Neden 'Atatürk Türkiye'si?!.

“Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüşüne dayalı olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve bu gerçek gözden kaçmamalıdır. Zira Türk halkı teokratik yönetimden çok acı çekmiştir. Geri kalışının nedenleri arasında bunun önemli bir yeri vardır.”

Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK (1930 – Kırklareli)

Evet!. 
Türk halkı teokratik yönetimden çok acı çekmiştir Atatürk'ün deyimiyle...
Bugün aynı acıyı 21.Yüzyılın şartlarında İslam Coğrafyası çekmektedir!
... ve bu gidişle çekmeye de devam edecektir!

Günümüz İslam Coğrafyasına baktığımızda cehalet, ahlaksızlık, kepazelik hakimdir. 
İnsanlar "Allah ve Din" ile aldatılmaktadır..
"İlim ve Fen"den çok uzakta kalmışlardır..
Teknoloji geliştirememişlerdir..
Üretici değil tüketici toplum statüsünden öteye gidememişlerdir.
... Ve bu yüzden batının "kölesi" , "kuklası" olmuşlardır...

Kendi topraklarında bulunan kaynaklarını kullanmaktan acizdirler...
Hala rivayetler ve hurafeler ile yön bulmaya çalışmaktadırlar..
57 İslam ülkesinin GSMH toplamı hala bir "Almanya" etmemektedir..
Arap baharı gibi aldatmacadan ibaret "Emperyalist Kelepçe",
Yeniden beyinlerine takılmaktadır!. 
Oysa Arap baharı demokrasi ve barış amaçlı değil, 
Çıkar amaçlı bir organisazyonun, çetenin işi!. 

Evet batıda da devrimler kanlı olmuştur ve çok kan akmıştır.. 
Ancak sistemlerini kurmuş ve insan haklarını tesis etmişlerdir..
Hukukun üstünlüğünü hakim kılmışlardır.. 
İlim, fen ve teknolojinin üstünlüğünü toplumlarına aşılamışlardır.
... Ve dini "Kilisenin" içine kapatmışlardır.

Oysa İslam dünyası bunu hala becerememiş olmanın "sancısını ve acısını" çekmektedir..
Tüm acıların sebebi dinin "Camiye" kapatılmamasından ileri gelmektedir..
İnsanlar hala "Din" adına katledilmektedir..
Demokrasi, adalet ve insan haklarından mahrum yaşamaktadırlar!.
Bağımsızlıklarını kendileri kazanmadıkları için,
Birilerinin çizdiği haritalar ile kendilerine "Ülke-Toprak" tahsis edilmiştir!..
Ancak "Devlet ve Millet" olmayı başaramamışlardır...
Çünkü kurulan devletlerin "Demokrasi" ayağı eksikti!. 
Neticede yine "O" birileri "Haritayı" yeniden çizmektedir!
... Ve "Mezhepsel" küçük devletler oluşturulmaya çalışılmaktadır!. 

İşte bunun için Atatürk Devrimlerine sıkıca sarılmalıyız...
Türkiye bugün İslam Dünyasında ki geri kalmışlığı, cehaleti, kepazeliği yaşamıyorsa şayet,
Bu Atatürk'ün kurduğu "güçlü" sistemin, yani "Laik Cumuriyetin" neticesidir...
Bunun içindir ki Atatürk devrimleri,
Türkiye'yi diğer İslam ülkelerinden farklı kılmıştır..
Atatürk Devrimlerine sahip çıkmadığımız takdirde,
O cehaletin, kepazeliğin içine bizde düşmüş olacağız ve o girdap da boğulacağız!..

Peki "Atatürk Türkiye"si bugün içimizdeki birilerini neden çok rahatsız etmektedir?!..
Neden mi?!

Çünkü o birileri hala Atatürk’ün Laik Cumhuriyeti kurarken savaş açtığı "Çağdışı" değerleri savunmaktadırlar!. 
Çünkü o birileri "kadı adaleti" sistemini geri getirmek peşindeler!.
Çünkü o birileri kadını eve "hapsetme" ve iş hayatından çıkarma arzusundalar! 
Çünkü o birileri kadının "statüsünü" değiştirme gayreti içindeler!
Çünkü o birileri "çocuk gelinler" üretme peşindeler!.
Çünkü o birileri 4+4+4 sistemi ile gençliği "İmamlaştırmak" peşindeler!
Çünkü o birileri toplumun "dokusunu" değiştirmek, "dindar ve kindar" bir nesil yetiştirmek peşindeler!  
Çünkü o birileri Atatürk’ün yıktığı "köhne" düzeni yeniden kurmak istiyorlar!. 
Çünkü o birileri "tekke" ve "zaviyelerin" yeniden açılmasını istemektedirler!. 
Çünkü o birileri "kör", "cahil" ve "biat" eden bir toplum oluşturma peşindeler!
.
Çünkü o birileri "Allah ve Din İle Aldatma Projesinin" mimarlığını yapmaktadırlar!.
Özetle; "Atatürk Türkiye"si bu kirli ve karanlık düşünceyi yok ettiği için o birileri çok rahatsız olmaktadır!.

