLA'YI DİREK SUÇLADI

19:03 - Zarrab, İran'ın gaz ve petrol satışlarından elde ettiği geliri kullanamadığını söylerken, yaptırım kuralları konusunda en iyi bilgiye sahip kişinin Hakan Atilla olması nedeniyle onu aradığını söyledi. "Bu salonda sizinle bu planda çalışan bir kişi gösterir misiniz" sorusuna, “Bu insan Hakan Atilla’dır" yanıtını verdi.

18:52 - Zarrab, otelde kaldığına yönelik söylentiler hakkında konuştu. "Otelde mi kalıyorsun" sorusuna hayır yanıtını veren Zarrab, "İki haftadır FBI’ın denetimindeyim. Metropolitan Tutukevi'nde (Detention Center) kalıyorum" dedi. 

7 SUÇLAMAYI KABUL ETTİ

18:49 - ABD basınından olayı canlı aktaran gazeteci Pete Brush Twitter hesabından, Zarrab'ın "(ABD ile) işbirliği yapmak sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yoldu" söylediğini aktardı, 7 suçlamayı kabul ettiğini bildirdi. Bir cezaevi gardiyanına içki getirmesi ve cep telefonunu kullanması için rüşvet verdiğini de itiraf etti. Ayrıca, cezanın ne olacağı konusunda kimsenin kendisine söz vermediğini de ekledi.

18:43 - Zarrab, 2016 yılında Miami'ye gidişine ilişkin, "Neyle karşılacağımı bilmiyordum. Uzun bir seyahatin ardından şoke olmuştum. Doğru yanıtları veremedim. Endişeliydim" ifadesini kullandı.

ÇAĞLAYAN'A 50 MİLYON AVRO

ABD’nin İran'a uygulanan ambargoyu yasadışı yollarla deldiğini kabul ederek New York Güney Boges Mahkemesi'nde görülen davaya Çarşamba günü tanık olarak katılan Rıza Sarraf, petrol karşılığı altın ticaretine imkan tanıyacak sistemin işlemesi için eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a ödediği rüşvetin avro para birimi cinsinden yaklaşık 50 milyon dolar olduğunu iddia etti. 

Kilo verdiği, sakalını kestiği, saçlarını kısalttığı görülen ve kısa kollu “v” yakalı bir hükümlü gömleği ve aynı renkte pantalonla duruşmaya katılan Sarraf, söz konusu rakamları 733 numaralı delil sunumunda monitörlere yansıtılan ve kendi şirket iç hesaplarına dair tutulan bir "Excell" dökumanaları üzerinden teker teker okuyarak açıkladı. 

YAKLAŞIK BİR YILDA 71.600.000

19 Mart 2012’de başlayıp 27 Mart 2013 tarihine kadar detaylandırılmış kayıtlar arasında, tek kalemde 6 Temmuz 2012 tarihinde ödenen avro para biriminde en yüksek miktar 5 milyon, en düşük miktar ise yapılması gereken bir ödemenin ikinci taksiti olarak kayıtlara geçen, 5 Mart 2013’e ait 71,600,000.

Türk lirasi biriminde yapilan 2,465,000 tutarındaki tek ödemenin, Fethullah Gülen ile ilişkilendirilen Bank Asya’ya yapıldığı dikkatleri çekti. Dökümdeki son para birimi ise ABD doları cinsinden.

Sarraf, eski Ekonomi Bakanı Çağlayan’a 22 ve 27 Mart 2013 tarihlerinde ilki 2,012,900, diğeri 2,684,011 iki transfer yaptığını iddia etti. 

ÖDENEN PARALAR ARASINDA İHTİLAF OLDU

Bu dökümün neden hazırlandığına dair sorulan soruya, “Ödenen para ve alınan para arasında ihtilaf olmuştu” şeklinde yanıt veren 34 yaşındaki tüccar, "Listede olmayan, bundan daha fazlaso var" diye bir ekleme de yaptı.  

Sarraf, Zafer Çağlayan ile İstanbul’da ailesi ile gittiği bir balık restoranında tesadüfen karşılaştığını söyledi. Çağlayan ile tanıştıkları dönemde Halk Bankası’nda İran’la baglantılı altın ticareti yapabilmek için hesap açtırmaya çalıştığını da aktardı.

ÇAĞLAYAN ARAYA GİRİNCE HALK BANKASI MÜDÜRÜ İKNA OLDU

Bu tanışıklığı hesabın açılmasına “Altın ticareti yapmak için çok popüler, çok göz önünde olduğu” için karşı çıkan bankanın Genel Müdürü Süleyman Aslan’a ikinci kez ulaşabilmek için kullandığını anlatan Sarraf, Çaglayan’ın araya girmesi ile hesabın açıldığını iddia etti. 

Savcının bunun nasıl mümkün olduğuna dair sorusunda Çaglayan’la yaptığı ikinci görüşmenin içeriği ile cevap veren Sarraf, “Yüzyüze toplantı yaptık. Biraz daha ticaret hakkında bilgi aldı, kar marjlarını sordu ve ortak şeklinde %50, %50 kar paylaşımı ile bu ticarete aracı olabileceğini söyledi” dedi.

Delil olarak sunulan dökümün bu ifade doğrultusunda “İran’a ait Halk Bankası’nda toplanan mevduatların altın ticareti yoluyla çıkartılmasına aracı olmak” karşılığı 2012 ve 2013 yılları arasında elde edilen karın toplamda yaklaşık 100 milyona avro olduğu iddiasi gündeme geldi.

