AVRUPA'DAN "ZEHİR ZEMBEREK" RAPOR

AVRUPA'DAN "ZEHİR ZEMBEREK" RAPOR

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda Türkiye İlerleme Raporu kabul edildi. Rapor son yılların en sert raporlardından biri. Ankara, raporu tanımayacağını açıkladı.

Raporda özellikle basın özgürlüğü ve Kürt sorununa ilişkin eleştiriler dikkat çekiyor.

Türkiye raportörü Kati Piri tarafından hazırlanan raporda, Türkiye'nin bazı kilit alanlarda Kopenhag kriterlerinden uzaklaşmakta olduğu mesajı veriliyor.

PKK ile mücadelenin Türkiye'nin meşru hakkı olduğu belirtilen raporda PKK'nın güvenlik güvenlik güçlerine yönelik saldırıları kınanırken, "Kürt sorununa şiddete dayalı çözüm yok" mesajı veriliyor..

Avrupa Parlamentosu PKK'ya silah bırakma çağrısı yapıyor.

2015 ilerleme raporunda Can Dündar ve Erdem Gül'ün MİT tırları davasında tutuksuz yargınlanmaları memnuniyetle karşılanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi kararına verdiği tepki kınanıyor.

AP'nin ilerleme raporunda dikkat çeken diğer eleştiri noktalarıysa seküler yaşam tarzına saygı ve kadına yönelik şiddet.

Türkiye'den sert tepki


Avrupa Birliği Bakanı Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır'ın Viyana iş gezisi devam ediyor. Bakan Bozkır bugün öğle yemeğinde Avusturya Dışişleri ve Entegrasyondan Sorumlu Bakanı Sebastian Kurz ile bir araya geldi. Yemekten sonra basına açıklama yapan iki bakan gazetecilerin soruları yanıtladılar.

Bozkır, Avrupa Parlamentosu'nda oylanarak kabul edilen yeni Türkiye Raporu'nda, geçen seneki raporun iade edilmesine yol açan ve Ankara'yı 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını soykırım olarak tanımaya çağıran ifadelere atıf yapılmasına ilişkin soruya, "Türkiye olarak tarihimizde hiçbir anla ilgili olarak utanç duyacağımız bir an yok. Bütün arşivlerimiz açık. Bu konunun tarihçilerin karar vermesi gereken bir konu olduğunu düşünüyoruz. Siyasetçiler tarih yazmamalı. Tarihi olaylarla ilgili siyasi kararlarla sonuçlar çıkarılmamalı" diye yanıt verdi.

Bozkır, AP'nin geçen yıl kabul ettiği rapor için de 1915 olaylarına soykırım şeklinde atıf yapılması durumunda iade edecekleri uyarısını yaptıklarını ve bunun da bu şekilde gerçekleştiğini belirterek, "Bu çerçevede geçtiğimiz yıl 1915 olaylarına sözde soykırım referansı yapılması durumunda bu raporu iade edeceğimizi söylemiştik. Maalesef geçtiğimiz yıl raporu yok hükmünde sayarak, iade ettik. Bu yıl da maalesef, aynı referans Avrupa Parlamentosu'nun, Türkiye raporunda yer alıyor. Bütün çabalarımıza, bütün ikazlarımıza rağmen, bu referansın giderilmesi mümkün olmadı. O nedenle bu raporu da yok hükmünde, geçersiz sayacağız. Raporu, daimi temsilcimiz AP'ye iade edecek" dedi.

KURZ: 'DOĞU BALKAN SINIRININ KAPATILMASI AB SINIRLARINI KORUMAK İÇİN ÖNEMLİ BİR HAMLEYDİ'

Avusturya Dışişleri ve Entegrasyondan sorumlu Bakanı Sebastina Kurz, "Doğu Balkan sınırlarını tam kontrol altına almak amaçlı çalışmalarınız eleştiriliyor. Türkiye'nin bu konuda ne gibi katkısı olmalı" sorusuna şu yanıtı verdi; "Benim çizgim her zaman çok netti. AB bütün konuları kendi başına yapması gerekiyor ve bunu yapıyor da. Başkalarına bunu devretmememiz gerekir. AB sınırlarını koruması kendi görevidir. Doğu Balkan sınırının kapatılmasında bizde çok aktif rol oynadık. Bu görevi Türkiye'ye devretmek çok saçma bir durum olurdu. Aynı zamanda AB sınırlarını kendimiz koruyamadığımız için de kendi içimizde bir çelişki oluştururduk. AB ve Avusturya olarak üzerimize düşen görevi yerine getirdik ve doğu balkan rotasının kapatılması için çalıştık. Sınırları korumak için hamlelerde bulunduk. Avusturya Dışişleri Bakanı olarak yapmış olduğum hamlelerin arkasındayım."

BOZKIR; "DÜNYAMIZ ŞİMDİYE KADAR GÖRMEDİĞİMİZ BÜYÜKÜLKTE BİR TEHDİDİN ALTINDA"

Avrupa birliği Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır ise, "Avrupa Birliği, Türkiye ve dünyamız şimdiye kadar görmediğimiz tehlikelerle karşı karşıya. Bunların bir tanesi düzensiz göç, bir tanesi de terör olayları. Bütün bu bizleri gerçekten tehdit eden ve bizleri önemli sorunlarla karşı karşıya bırakan bu sorunlarla mücadele bakımından Türkiye olarak önemli katkı yapabilecek konumdayız. Ancak bunun da tek bir şartı var. O da; Türkiye'nin kendisini AB üyesi olarak ailenin içerisinde hissetmesi. Ancak bu sayededir ki birlikte sorunlara çözüm arayabiliriz. Son göç krizinde yaşandığı gibi formüller üretebiliriz. Bu sorunların tamamen ortadan kaldırılması için birlikte hareket etme fırsatını buluruz. Türkiye için AB çok önemlidir. AB için de Türkiye çok önemlidir. Bundan bir istifade son alınan karardaki gibi inşallah hem göç konusunda önemli bir sonuca varacağız hem de terörle mücadele sonucunda bunun tamamen ortadan kaldırılması hususunda sonuca varabileceğiz" dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı