İki acılı aile bir araya geldi

İki acılı aile bir araya geldi

Polisin gaz bombasıyla yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan ile 17 yaşındaki Mustafa Ali Tombul’un aileleri ile birlikte basın toplantısı düzenlendi.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi tarafından, Okmeydanı'nda polisin attığı gaz bombası sonucu başından yaralanan ve halen komada olan 14 yaşındaki Berkin Elvan ile 8 Temmuz 2013 tarihinde yine polisin attığı gaz bombası nedeniyle başından yaralanan  17 yaşındaki Mustafa Ali Tombul'un aileleri ile birlikte basın toplantısı düzenlendi. 

İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıda Elvan ile Tombul'un sağlık durumları ve hukuki süreç değerlendirildi. 

34 GÜNDÜR YOĞUN BAKIMDA 

Toplantıda konuşan Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, oğlunun bugün komadaki 34'üncü günü olduğunu aktararak, "Hala yoğun bakımda tutuluyor. Gözleri ve bilinci kapalı. Ara sıra ateşi çıkıyor. Çocuk hala yatıyor ve kendinde değil. Doktorlar da bize tam net bir bilgi veremiyorlar. Hayati tehlikesi devam ediyor. Tabi biz de bu arada çok zorluklar çekiyoruz. Ailemiz de perişan halde. Zor şartlarda Berkin ile birlikte yaşamaya çalışıyoruz" dedi. 

ÇOK DAHA GÜZEL GÜNLER BİZİ BEKLİYOR 

Mustafa Ali Tombul'un babası Mehmet Tombul da, oğlunun durumunun iyiye gittiğini belirterek, "Berkin'in de inşallah daha iyiye gideceğinden eminim. Genç ve güçlü çocuklar, karakterleri de güçlü. Çok daha güzel günler bizi bekliyor. Davasında haklı olan devamlı kazanır bu hep böyle olmuştur. Biz hukuk süreci başlattık. Onda da kazanacağımıza yürekten inanıyorum. Biz haklıyız ve birlikteyiz. Halkımızın bu hukuksal süreç içerisinde bizim yanımızda olacağından eminim. Dualarını hiç eksik etmediler ve devamlı yanımızda oldular" diye konuştu. 

ŞU AN BENİ GÖRMÜYOR AMA HİSSEDİYOR 

Mustafa Ali Tombul'un annesi Öznur Karaagaç Aygün de, oğlunun yanından geldiğini aktararak, "Bugün Ali'nin yanına girdim. 12 gündür hastanede yatyor. Bilinci yerinde değildi. Bugün 'Ali' dediğimde gözlerini kocaman açtı, elimi tuttu. 'Anneciğim ben geldim' dedim. Elimi çekmek istedğimde elimi bırakmak istemedi. Çok heyecanlandı. Şu an beni görmüyor ama hissediyor. Tepki verdi ve ağladı. Sonra doktoru geldi; 'Ali şu an seni hissediyor' dedi. İnşallah daha iyi olacak. Doktor da iyi şeyler söyledi. Konuşmaya çalışıyor. Çok heyecanlandım" dedi. 

GAZ BOMBASI, BİR SÜREDİR ATEŞLİ SİLAH GİBİ KULLANILMAYA BAŞLANDI 

ÇHD üyesi Avukat Evrim Deniz Karatana ise, Berkin Elvan ile ilgili daha önce suç duyurusunda bulunduklarını ifade ederek, "Uzun bir süreç yaşadık. Gezi Parkı'nın yıkılacağı haberinden sonra. Halkımız hem iktidarın baskı politikalarına hem de polis şiddetine karşı sokaklara döküldüler. Uzunca süren bir mücadele başladı. Bu da iktidar tarafından şiddetle bastırıldı. Gaz bombası kimyasal silah diyoruz. Gaz bombası, bir süredir ateşli silah gibi kullanılmaya başlandı. Çok yakın mesafeden dik açıyla insanlarnı kafalarına veya vücuklarının başka bölgelerine nişan alınarak, ateşlendi. Bu nedenle uzuv kaybı yaşandığı gibi komada olanlar ciddi anlamda rahatsızlık yaşaşanlar da oldu. Her ikisi de çok genç. Her ikisi de çok sağlıklı gençlerdi o güne kadar. Berkin'e, Okmeydanı'nda polis çok yakın mesafeden vurdu. Mustafa'ya da Taksim'de. Her ikisi de kafatasından yaralandı, her ikisi de komaya girdi. Berkin 34 gündür, Mustafa ise 12 gündür yoğun bakımda. Biz de bir an evvel gözlerini açsınlar ve eski sağlıklarına kavuşşunsunlar istiyoruz" diye konuştu. 

SUÇ DUYURULARININ TEK DOSYADA OLDUĞUNU ÖĞRENİYORUZ 

Suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden Evrim Deniz Karatana, "Savcı ile görüşmemizde bütün Gezi Parkı olaylarında şikayetler ve suç duyurularının torba bir dosyada toplandığını gördük. Biz görüştüğümüzde 6 klasör suç duyurusu dilekçesi birikmişti. Bunların tamamı tek bir soruşturma numarası altında yürütülüyordu. Bu kesinlikle hukuksuz bir uygulama. Suçun mağdurları, failleri, olay yeri ve yaşanış biçimleri farklı. Savcılık işimi bitireyim, yapılmamış olmasın amacıyla hareket ederek, görevini yapıyor. Bu şekilde adil ve etkin bir soruşturma yürütülmesi mümkün değil. Yani 4 kişi yaşamını kaybetti bu süreçte. Fakat bütün bu suç duyurularının tek dosyada olduğunu öğreniyoruz ve buradan açıkçası faillerin bulunma sonucuyla karşılaşacağımızı beklemek pek mümkün olmasa gerek. Çünkü bize savcının verdiği bilgi şu şekildeydi; '30 terabyta yakın görüntü var bu görüntüleri bilirkişiye vereceğiz bu arada failleri bulunursa bulunur' gibi bir düşüncesi gidiyordu. Olayların tanıkları, görüntü kayıtları vardır. Tanıklar dinlenir, bütün deliller teker teker toplanır. Her bir soruşturmanın ayrı olması için talepte bulunduk. Mustafa Ali için de bir suç duyurusunda buluduk. Şu an savcıların bize verdiği görüntü pek parlak değil. Aksi takdirde Başbakan'ın emriyle hareket eden bu polisler bundan sonra da insanlarımızı katletmeye sebep olacaklar. Bir an önce bunun önünün kesilmesi için sorumluların yargılanması gerekiyor" dedi.