Bu kapsamda Cumhuriyet tarihindeki gelişmelere kısaca değinecek olursak;

Cumhuriyetin tesis edilmesiyle birlikte karanlık ve ucube zihniyet son bulmuştur!..
Atatürk'ün kurduğu laik düzen ile karanlık yerini aydınlığa bırakmıştır... 
Genç Cumhuriyet kurulduğunda okur-yazar oranı %7 civarıydı -ki bunun yarısı okur, yarısı yazardı..
Atatürk döneminde eğitim seferberliği başlatılmış ve bu konuda büyük hamle yapılmıştır..
Osmanlının bıraktığı "cehaletet" artık yenilmeye başlanmıştı...
Ancak Atatürk'ün ölümüyle bu karanlık zihniyet tekrar hortlamıştır..
İşe önce köy enstitülerinin kapatılmasıyla başlanmıştır?!.
Çünkü "Feodal Ağalar" bundan rahatsızlık duyuyorlardı!.
O "Feodal Ağalar" aynı zamanda 1946 yılında CHP'den ayrılıp DP'ni kuranlardı!?. 
DP İktidarının ilk yaptığı iş ise;
1932 yılından itibaren Türkçe okunan "Ezan"ın, 1950 yılında tekrar Arapça okutulması olmuştur..
27 Mayıs ihtilali ile bu karanlık zihniyete dur denilmiş ancak,
1980 darbesi ve Özal iktidarı ile birlikte bu karanlık zihniyet tekrar ortaya çıkmıştır... 
Bu darbe ile "Sol" izole edilmiş, "Siyasal İslam" ve "Siyasal Kürtçülük" devreye sokulmuştur..
... Ve bu tarihten itibaren yavaş yavaş devletin bütün organlarına yerleşmişlerdir!.
2002 seçimleri ile iktidara gelen AKP ile artık hedeflerine daha yakındılar! 
Asıl icraat 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi ile start almış ve tasfiye süreci de başlamıştı?!
Artık tek hedef "Laik Atatürk Türkiye"sini tasfiye etmekti!.  
12 yıllık AKP iktidarında bugün gelinen nokta ise oldukça vahim durumdadır!.
Çünkü AKP iktidarı ile birlikte "Siyasal İslam" ve "Siyasal Kürtçülük" akımları devleti tamamen kuşatmıştır!.
Bugün ne yazık ki devleti bu çeteler yönetmekte ve yönlerdirmektedir!.
Laiklik ve üniter yapı ise büyük tehdit altındadır.. 
İnsan hakları ihlalleri sınır tanımaz bir durumdadır..
Basın, medya ve yargı ele geçirilmiş, tutsak edilmiş durumdadır..
Bugün Türkiye’de demokrasi yoksa, kalmamış ise bunun nedeni "karanlık, garabet ve ucube" AKP zihniyetidir.

Oysa Atatürk, bu ülke de hem "bağımsızlığın" ve hem de "demokrasinin" bayrağı olmuştur.. 
Atatürk Türkiye'sinin birincil ve temel amacı "bağımsızlık"tır..
"Bağımsızlık hem siyasi ve hem de ekonomik olmalıdır" diyor Atatürk..
Bağımsızlık olmadan demokrasi olmaz. 
Bağımsızlığın olmadığı ülkelerde yöneticileri halk değil dış güçler tayin eder.. 
Çünkü oralarda halk "figüran" işlevi görür.

Türkiye bu yüzden demokrasiye geçebilmiş ve laik olan tek İslam ülkesidir... 

Dünyaya entegre olmuş, gelişmiş ülkeler ile boy ölçüşecek bir gençlik yetiştirmek, 
Evrensel hukuk değerlerine dayalı bir sistem kurmak Atatürk'ün en büyük hedefi olmuştur.
... Ve bunu başaran ender dünya liderlerinden birisiydi!.
 
Özetle; 
Tüm bu gerçekler ışığında diyorum ki;
'Laik Atatürk Türkiye'sine bir nefes kadar muhtacız!. 
Çünkü Atatürk aydınlıktır, çağdaşlıktır...
Çünkü Atatürk ilimdir, fen'dir, ilericiliktir...
Çünkü kepazeleşen, cehalet içinde yaşayan İslam dünyasından bizi farklı kılan onun DEVRİMLERİDİR!.

Sevgili Atatürk'ümüzün anlamlı deyişiyle izah edecek olursak; 
" Laik olmak demek adam olmak demektir hocam, adam olmak"!.

 
Sevgi ve Saygıyla,

Metin Korkmaz
[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar