OY KULLANMA ZAMANI!

Nerdeyse 50 yıldır oy kullanıyorum, her seçim öncesi karnıma ağrılar girmiştir. Şöyle ağız tadıyla, göğsümü gere gere gidip de beni saran partiye oy verdiğimi hatırlamam. Çünkü seçim eğikdüzlemine her girdiğimizde, kazanmasını istediğimizden çok ‘kazanmaması gereken’ partiye odaklandığımız için, seçimler hep “yaşamsal” olur. Ben de, oyumu kullanırken çoğu kez kendi ilkelerimi gözardı etmek zorunda kalırım.

Yine seçim geldi çattı. Tabloya bakıyorsun; adam yatak odamızdan, televizyondaki altyazıya kadar her şeyimizle ilgileniyor. Yasama AK, Yürütme AK, Yargı AK, medya AK, Cumhurbaşkanlığı AK, üniversiteler AK, eğitim AK, güvenlik AK, ekonomi AK, iletişim AK; aklınıza gelen her şey AK. Bir yandan da bu ağarmanın kılıfları hazırlanıyor. “İleri demokrasi” miymiş neymiş; giren kanunla giriyor yani.

Diyeceğim şu ki; seçim yine yaşamsal. Hem de öncekilerden daha yaşamsal.

Peki ne olacak?

Oyları bir yerde birleştireceğiz. Çünkü boşa giden her oy, AKP’ye verilmiş demektir. 

Peki nerede birleştirelim?

Kuşku yok ki, bağımsızlık, özgürlük, laiklik ve demokrasi özlemlerimizin savunucusu olacak bir partide!

“O parti hangisi”, diye sorduğunuz zaman, sorumluluk duygusunun iflah etmez ağırlığı gelip sırtınıza biniyor. Elli yıldır bu ağırlığın altındaysanız yanıtınız da belli:

-Kitleselleşme şansı olan; yani, parlamentoda bizi temsil edebilecek olan bir parti!

Şimdi rahatladınız mı?

Rahatlayamadınız. Çünkü konu daha da çetrefilleşti. Rahatlayabilmek için şu soruya da makul ve mantıklı bir yanıt vermeniz gerekiyor:

-Hem bağımsızlık, özgürlük, laiklik ve demokrasiden yana; hem de kitleselleşme şansı olan bir parti var mı?

Bulabilirseniz bana da haber verin.  

Önceki ve Sonraki Yazılar