Nasıl soyuluyoruz...

Nasıl soyuluyoruz...

Bir ekonomist, başka bir deyişle bir ekonomi tetikçisi. Ekonomi tetikçisi de nasıl olur diye soracaksanız. Şöyle olur:

John Perkins…
1945 yılında doğmuş bir Amerikalı iktisatçı. En çok bilinen kitabı 2004 yılında yayınlanan "Confessions of an Ecomomic Hit Man". Perkins bu kitabında üçüncü dünya ülkelerindeki ekonomik müdahaleleri; şirketlerin, bankaların satın alınışını anlatıyor.

Bir ekonomist, kendi deyişle bir ekonomi tetikçisi (economic hit man). Ekonomi tetikçisi de nasıl olur diye soracaksanız. Şöyle olur: Bir ülkede üretim yerine montaj sanayi kurulmasını destekler, bir ülkede ihtiyaç olan maddeleri kredi satışıyla destekler, bir ülkede bankaları satın alır, bir ülkenin tüm ekonomisini ele geçirir.

John Perkins, 2004 yılında yazdığı Confessions of an Ecomomic Hit Man kitabında bunu açık dille anlatıyor. Yazının Türkiye ile hiç alakası yok. Tek kelime olarak bile geçmiyor, ama sanki tanımlıyor. Okuyun, karar verin:

Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız, sonra bankalarını satın alırız o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız.

Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.

Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. Aslında insanların işine yaramayan bi yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır .. O ülkedeki birileri de nemalandırılır. . Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler..

Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki: ‘Bize büyük borcunuz var. Ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin! Askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Milletler’de bizim için oy verin!. Elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!

Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir...
 
Mümtaz İdil