İran’ın ambargo ve yaptırımlar sonucu Türkiye’de toplanan ancak çıkartılmayan parasının uluslarası para transferlerinde kullanılabilmesi için aracılık yapma planının nasıl hayata geçtiğini adım adım anlatan davanın eski sanığı, ilk yardım talebini dönemin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’a yaptığını belirtti.

AKTİF BANK REDDETMİŞ

2010 yılında Türkiye ve İran arasında ticaretin canlanması ile birlikte Türkiye’de toplanan ancak ambargo nedeni ile yurtdışına çıkarılamayan İran mevduatlarını sahip olduğu Royal Grup bünyesindeki döviz büroları vasıtası ile çıkarabileceğini keşfeden Sarraf, mevduatların toplandığı Aktif Bankası’nda bir hesap açmak istediğini ve reddedildiğini aktardı. 

Sarraf, hesap açımının özel bir izne tabii olduğunu gerekçe gösteren bankanın genel müdürü ile bağlantıyı Egemen Bağış'ın kurduğunu iddia etti. Sarraf,“Sosyal olarak görüştüğüm dönemin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ı aradım ve kendilerinden bu konuda yardım istedim” dedi. Sarraf’a akabinde delil dosyasında bulunan Egemen Bağış fotografı gösterildi.

EGEMEN BAĞIŞ'A SORMUŞ

Kendisini teyid ettikten sonra bir yudum su alan tanık, Egemen Bağış'a, “Bankanın Genel Müdürünü tanıyıp tanımadığını sordum, kendisi daha önce Amerika’dan tanıştıklarını söylediler. Bir randevu düzenledi ve toplantıya gittim” dedi. Toplantının ardından Sarraf hesabın açıldığını iddia etti. 

İlk başta günde 5 ila 10 milyon avro arasında değişen işlem hacmi yakalayan Sarraf ve ortak hareket ettiği İran vatandaşı Hüseyin Agacu ile Aktif Bankası’ndaki mevduatlar eridiğinde başka müşteriler bulmaya çalıştıklarını ifade etti. 

“Türkiye’de en çok parası olabilecek müşterilerin peşinden gidiyordum; İran Merkez Bankası, Mellat Exchange gibi,” diyen tanık, babasının aracılığıyla İran Merkez Bankası'nın parasını işletmek için ilk iznini aldığını, ancak bu ilk etapta uzun soluklu bir işbirliği olmadığını söyledi. 

Agacu kendi oğullarını ticarete dahil etmek istediğinde ilişkilerini bozulduğunu, tek başına hareket etmek istediğini ifade eden Sarraf, aynı dönemde de Aktif Bank'ın ABD’den bir uyarı aldığını ve aracılık etmeyi kısmen durdurduğunu söyledi. 

Sarraf, İranlı kurumların parasının tutulduğunun bilindiği ve daha güvenilir profili olan Halk Bankası’na bu aşamada başvuru yaptığını anlattı. 

Sarraf, “Ödemelerde gecikme olduğu zaman gerek Aktif Bank gerekse İran bankası yetkilileri para transferlerinin Halk Bank’ta bekletildiğini söylerlerdi, ayrıca İran'ın paralarının Halk Bankası'nda tutulduğu aşikâr bir şeydi” diye konuştu.

Altın ticaretinin mükemmel işleyecek bir alternatif olduğu fikrini Sarraf’a veren kişi, tanığın iddiasına göre, İstanbullu kuyumcu Ahmet Alacaci.

Tanık, “ Halk Bankası'na, İran’da altın karşılığı ödeme gelecekti ve Alacaci o parayı çıkarıp, altın alıp, altın ihraç ederek bir İran'ın parasını ödeyecekti, bir de o para ile uluslararası para transferlerini gerçekleştirecekti” dedi. 

Sarraf’a duruşma esnasında kayıtlara geçebilmesi açısından sorulan sorularda adı geçen bütün isim ve kurumları teker teker tanımlaması istendi.

Dönüşümlü görev yapan iki tercümanın Türkçe’den İngilizce’ye aktardığı ifadede tanık, İranlı kurumlardan Bank Mellat’ın döviz kurumu, Mellat Exchange ile nasıl yakınlaştığını da aktardı.

Sık olarak “Kısaca anlatamaya çalışayım,” diye cümlelerine başlayan Sarraf, “Birincil olarak Türkiye’deki paralarını çıkartıp tümen (İran para birimi) olarak ödeme yapacaktım, ikinci bölüm de ise Mellat Exchange’in uluslararası para transferindeki talimatlarını yerine getirecektim” dedi ve ekledi, amacım “Dünyanin her yerinden olan borçlarını ödemek, para ihtiyaçlarını yerine ulaştırabilmekti..”

AMBARGO NEDENİ İLE GİZLEMEM GEREKİYORDU

Amerikan bankalarının ekonomik yaptırımlar nedeni ile normalde müsaade etmeyeceği bu transferlerin fark edilmemesi için, “İran’a ait bir ödeme olduğunu gizlemem, saklamam gerekiyordu” dedi.

Mahkemenin üçüncü günkü duruşmasında özel güvenlik tedbirleri göze çarptı. Duruşma salonuna sığmayan seyirci ve basın mensupları için ikinci bir duruşma salonu açıldı.

Yargıç Richard Berman bir ayrıcalık yaparak normalde savunma makamını gösterir açıda yayın yapan ve ikinci bir salonda gösterilen görüntüleri aktaran kameranın Sarraf’a çevrilmesini onayladı.

Kilit tanığın Cuma gününe kadar çapraz sorgulama dahil olmak üzere ifade vermesi
bekleniyor.

İlgili Haberler