Bülent Esinoğlu

Bülent Esinoğlu

TECAVÜZ İÇİN "PANİK BUTONU"

Hindistan’da, bayanlara vaki olan tacizlerin önüne geçmek için, telefonlara bir buton daha eklemişler, “panik butonu”. Bastınız mı polis geliyor.
 
Bizim sözünü edeceğimiz panik, ekonomik panik olacak. Bunun düğmesi de, Negatif Faiz olacak.
 
Yavaş yavaş ayak seslerini duyduğumuz eko-deprem, ulusumuza doğru geliyor.
Önce, 1980 yılında küreselleşme ile başlayan bankalar terörünün(sermaye terörü) anlaşılmasında büyük yarar var.
 
1980 yılından buyana sermayenin önünde, halkı koruyacak ne bir yasa, ne bir kural, ne bir kaide, ne de bir engel kalmıştır.
Parayı bir silah gibi kullanan finans sektörü, 25 yıldır, adeta bir terör estirmiştir. Piyasa ekonomisi adı altında, her istediğini- savaşalar dâhil-yaptırmıştır.
Buna finans terörü diyenler var. Hatta kökten dinciliğin Cihat’ına eşdeğer olduğunu ifade edenler var.
 
Anlatmaya çalıştığım asıl konu; negatif faiz ve negatif enflasyondur.
Biz de negatif faiz var. Negatif enflasyon yok.
 
Önce bir soru sorarak, konuya biraz daha yaklaşım sağlayalım.
 
Biliyorsunuz, Amerika krizden çıkmak için trilyonlarca dolar bastı.
Bize öğretilen iktisat öğretisinden biliyoruz ki, bir ülke karşılığı olmayan miktarda para basarsa, o ülkede enflasyon olur.
Amerika’nın bastığı parayı hiçbir devlet basmaz ama Amerika’da enflasyon sıfıra yakın, faizler de negatife…
 
Negatif faiz ne demek; bankaya birikimlerinizi götüreceksiniz. Geri almaya geldiğinizde, paranız eksilecek.
Mesela, 100 dolar bankaya yatıracaksınız, banka size geri verirken 95 dolar olarak geri verecek.
Yani büyük bankalar ne demiş oluyor?
Bana para getirmeyin!
 
Peki, dünyada, kapitalizmin ana aracısı olan bankalar niçin yaratılmıştı?
Birikimler bankaya gelecek, belli bir süre için faiz ödenecek, banka da topladığı paraları yatırımcılara daha yüksek faizle verecek.
Böylece yatırım ve üretim çarkı dönecek.
 
Sizce ortada bir gariplik yok mu?
 
Çok büyük iktisatçılar, bu kadar çok dolar basılmasına karşılık, enflasyon olmamasını “likidite tuzağı” olarak adlandırıyorlar.
Onların tanımına göre; ortada dolar çok, ne faiz getiriyor, ne enflasyona sebep oluyor, ne de bir işe yarıyor.
 
Bir işe yaramıyorsa bu kadar çok doları niye basıyorlar?
 
Neden para sahipleri, faizi çok küçük olmasına rağmen, Amerikan devlet tahvili alıyor? Çünkü fırtına geliyor.
Biz de devlet borçlanma faizi %10’lara varmasına karşın, neden bizden çıkıp daha az getirisi olan Amerikan tahvillerine gidiyor.
 
Felaket geliyor.
 
Getiri falan beklemeksizin kendilerini korumaya alıyorlar. Gerçi Amerika da güvenli değil de. Hatta en güvensiz yer bence Amerika…
 
Altın fiyatlarını da, negatif propaganda ile baskılayarak, dolara alternatif olmasın diye nafile gayret gösteriyorlar.
 
Gelelim ABD-AB enflasyonuna; ortada likidite bolluğu var. Kimse harcama yapmak istemiyor. Kimse kendini güvende görmüyor. Negatif faize razı oluyor. Gene de harcamıyor.
 
Belirsizlik, güvensizlik gittikçe artıyor.
 
Sizce neden?
 
Çünkü herkes borçlanma sınırını aşmış. On veya yirmi yıl sonraki kazancını borca bağlamış.
Peki, ne olacak derseniz. Biri bir gün panik butonuna basacak ekonomik depremle kaşı karşıya kalacağız.
En fazla zarar görecek olanlar da en çok borçlu olanlar olacak.

 [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar