Suriye nereye...

Suriye nereye...

Orta Doğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), Suriye ile ilgili olarak gözlemlerine devam ediyor. ORSAM’ın öngörülerine göre, Suriye’de iki yılı aşan istikrarsızlığın çözümüne ilişkin hiç kimsenin çözüm planı yok. Herkesin beklentisinin Suriye’nin he

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasında dün yapılan görüşmeler sonrasında Suriye için tam bir çıkış noktası bulunamadığı, asıl sorunun mülteciler olduğu ortaya çıktı.
Orta Doğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), Suriye ile ilgili olarak gözlemlerine devam ediyor. ORSAM’ın öngörülerine göre, Suriye’de iki yılı aşan istikrarsızlığın çözümüne ilişkin hiç kimsenin çözüm  planı yok. Herkesin beklentisinin Suriye’nin her durumda çok uzun yıllar sürecek bir istikrarsızlık dönemine girdiği yönünde.
 
ORSAM’ın konuyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
 
“Suriye’de iki yılı aşkın bir süredir devam eden istikrarsızlık ve çatışmaların nasıl sona erdirileceği, daha olumsuz sonuçlar doğurmadan iktidar değişiminin nasıl gerçekleşeceği, hangi dış politika araçlarının kullanılarak bu sonuçlara ulaşılacağı konularında hiç kimsenin çözüm planı bulunmamaktadır. Herkes Suriye’nin her halükarda çözümü çok uzun yıllar sürecek istikrarsızlık, iç çatışmalar, yıkılmış bir ekonomi ve altyapı, insani sorunlar, devlet ve ulus inşası gibi zorlu süreçlerle mücadele edeceğinden neredeyse emindir. Bu aşamadan sonra rejimin değişmesinin de sorunları çözmeyeceği anlaşılmaktadır. Suriye sorununun çözümü konusunda iyi bir seçenek bulunmamaktadır, bütün aktörler kötü seçenekler içerisinden en az zararlı olacaklar arasında tercihte bulunacaktır. Ancak aradan geçen iki yılın ortaya koyduğu bir diğer gerçek Suriye konusunda ne kadar beklenecek olunursa Esad sonrası risklerin de o oranda artacağıdır.

Suriye’de değişim adına çok sayıda ülke tam koordineli olmamakla birlikte farklı kanallar vasıtası ile Suriye muhalefetini desteklemektedir. Bu süreçte en aktif ülkeler Türkiye, Fransa, İngiltere, ABD, Suudi Arabistan ve Katar’dır. Ancak sahip olduğu mali-askeri kaynaklar, uluslararası siyasi ve diplomatik etki, Esad rejimini destekleyen ülkelerin pozisyonunda gerek baskı gerekse de teşvikler vererek değişim sağlama kapasitesina sahip olma açısından ABD’nin Suriye konusundaki pozisyonu büyük önem taşımaktadır. ABD söylem olarak Esad rejimine karşı sert bir tutum takınmakla beraber pratikte bunu gerçekleştirmeye yönelik adımları atma konusunda Suriye muhalefeti ve bölgesel müttefiklerinde hayal kırıklığı yaratmaktadır. Suriye siyasi ve askeri muhalefetine daha fazla destek konusunda sözler verilmiş olmasına rağmen bu yardım Suriye’de Ordu ile Özgür Suriye Ordusu arasındaki dengeyi muhalifler lehine bozacak çapta değildir. Beklenti uçuşa yasak bölge ilanı, muhaliflere ağır silah yardımı yapılması, daha fazla maddi katkı sunulması yönündedir.”