Okuyun ve düşünün; Başka bir ülkede yaşayabilir misiniz

SİTE HALLERİ
Gelenekten yoksun varsıllarımız yılda bir iki kez dalap olur; hatırı sayılır bir harcama yapmadan da rahatlayamazlar. Harcamanın boyutları varsıllığa bağlı olmakla birlikte esas ölçüt komşunun yaptığıdır; ihtiyaçla ilgisi yoktur. 
Misal, komşun tente mi yaptırdı; sen de yaptıracaksın. Hem de onunkinden iki karış fazla. Cenabı Allah mal, mülk vermiş, para vermiş; bununla da kalmamış yayılacak kamu alanı vermişse, kefaretini ödeyeceksin. “İnşaat ya resulullah”, denilmiş olduğuna göre çimleri sökeceksin, ağaçları keseceksin, toprağı da betonla kapatacaksın ki yağış olduğunda mabadı şerifine çamur sıçramasın. 

Ufacık bir sorun var ki, yayılırken kötü adama dikkat edeceksin. 
Soyu tükenmeye yüz tutmuş olmakla birlikte bir bakarsın, kötü adam olmadık yerde karşına çıkar. Hak der, adalet der, yasa der, kamu yararı der; yaptığını da yapacağını da burnundan getirir. Bırakmaz ki ağız tadıyla biraz yayılasın. 

Uzatmayalım, tente malzemeleri gelip de işçiler çalışmaya başladı mı; nerde var nerde yok kötü adam çıkar gelir:
-Burası benim yolum, ortak alanda yayılamazsın, kamu yararı… filan der ama sen işine bakarsın. Lakin kötü adam boş durmaz, bakarsın ertesi gün yönetimden gelmişler:

-Ağbi, biliyorsun biz seni severiz. Lakin kötü adam söz dinlemiyor, bi orta yol bulsak filan derler, sen yayılmaya devam edersin. Bir de bakarsın iki gün sonra Belediyeciler gelmiş (dedik ya kötü adam boş durmaz). 
-Beyefendi hakkınızda şikayet var. Kat Malikleri Kanununun filanca maddesi… diye başlar ve arkasını şöyle bağlarlar:
-Size şu kadar süre veriyoruz. Bu süre içinde tentenizi yasal sınırlarınıza geri çekin, yoksa biz çekeriz, sizden de parasını alırız. Şuraya bir imza lütfen!

Yani böyle bağlanması gerekir. 
Gerekir ama atı alanın Üsküdar’ı geçtiği bu güzelim memlekette artık kör tuttuğunu öpmektedir. Anayasa da, yasalar da babayiğitler için değil, sıradan insanlar içindir. Yalnızca sağlık ve eğitim değil; yaşamın her alanı varsıllara özgülenmiştir. 

Sonuçta Belediyeciler gider, sen yayılmaya devam edersin. Çünkü “bir şey olmayacağını” bilirsin. Bu arada komşular, “Hayırlı olsun, çok güzel yaptırdın, ortak alanda ne güzel yayılıyorsun”, diyerek seni rahatlatmak için kuyruğa girer, kötü adamı siteden atmak için de imza toplamaya başlarlar. 

Bu davranış türü, güzel insanımızın özelliğidir ki dünyanın bir başka ülkesinde benzerini göremezsiniz. Sonuçta iş olacağına varır, kötü adam da kötülüğüyle kalır. 

Şimdi düşünün bakalım; bir başka ülkede yaşamak ister miydiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar