Onlar yargıç değil, siyasi iktidarın taşeronudur

Onlar yargıç değil, siyasi iktidarın taşeronudur

“Adaleti katleden savcı ve yargıçlardan eninde sonunda hesap soracağız”


ADALETİ KATLEDEN YARGIÇ VE SAVCILARDAN HESAP SORACAĞIZ 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ergenekon Davası’nda savcının 65 kişiye ağırlaştırılmış müebbet istemesine sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Adaleti katleden savcı ve yargıçlardan eninde sonunda hesap soracağız” dedi.
 
Partisinin bugünkü Meclis grubunda konuşan Kılıçdaroğlu, konuşmasının büyük bölümünü, savcının, Ergenekon Davası’ndan yargılanan aralarında Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın da bulunduğu 275 sanığa adeta ceza yağdırılmasını, 65 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini isteyen mütalaasına ayırdı. 
 
Davadaki skandalları, hukuksuzlukları 25 madde halinde sıralayan Kılıçdaroğlu, yargılamada tutuklu sanıkların getirdiği tanıkların dinlenmediğini, kanıtların incelenmesi için bilirkişilere gönderildiğini vurgulayarak, mahkemenin açıkça yasaları çiğnediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Hadi tanıkları dinlemedin ihlal ettin bari avukatları dinle! İstanbul Barosu oraya davaya gitti diye baro yönetimi düşürüldü. Pazar günü İstanbul Barosu toplantı yaptı. O genel kurulun o hakimler ve savcılar tarafından iyi anlaşılmasını umuyorum. O genel kurulun tokadı bir şamar gibi adaletsizliğin yüzünde patlayacaktır” dedi.
 
Mahkemenin, olmayan, üyelerinin hiçbiri birbirini tanımayan bir örgüt yaratmaya çalıştığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sanıkları mahkum etmeyi çoktan kafasına koyduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, mahkemenin uydurma delillerle olmayan bir örgüt yaratılmaya çalışıldığını ifade ederek, “Bir terör örgütünün varlığını en iyi kimbilir? Devletin güvenlik teşkilatları. Mahkeme MİT, Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'na Ergenekon terör örgütüne ilişkin bilgileri verin diyor, bunlar öyle bir örgüt yok diyor, mahkeme yine de müebbet veriyor” diye konuştu.
 
Mehmet Haberal’ın demokrasi aşığı, kendisini ve mal varlığını demokrasiye adamış bir kişi olduğunu belirterek, “Haberal geçmişte kendisine Cumhurbaşkanlığı teklif edildiğinde, ‘Parlamentodan seçilsin’ diyen birisi nasıl darbeci olabilir? İnsanda biraz vicdan olur” diyen Kılıçdaroğlu, yargıçları şöyle eleştirdi:
 
“Bir yargıçtan beklenen onun tarafsız olması, vicdanıyla karar vermesidir. Eğer bir yargıcın tarafsızlığı kuşku götürüyorsa o mahkemeden çekilecek. Siz tarafsız değilsiniz. Tazminata mahkum olmuşlar görevlerini sürdürüyorlar. Şerefli bir yargıç tarafsızlığıyla ilgili bir şüphe ortaya çıktığında görevinden ayrılır.”
 
HAKİM VE SAVCILARA: "İKTİDARIN TAŞERONU"
 
Hakimlerin, tutuklama kararları sırasında hukuku çiğnedikleri için tazminata mahkum olduklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, hükümetin hemen bir yasa çıkararak bu hakimlere açılan davaları devlete açılmış saydığına dikkat çekti. Hükümetin böylece o yargıçlara “siz yolunuza devam edin, biz arkanızdayız” mesajını verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Onlar yargıç değil, siyasi iktidarın taşeronudur” suçlamasında bulundu. 
 
"TİMSAHIN GÖZYAŞLARI BUNLAR"
 
Silivri’deki yargılamaların kamu vicdanını yaraladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu,“Konu vicdanları o kadar çok yaraladı ki, Erdoğan, ‘İlker Başbuğ’un tutuksuz yargılanması, şahsımın ve partimin arzusudur’ dedi. Timsah gözyaşları bunlar. Böyle istediği falan yok onun. Sadece ve sadece kamuoyunda oluşan tepkileri biraz yumuşatmak için… Bunu söylüyor ama hiçbir şey yapmıyor. MİT Müsteşarı için apar topar yıldırım hızıyla yasa tasarısını parlamentodan geçirmişti. Ucu kendisine dokunacak diye” dedi.
 
"120 MİLYON BELGEYİ NE ZAMAN OKUDUNUZ?"
 
Davayla ilgili 120 milyon word belgesi olduğunu anımsatarak, “Arkadaşlarıma söyledim araştırdılar. 120 milyon belgesi okumak için 228 yıla ihtiyaç var. Bunları hangi yargıç okudu da bu kararı verdi? Buna yargılama denir mi” diye soran Kılıçdaroğlu, suçluları savunmadıklarını, mahkemenin adalet dağıtmasını istediğini belirterek, şunları söyledi:
 
“Deniz Feneri Davası… Soygun düzeneğini bütün belgeleriyle kamuoyunun önüne serdik. Yargılama Almanya’da başlamasaydı kesinlikle onları da öğrenemeyecektik. Hac, kurban, zekat parasını hortumlayan vicdansızlar, ahlaksızlar Başbakan’ın koruması altına girdi. Sorgulayan savcıları sanık sandalyesine oturttular. 
 
“Devlet, hukuk üstünde yücelir. Devleti hukuk dışına çıkardığınız andan itibaren gayrimeşru alan içine sokmuş olursunuz ve devletin saygınlığına gölge düşer. Buna CHP olarak asla ve asla izin vermeyeceğiz.
 
“Bu davaya bakanlara savcı ve yargıç dediğim için gerçekten onurlu savcı ve yargıçlardan özür diliyorum, bir isim benzerliği var ortada. Ne kadar zaman geçerse geçsin adaleti katleden savcı ve yargıçlardan eninde sonunda hesap soracağız.”
 
"BAŞBAKAN'IN BAŞINA TAŞ DÜŞMÜŞ"
 
Partisinin grup toplantısının açılışında, misafir olarak bulunan gazilere hoşgeldiniz diyerek Çanakkale'yi en iyi onların anlayacağını belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Çanakkale mesajındaki, "Milliyetçilik Çanakkale'yi anlamaktır" sözlerine tepki göstererek, "Milliyetçiliği ayaklar altına alan adama ne oldu? Başına taş mı düştü? Düşmüş olacak" dedi.