Ölümün eşiğindeki Bafa Gölü'ne 'çılgın proje!'

Ölümün eşiğindeki Bafa Gölü'ne 'çılgın proje!'

Aydın Valiliği bünyesinde hazırlanan 'çılgın proje' ile Milet antik kenti ve Bafa Gölü kanallarla Ege Denizi'ne bağlanacak.

Ölümün eşiğindeki Bafa Gölü'ne 'çılgın proje!'
'Zemin müsait, Dünya Delta Birliği'ne üye olmamız lazım...'
Yusuf Yavuz
Aydın Valiliği bünyesinde hazırlanan 'çılgın proje' ile Milet antik kenti ve Bafa Gölü kanallarla Ege Denizi'ne bağlanacak. 'Latmos Körfezi Canlanıyor' adı verilen projeyle kanal ve delta turizmi yapılması planlanırken, uzun yıllardır Bafa Gölü'nde bilimsel çalışmalar yürüten Yard. Doç Dr. Erol Kesici, doğal göllerin çanak yapılarının değiştirilerek deniz suyu ile karışmasının, gölün ölümü anlamına geleceği uyarısında bulundu.

ÇILGIN PROJEYE 12 MİLYON LİRA ÖDENEK
Muğla ve Aydın illeri sınırında bulunan Bafa Gölü'nde, Aydın Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Didim Kültür Mirası Koruma Derneği ve Didim Turizm Altyapı Hizmet Birliği'nin ortaklaşa yürüteceği proje için Aydın İl Özel İdaresi tarafından 12 milyon lira ödenek ayrıldığı belirtildi. Bafa Gölü, M.S 3. yüzyıla kadar Latmos Körfezi olarak bilinen Ege Denizi'nin bir parçasıydı. Büyük Menderes'in taşıdığı alüvyonlarla kapanarak denizle bağı kesilen göl ve çevresi zengin ekosistemi nedeniyle 1994 yılında 'Tabiat Parkı' ilan edilerek koruma altına alınmıştı.
DENİZDEN BAFA'YA TEKNELERLE ULAŞILACAK
Didim Turizm Altyapı Hizmet Birliği Başkanı (DİTAB) Salih Bankoğlu, projenin ilk aşamasında, Ege Denizi ile Milet Antik Kenti'ni, ikinci aşamada ise Milet Antik Kenti ile Bafa Gölü'nü kanallarla birbirine bağlamayı amaçladıklarını belirterek, "Bölgede eski çağlardan kalma kanallarda 2.5 metre derinliğe ulaşan 20 metre genişliğinde müsait zemin var. Yapılacak olan çalışma ile denizden Bafa'ya kadar teknelerle ulaşım sağlanarak eski çağlarda deniz üzerinden kullanılan Kutsal Yol tekrar hayata geçirilecek" diye konuştu.
'DÜNYA DELTA BİRLİĞİ'NE ÜYE OLMAMIZ LAZIM'
Didim Kültür Mirası Koruma Derneği Başkanı Mustafa Şentürk ise projenin Türkiye'yi dünyada yükselen trend olan 'kanal ve delta turizmine' dahil edeceğini öne sürerek, "Ege Denizi ile Bafa'yı birleştirdiğimiz zaman tekne turları ile kültür, doğa ve din turizminin aynı anda izlenmesini sağlayacağız. Bölgenin ve ülkemizin turizm anlamında büyük kazanımları olacak. Projenin geliştirilmesi için ülke olarak Dünya Delta Birliğine üye olmamız lazım" dedi.
'GÖLLERİN DOĞAL YAPISINA MÜDAHALE EDİLMEMELİ'
Bafa'nın da aralarında bulunduğu göllerde 30 yıldır bilimsel çalışmalar yürüten Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğr. Üyesi Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, göllerin doğal yapılarına müdahale edilmemesi gerektiğinin altını çizerek Bafa Gölü'nün dünya mirası olduğunu ve korunması gerektiğini dile getirdi. Günümüz teknolojisiyle alabildiğine geniş kanallar açıp içini suyla doldurarak doğanın üç bin yılda oluşturduğu Bafa Gölü'nün, üç haftada eskiden olduğu gibi Latmos Körfezi'ne dönüştürülebileceğini söyleyen Kesici, "fakat Bafa Gölü geri getirmek istersek bir 2-3 bin yıl beklememiz gerekir" diye konuştu.
'BAFA SEVGİLİSİNE KAVUŞUR AMA ÖLÜR'
"Bafa sevgilisi Ege ye kavuşacak mı?" sloganıyla duyurulan projenin uygulanabilirliği açısından  Almanya'nın Hamburg kentindeki Elbe Tüneli ve Weser Nehri Kanal örneklerinin verildiğini anımsatan Kesici, "Bu kanallar göle açılmamakta, kanallar yerleşim alanlarına ulaşmakta. Örneğin bir zaman dile getirilen Kayseri'ye denizden ulaşma gibi. Bafa Gölü tıpkı insan gibi doğal bir oluşum ve doğanın ürünüdür. Bafa’yı Ege’ye ulaştırmakla, gölün vücudundan oyuk açarak içini boşalmış olursunuz. Bafa Ege'ye ulaştığında ‘sevgilisine’ kavuşur fakat ölmüş olur" görüşünü savundu.
GÖL, SU BİRİKİNTİSİNE DÖNÜŞÜR
Bafa Gölü'nün antik dönemden günümüze ulaşan bir doğa oluşumu olduğunu anımsatan Kesici, "Oluşturulacak rekreasyon alanlarıyla gölün su yapısını bozarak ve kirlilik yükünü daha da artacaktır. Tarım alanları olumsuz yönde etkilenecektir. Kanalların korunması başlı başına bir sorun olacak, DSİ'nin önemli yatırımlarla yaptığı şişme savak devre dışı kalacak ve deniz suyunun etkisi gölün ekolojisini tamamen değiştirecek, göl su birikintisine dönüşecektir" dedi.
 
BAFA'NIN KANALA DEĞİL, TEMİZLENMEYE İHTİYACI VAR
Son 50 yılda atık deposuna dönüştürülen Bafa Gölü'nün radikal önlemlerle acilen kurtarılması gerektiğinin altını çizen Kesici, "öncelikle para mı, yoksa doğal yaşamın sürekliliğimi ona kar verilmelidir. Kanal projeleri gibi  'gölden nasıl daha çok para kazanabiliriz' yöntemleriyle gölün kirlilik ve yok olma riskini artıran çalışmalardan uzak durmalıyız. Çünkü bu  kanal projeleriyle altın yumurtlayan tavuğu kesmiş olursunuz. Bafa'da yapılması gereken kanal projesi değil, gölün su kalitesini kirlilik unsurlarını oluşturan  atıkların temizlenmesidir" görüşünü dile getirdi.
 
MASA BAŞINDA ÜRETİLEN PROJE GÖLÜ YOK EDER
Ekolojik kayıplar içeren ve bilimsel gerçeğe uymayan kanal projesinin, Bafa Gölü'nü kurtarma müjdesi gibi sunulmasını da eleştiren Kesici, 'masa başında üretilen bir mühendislik projesi' olarak tanımladığı girişimin yalnızca turizm sektörünün iştahını kabarttığını ileri sürerek, "bu proje Bafa Gölünü kurtarmaz, yok eder" dedi.