Oy Veren Elimiz Kırılsın

Oy Veren Elimiz Kırılsın

Erdoğan’ın 2011 milletvekili seçimini kazanmak için ortaya attığı “çılgın projeler”den Kanal İstanbul, 3. havalimanı projelerinin asıl amacının rant olduğu resmen ortaya çıkmaya başladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011 milletvekili seçimini kazanmak için ortaya attığı “çılgın projeler”den Kanal İstanbul, 3. havalimanı projelerinin gerçek amacının rant olduğu artık resmen ortaya çıkmaya başladı. AKP’nin ve yandaş işadamlarının rant makinesine dönüşen Toplu Konut İdaresi (TOKİ), İstanbul’un akciğerleri olan kuzeydeki ormanların bulunduğu bölgede 3. köprü ve havalimanı bahanesiyle kamulaştırma başladı.
 
Sözcü’nün haberine göre; kamulaştırmanın ilk adımı Karadeniz kıyısındaki Yukarı Ağaçlı Köyü’nde atıldı. Müteahhitlerin bol sıfırlı çeklerle alamadığı araziler için TOKİ’den “el koyacağız” tebligatı geldi.
 
Karadeniz kıyısındaki 55 haneli köy, 3’üncü köprü ve havalimanının o bölgeden geçeceği öğrenilince inşaat firmalarının uğrak yeri oldu. Köylüler, inşaat firmalarının dudak uçuklatan tekliflerini geri çevirdi. Ancak TOKİ, köylülere bir bir tebligat gönderip evlerinin arsalarının kamulaştırıldığını bildirdi. Her gün başka bir haneye gelen tebligatlarla köylüler büyük şaşkınlık yaşıyor.
 
“OY VEREN ELİMİZ KIRILSIN”
 
Kamulaştırılan topraklar, yalnızca köylülerin oturdukları evler, bahçeler, araziler değil! Köyün mezarlığı bile rant uğruna yok edilecek. Sözcü, Yukarı Ağaçlı köylülerinin nabzını tuttu. Köyde yaşayan neredeyse bütün aileler geçimini hayvancılıkla sağlıyor. Şimdi hepsi kara kara nereye gideceklerini, nasıl geçineceklerini düşünüyor. İşte köylülerin isyanı:
 
Turan Şeker “Başbakan çıkıp da haktan adaletten demokrasiden bahsetmesin. Burada bize yapılan düpedüz gasptır. Köyde herkes 'Ellerimiz kırılsaydı da Tayyip’e oy vermeseydik' diyor… Ama zannetmesinler ki bizi bu köyden kolayca çıkaracaklar” diye tepki gösterdi. 
 
“PEŞKEŞ ÇEKECEKLER”
 
Nail Bostancı “Havalimanı projesinden dolayı topraklarımızı kamulaştırıyorlar. Fakat havalimanıyla bizim köyümüzün alakası yok. Bizim köyümüz Kuzey İstanbul Projesi’nde yerleşim merkezi olarak gözüken bir yer. Topraklarımız isteniyor, ama ne yapacaklarını söylemiyorlar. Bize önerdikleri paralar topraklarımızın yarı değerinden bile az. Çok belli ki buralar birilerine peşkeş çekilecek” dedi. 
 
Halil Bilen “Köyümüzün çevresindeki arazilerimiz, yol için köprü için ya da havalimanı için alınabilir. Ancak oturduğumuz evlerden, ahırlarımızdan ne istiyorlar. Bunca insan ne yapacak? Yalnız biz, İstanbul piyasasına yılda yaklaşık 100 ton manda sütü sürüyoruz. Tüm geçim kaynağımız da bu zaten. Şimdi gelip birileri bizim ekmeğimizle oynuyor, bizim rızkımızı çalmaya çalışıyor. Bunca insan ne iş yapar ne yer, ne içer?” diye isyan etti.