CHP'den Silivri'ye Üst Düzey Ziyaret
CHP'Lİ VEKİLLERDEN SİLİVRİ'YE 10 SAATLİK ZİYARET
Serpil KIRKESER-Özgür ARSLAN - İSTANBUL
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, Ergenekon Davası'ndan tutuklu yargılanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP İzmir Millletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Gazeteci Tuncay Özkan ve emekli Orgenal Hurşit Tolon'u Silivri Cezaevi'nde ziyaret etti. Yaklaşık 10 saat süren görüşmenin ardından cezaevi önünde basın açıklaması yapan Umut Oran "Mütalaa ve önümüzdeki hafta görülecek duruşmayla ilgili görüştük. Söz konusu mütalaa akıllara durgunluk veriyor. Hiçbir hukuksal değeri olmadığı ortaya çıkıyor. Bu mütalaanın içirisinde adalet, hak, hukuk hiç bir şekilde yer almıyor. Tamamen hukuka aykırı bir şekilde kopyalanmış, yapıştırılmış ve oluşturulmuş bir hukuki değeri içermeyen bir mütalaa" dedi.
YARGILAMANIN VE MÜTALAANIN DA SİYASİ OLDUĞUNU SAVUNDU
Yargılamanın ve mütalaanın da siyasi olduğunu savunan Oran, "Özel Yetkili Mahkeme kararıyla da, eliyle de yürütülen bu duruşma esasında baştan beri siyasi bir duruşma. Özel Yetkili Mahkeme mütalaadan da ortaya çıkıyor ki siyasi iradenin bu noktada sözcüsü konumunda. Gerçekten bugün Türkiye'nin karşı karşıya kalmış olduğu önemli tehditler var. Bu terör tehditinden tutun, Türkiye'yi bölünme tehditine, Türkiye'nin bir savaş tehditine, Türkiye'deki laiklik tehditi, irtica tehditi yani Türkiye'nin şuan üzerinde bulunan karabulutlar ve bu büyük tehditler karşısında gerçekten mücadele veren, düşünce üreten, fikir üreten ve bu mücadelenin bir parçası olmuş, bu mütalaada siyasi yargısız infazla karşı karşıya olan aydın insanlar var. Bu aydın, vatansever ve yurtsever insanlar böyle bir tablo ile karşı karşıya. Bu davanın savcısı olduğunu bundan önce Sayın Başbakan ifade etmişti. Maalesef bu yüzden siyasi olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Burda da baktığınız zaman bu siyasi davanın bir başsavcısı var sayın Başbakan savcısı olarak. Burada bir yargı değil bu mahkemede değil" diye konuştu.
"ADLİ TIP KURUMU YETKİLİLERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUM"
Ergenekon Davası kapsamında ifade bile veremeden hayatını kaybeden masum insanlar olduğunu söyleyen Oran, "İçerde kanser hastası, siroz hastası olan insanlar var. İçerde yine kanser başlangıcı olan insanlar var. Kanser başlangıcı kişilerden bir tanesi de Sayın Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu. Kendisi 3 ayrı heyet raporu aldı bugüne kadar. Bu heyet raporlarında bu koşullarda hasiphanelerde kalamaz, devlet hastanesinde tedavi görmesi gerektiği ifade edildi. Fakat her seferinde de Adli Tıp Kurumu bunu yok sayarak, redderek tekrardan bir anlamda ceza gibi, zulüm buradaki hapishaneye tekrardan getirtti. Yarın tekrar Sayın Fatih Hilmioğlu Adli Tıp Kurumu'na çıkacak. Ben buradan özellikle Adli Tıp Kurumu yetkililerini göreve davet ediyorum. Kendileri tıp etiğine, tıp mesleğine, etmiş oldukları hipokrat yeminine ve yine almış oldukları hukuk eğitimine bağlı olarak vicdanlarıyla insanlıklarıyla doğru karar vermeleri gerekir. Çünkü söz konusu olan bir insan hayatı. Söz konusu olan bir insanın bir yaşam mücadelesi. Eğer o Adli Tıp Kurumu bağımsız ve tarafsız olamayacaksa ve olmazsa Sayın Fatih Hilmioğlu'nun hayati tehlikesinden başına gelebilecek sağlık problemlerinden siyasi iradeyi temsilen başta başabakan, daha sonra Adalet Bakanı ve hükümet bundan sorumludur. Bu sorumluluktan kaçmaları mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
"BURADAKİ DÜZMECEYE ARTIK HALK İNANMIYOR"
8 Nisan 2013 tarihinde görülecek davayı takip edeceklerini de söyleyen Oran, "Gerçekler mutlaka ortaya çıkacaktır. CHP olarak biz de hukukun üstünlüğü konusunda, adaletin özgürlüklerin işlemesi konusunda, demokrasinin çalışması konusunda bağımsız ve tarafsız yargı konusunda bizde sonuna kadar bu mücadelenin sürdüreceğiz" dedi.
"GERÇEKLER İNATÇIDIR"
CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, "Gerçekler inatçıdır. Birgün er ya da geç tüm gerçekler su yüzüne çıkarak toplumun ve kamuoyunun kabulünde olacaktır" diye konuştu. CHP'li vekiller Oran ve Tamaylıgil basın açıklamasının ardından araçlarına binerek cezaevi önünden ayrıldı.
