TÜSİAD'dan denetimlerle ilgili sert açıklama!

TÜSİAD'dan denetimlerle ilgili sert açıklama!

Maliye’nin Koç Grubu şirketlerine yönelik başlattığı denetimler zamanlaması sebebiyle gündemden düşmezken TÜSİAD’dan konuyla ilgili açıklama geldi. Açıklamada; kurumların hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleriyle yönetilmeleri ve denetlenmelerinin esas olduğu ancak kamu adına bu denetimleri yapanların bağımsızlıklarının da vazgeçilmez olduğu belirtilerek, bu kurumlara olan güvenin sorgulanabileceği bir ortamın yaratılmasının adalet duygusunu ve kamu vicdanını yaralayacağı ve hukuk devleti ilkesini zedeleyeceği vurgulandı.

Kamuoyunu oldukça meşgul eden denetimlerle ilgili tartışmalar henüz sona ermemişken “TÜSİAD bu açıklamayla Başbakan’ın Koç Grubu’na Gezi Direnişindeki tutumu nedeniyle yönelttiği suçlamaları mı kastediyor?” sorusu çok tartışılacak gibi görünüyor.
 
TÜSİAD'ın yayınladığı yazılı açıklama şöyle:

"TÜSİAD kurulduğu günden beri tüm imkanlarını ve gücünü piyasa ekonomisinin kurumlarının ve kurallarının oluşması; Türkiye’nin bu yönde gelişerek bir demokrasi ve refah ülkesi olması için seferber etmiştir.

Bir sivil toplum örgütü olarak her zaman tamamlayıcı görevimizin bilincinde, toplumsal uzlaşmayı öne çıkaran ve yapıcı bir üslupla ülkemizin sorunlarına çözüm önerme gayreti içerisinde olduk. Bölünmüş bir dünyada, çatışma alanlarının ortasında, kendi içimizdeki bütünlüğü muhafaza etmenin önemini her fırsatta vurguladık.

Türkiye’nin siyasi, bürokratik, sivil tüm kurum ve kuruluşlarıyla paylaştığımız ortak çizgimiz, işbirliği alanımız; ülkemizi demokrasi standartları yüksek, piyasa ekonomisi gelişmiş, kalkınmış ülkeler arasına sokmak, vatandaşlarımızın refah ve mutluluğunu yükseltmektir.

Bugün Türkiye ekonomisinde elbirliği ile yaratılan başarı sonucunda ulaşılan refah seviyesi, istihdam olanakları ve küresel itibar, her Türk vatandaşının hayatına olumlu katkıda bulunmuştur.
Bu olumlu tablonun bozulmasına yol açacak ve Türkiye’nin itibarını erozyona uğratacak her türlü olumsuz tutumdan dikkatle ve özenle kaçınılması gerekir.
Diğer yandan piyasa ekonomilerinin sağlıklı gelişimi ve sürdürülebilirliği bakımından kurumlarının hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde yönetilmeleri ve denetlenmeleri esas, kamu adına bu denetimleri yapmaktan sorumlu kurumların da bağımsızlıkları vazgeçilemez bir ilkedir.
Bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumların yanı sıra, uzun yıllardır savunduğumuz gibi, objektif vergi denetiminin sağlanması ve kayıt dışı ekonomi ile mücadele için özerk bir vergi denetimi yapısının da tesis edilmesi gerekir.
Piyasa ekonomilerinin en temel unsuru olan bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarına olan güvenin sorgulanabileceği bir ortamın yaratılması adalet duygusunu ve kamu vicdanını yaralayarak, hukuk devleti ilkesini zedeleyecek, güven ortamını sarsacaktır.
Yürütülen denetim çalışmalarının kamuoyunda bir cezalandırma algısı yaratması, algının gerçek olması kadar vahim sonuçlar üretme potansiyeline sahiptir. Denetimin kamuda da özel kesimde de itibarı gözeten, şeffaf, adil ve yapıcı bir yaklaşımla icra edilmesi, adaleti sorgulatmadan sonuçlandırılması ülkemizin itibarı ve kurumlarımızın değeri açısından son derece önemlidir.
Bu çerçevede, her türlü düzenleme ve denetleme faaliyetlerinin yukarıda dile getirdiğimiz evrensel piyasa ekonomisi ölçütleri çerçevesinde geliştirilmesi ve sürdürülmesini ümit ediyor, piyasa ekonomisi ve hukuk devleti standartlarımızın geliştirilmesi yönündeki yapısal reform çalışmalarının hızlandırılarak sürdürülmesinin ekonomimize ve demokrasimize güç kazandıracağına inanıyoruz"