Muhtarın taş ocağı isyanı

Muhtarın taş ocağı isyanı

‘Mermer için ormanıkestiler, öylece bırakıp gittiler!’

Muhtarın taş ocağı isyanı:
 
‘Mermer için ormanı kestiler, öylece bırakıp gittiler!’


Antalya’nın Finike ilçesinde ki Alacadağ ormanlarının önemli bir bölümü, barındırdığı anıtsal sedir ağaçları ve ormaneko sistemlerinden dolayı 1990 yılında Tabiatı Koruma Alanı ilan edildi. Ancak2000’li yılların başından itibaren bölgede birbiri ardına açılan mermer ocaklarının sınırı koruma alanına kadar ulaşmış durumda. Bölgedeki mermerocaklarından yıllardır şikâyetçi olduklarını söyleyen Alacadağ köyü muhtarı Osman İlboğa, tarihi sit alanında mermer çıkarmak için girişimlerin sürdüğünü iddia ederek 2000 yılından bu yana dertlerini kimseye anlatamadıklarını dilegetirdi.
 
 
YETKİLİLER, ŞİKÂYET ETTİĞİMİZ ŞİRKETİN ARACIYLA GELDİLER
Köylerininçevresinde 5-6 ocağın faaliyet yürüttüğünü belirten İlboğa, patlatmalar sırasında deprem olmuş gibi sarsıldıklarını ve ocaktan taşların yuvarlandığını söyledi. Mermer şirketlerinin yasalara aykırı faaliyet yürüttüklerini ileri süren İlboğa, “geçmişte ocaklarda kurukesim yapıldığı için Mayıs ayında ağaçların üzeri kar yağmış gibi bembeyaz oluyordu. Bu konuda şirketleri uyardık ancak bizi tehdit ettiler. ‘İstediğiniz yere şikâyet edin, bize gücünüz yetmez!’ dediler. Biz de Ankara’ya gittik.Dönemin TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Ediz Hun ile görüştük. Ancak hiçbir sonuçalamadık. Bir süre sonra inceleme yapmak için yetkililer geldi. Ancak yetkililer, bizim şikâyetçi olduğumuz şirkete ait araçlarla gelince hayal kırıklığı yaşadık. Devletimizin aracı yok muydu?” dedi.
 
 
SEDİRLER KESİLİNCE VİCDANIM SIZLADI
Muhtarlığın yanında orman ürünleri ve narenciye ticareti ile uğraştığını anlatan İlboğa,bölgede yürütülen mermercilik faaliyetleri konusunda dehşet verici ayrıntıları ise şöyle anlattı:  “2009 yılında Ece Mermer adındaki firmanın kiraladığı arama sahasında kikesim işini ihaleyle ben üstlendim. Bu yalnızca arama amaçlı bir çalışmaydı vebinlerce ağaç kesildi. Kesilen ağaçların büyük kısmı sedirlerden oluşuyordu. Bin 200 civarındaydı sanırım. Bu durum karşısında vicdanım sızladı. Dünyanın gözü gibi baktığı sedir ağaçlarının böyle bir gerekçeyle kesilmesi kabuledilebilir değildi. Burada ormanlarımız mahvediliyor. Yalnızca arama yapmakiçin bunca ağacın kesilmesi gerekmiyordu. Biz ülkemizi, devletimizi ve milletimizi çok seviyoruz. Ülkemizin kalkınmasını biz de istiyoruz. Ama bu işin başka bir yolu yok mu? Sondaj çalışması yapılıp ağaçları kesmeden zeminde mermer olup olmadığı tespit edilemiyor mu? Köyümüzün karşısında Karatepe adındaki bölgede 1970’li yıllarda orman idaresinin girişimiyle bizim ana babalarımızın diktiği fidanlar bugün mermer şirketlerince göz göre görekesildi. Mermer arayacağım diye ormanı kestiler, ocak açtılar, yeterli olmayınca kapatıp öylece bırakıp gittiler. Bu yolla bölgede binlerce ağaç kesildi. Yasalara göre ocakların işi bitince bu alanın rehabilite edilmesi, ağaçlandırılması gerekiyor ama bu bölgede hiç rehabilite edilen ocak görmedim.”
 
