Kocasakal; Yargı Bağımsızlığını Kaybetmiştir .

Kocasakal; Yargı Bağımsızlığını Kaybetmiştir .

İstanbul Üniversitesi'nde Semih Gemalmaz, Ümit Kocasakal ve Bilgütay Durna'nın konuşmacı olarak katıldığı "Savunmaya Müdahale" panelini binlerce öğrenci dinlerken, salonda yer kalmadı.

İÜ'de hukuk paneline yoğun ilgi


İstanbul Üniversitesi'nde Semih Gemalmaz, Ümit Kocasakal ve Bilgütay Durna'nın konuşmacı olarak katıldığı "Savunmaya Müdahale" panelini binlerce öğrenci dinlerken, salonda yer kalmadı.
 

İstanbul Üniversitesi'nde Toplumcu Hukukçular Kulübü'nün düzenlediği panelde yığılma oldu. Anfi 7'de yapılacak paneli zar zor son M1'e alan fakülte yönetimi tüm ısrarlara rağmen yer olan anfi 1'i vermedi. M1'e sığmayan öğrenciler dekanlığı kınadılar. Yüzlerce öğrenci dışarıda kaldı. Panele 1500 kişi katıldı.

 

Panelde ilk sözü alan Semih Gemalmaz şunları söyledi:
 

"Türkiye uzunca bir süredir sistematik olarak, 12 Eylel'den bile daha beter bir şekilde kuşatma altında. Yargı bağımsızlığı kalmamıştır. Adalet dağıtıcı kurumlar büyük ölçüde deforme edilmiştir. Mahkemeler belli bir siyasal tasviye operasyonun aracı haline gelmiştir. Bugün Baro'ya yapılan saldırılar ne anlama geliyor. Hala ele geçmemiş yerler var. Bu ülkede adaleti temsil eden namuslu avukatlar, yargıçlar hala var. Bütün yaptıkları bu paniktendir Hikayenin sonuna yaklaşılıyor artık, bu tamamen panik olduklarındandır. Kötü rüya sona erecektir. Bazen üzüleceksiniz, bazen çok sinirleneceksiniz ancak alnınızın akıyla bu zulümden mücadele ederek kurtulacaksınız."
 

'İleri faşizm'
Gemalmaz'ın ardından konuşan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın konuşmasının satır başları şöyle:

"Saldırıları anlamak için bütüne bakmak gerekiyor. Bu ülkede ileri demokrasi değil ileri faşizm vardır bunu daha öncede söylemiştim bu bir slogan değildir gelinen son noktadır. Haksızlıklar zulümler yargı eliyle gerçekleşiyor. Yargı ülkeyi çözüyor. Darbeler her zaman top ile tüfek ile olmaz. Türkiye işgal altında bir ülke. Hainler kahraman ilan ediliyor, kahramanlar hain ilan ediliyor. Yargı bağımsızlığını kaybetmiştir, kimsenin hukuki güvencesi yoktur. Direnen boyun eğmeyen İstanbul Barosu kalmıştır. Bu saldırılar doğrudan sizlere yapılıyor çünkü sizler gelecekte baronun üyesi olacak, adalet savunucusu, savaşcısı olacaksınız."
 

Adalet İçin Hukukçular adına son sözü alan Bilgütay Durna şöyle konuştu:

"Toplumsal mücadeledir bütün bunlar bütüne bakmak gerekir. Avukatlara KESK'e yapılan saldırıları unutulmamalı. İstanbul Barosu'na yapılan müdahale şaşırtıcı değil. Toplumdaki çürümenin insanların toplumsal adalet duygusunu zayıflattığı görülüyor. Böylelikle AKP daha sert saldırma hakkı buluyor kendinde. Bu saldırılar savunmaya yapılan saldırılardır. Savunma savunulacak hale gelmiştir. ÇHD'ye yapılan operasyonlar, bugün KESK'e yapılan operasyonlar hukuksuzdur."
 

Destek mesajları
Toplumcu Hukukçular Kulübü'nün düzenlediği panele çok sayıda destek mesajı da geldi. Destek verenler ve mesajları şöyle:

 

Soner Yalçın: Ben aydınım, gazeteciyim, yazarım. Kalemimi satmam, gerekirse kırarım. Bugün beni yargılayanlar; savcılar, polisler, hakimler eliyle beni susturmaya, sindirmeyle yok etmeye çalışıyorlar. Hukuku böyle kirli bir amaca alet ediyorlar. Ben inandığım değerlerden hiçbir taviz vermeden sanık kürsüsünde yalnız kendim değil ülkemizin bütün aydınlarını savunuyorum ve savunacağım. Bunun bedelinin ne olduğunu biliyorum; ancak adaletin bedelini ödeyen insanların omuzlarında yükseleceğini de biliyorum. Bunun için gerçek hukukun temsilcisinin biz olduğumuzu düşünüyorum. Yaptığımız panelin de, bunun adımlarından biri olacağına inanıyorum. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum.
 

Barış Terkoğlı-Barış Pehlivan: Bizim cumhuriyetimiz koca bir çınar, aydınlanmacı devrimlerimiz ve onun kazanımları bu çınarın birer dalı, birer yaprağı. Gerici bir zihniyet bu çınarı kesip, gövdesini oyup kocaman bir mahkeme kürsüsü yaptı. O kürsünün altında bu ülkenin bütün birikimini yargılamaya çalışıyor. Hukuki savunmayı, hak ve hürriyetleri hiçe sayıyor. Emin olunuz ki, tarih hiç bir zulme sonsuzluk bahşetmemiştir. İnanıyoruz ki, tarih önünde, tarih mahkemesinde gerçek hukuk tecelli edecek, eşitlik ve özgürlük üzerine kurulu bir adalet sonsuza kadar yaşayacak. O gün, bugün yargılayanların yargılandığını göreceğiz.
 

Ömer Faruk Eminağaoğlu: Yargıyı tamamen bağımlı hale getirip hukukun dışına çıkartmayı ve sivil bir darbe sürecini kansız biçimde yönetmek için dipçik gibi kullanmayı amaçlayan irade, bunu gerçekleştirebilmek için savunmayı da hedef aldığında, karşısında boyun eğmeyen hukukun üstünlüğü mücadelesi için dimdik ayakta olan İstanbul Barosu'nu bulunca, buraya da baskılarını arttırmış olup, son yaşananlar bu durumu ayrıca doğrulamaktadır.
 

Her türlü baskıya rağmen mücadelesini kararlılıkla, güce boyun eğmeden ve sürecin bir parçası haline gelmeden örnek bir şekilde sürdüren, İstanbul Barosu ve mensuplarını kutluyor, yanlarından olduğumuzu bu vesile ile belirtiyor, üstünlerin hukukunu yaratmak isteyip, hukukun üstünlüğünü gölgeleyenlerden, hukukun üstünlüğü çerçevesinde mutluka hesap sorulacağını bir kez daha ifade ediyorum.
 

Dayanışmayı da esas alan bu başarılı etkinlik nedeniyle Toplumcu Hukukçular Kulübü'nü de kutluyor, tüm katılımcılara da en içten sevgi ve saygılarımı iletiyorum.

(soL - İstanbul)