 
KAPATILAN SİT ALANINDAKİ OCAK YENİDEN GÜNDEMDE
Bölgede ki mermercilik faaliyetlerine yönelik denetlenme yapılmadığını da öne süren Muhtar İlboğa, Turunçova’nın Çavdır Mahallesi Tireşe mevkiinde, Tekmar Mermer şirketi tarafından yıllar önce açılan ancak tarihi sit olduğu gerekçesiyle kapatılan mermer ocağının başka bir şirkete devredildiğini belirterek, “Şimdi bu alanın sit özelliğinin kaldırılması için girişimlerde bulunuluyor. Bize de bu konuda resmi yazılar ulaştı. Sıradan bir vatandaşın sit alanıyla ilgili bir talebi olabilir mi buülkede. Ama işin arkasında şirketler olunca iş değişiyor maalesef. Ben muhtar olarak yıllardır kimsenin desteği olmadan uğraşıyorum, tehditler alıyorum. Artık yoruldum” diye konuştu.
 
Bölgedeki mermer ocaklarının Alacadağ Tabiatı Koruma alanına etki edip etmediği yönündeki sorumuza da yanıt veren İlboğa, alanın içinde henüz ocak açılmadığını ancak sınıra yakın yerlerde çalışmaların sürdüğünü söyledi.
 
DAVA AÇTILAR, KIYIMIANCAK İKİ GÜN DURDURABİLDİLER
Finike’deki mermerci talanını Antalya Kent Konseyi’nin gündemine taşıyan Sürdürülebilir Tüketim ve Tüketici Hakları Çalışma Grubu Başkanı Ali Ulvi Büyüknohutçu ise antik çağdan kalma tarihi eser kalıntılarınında bulunduğu bölgede ki kıyımın önlenmesi için dava açtıklarını ancak bu girişimin çalışmaları ancak iki gün durdurabildiğini belirterek, “ işin asıl acı tarafının ise şikayetimiz üzerine bölgeye gelen kamu görevlileri, toprak altında kalan değirmen ve kilise kalıntıları için, ‘En az beliniz yüksekliğinde bir eser gösteremiyorsanız biz burada tarihi eser var diyemeyiz’ deyip işlem yapmadan gittiler. Değirmen taşlarını tarihi eserden saymadılar” dedi.
 
GÖREVİ SEDİRLERİ KORUMAK OLANLAR YIKIMI SEYREDİYOR
Asli görevleri, ormanları ve bölgedeki tarihi eserlerin korunmasını sağlamak olan bazı kamu çalışanlarının, bölgeyi talan eden işletmelere adeta danışmanlık hizmeti sunduklarını öne süren Büyüknohutçu, “Söz konusu bölgede süresi dolmuş ruhsatlarla faaliyet gösteren taş ocakları var. Ayrıca başka bir bölge içinaldığı ruhsatla Alacadağ’da faaliyet gösteren işletmeleri de tespit ettik. Diğer taraftan ruhsat sınırını katbekat aşan işletmelere yönelik de bir denetim yok. Koruma altında bulunan sedirler yok ediliyor. Görevi bunları koruma kolanlar ise sadece seyrediyor ” diye konuştu.
 
 
Antalya Kent Konseyinin, Büyüknohutçu’nun önerisiyle mermer ocaklarının yarattığı tahribata dikkat çekmek amacıyla önümüzdeki günlerde bölgede geniş katılımlı bir eylem yapma kararı aldığı öğrenildi.
 
 
BAKAN EROĞLU: ANTALYA’DA ORMAN ALANINA 100 OCAK İZNİ VERİLDİ Geçtiğimiz ay mecliste yürütülen bütçe görüşmeleri sırasında söz alan CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, “Antalya taş ocaklarından mağdur durumda. Antalya’da 3 bin 627 ruhsat verilmiş. Dağlar, ormanlar delik deşik. Bu tahribatların önlenmesi için Bakanlık ne önlem alacaktır?” sorusunu yöneltmişti. Acar’ın bu sorusuna yanıt veren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, maden izinlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verildiğini belirterek, “ Bakanlığımca Antalya ilinde 356 hektarorman alanında 100 adet izin verilmiştir. Verilen maden izinleri sebebiyle orman alanlarında meydana gelen bozulmalar, rehabilite ettirilerek teslim alınmaktadır” ifadelerini kullanmıştı.


Yusuf Yavuz