Bizim Akiller Buna Ne Diyecek

Bizim Akiller Buna Ne Diyecek

Fransa Başbakanı Jean-Marc Ayrault, kabinesine gönderdiği mektubunda İngilizce kullanılmasını yasakladı. Ayrault, Fransızca'nın güncel gerçekliğe dair her türlü kavramı anlatmaya yeterli olduğunu belirtti.



Fransa milliyetçilik duygularının en sert olduğu ülkelerden biridir. Bir süre yaşadığım Paris’te, çat pat konuşabildiğim halde kullanmadığım Fransızca yerine bir keresinde İngilizce konuşmuştum. Ama karşımdaki Fransız tek kelime İngilizce bilmiyordu. Boş bulundum ve aynı soruyu Fransızca sordum. İşte o anda ne geldiyse başıma geldi: Adam hışımla kalkarak ve anlayabildiğim kadarıyla “ağır” Fransızca küfürler ederek üzerime yürüdü.

Anlayabildiğim net şey şuydu: Madem Fransızca biliyorsun, niye İngilizce soruyorsun?

Bugün haberlerde var:“Fransa Başbakanı Jean-Marc Ayrault, kabinesine gönderdiği sert bir dille kaleme alınan mektubunda İngilizce kullanılmasını yasakladı.”

Hazırlanan yeni yasa taslağının adına “silver ecomomy” (gümüş ekonomi) konunca dil konusunda çok hassas olan Başbakan Ayrault çok sinirlenmiş. Bakanlara yazdığı mektubunda, “Cumhuriyetin dili Fransızca’dır” diye yazmış. Başbakan, Fransızca’nın güncel gerçekliğe dair her türlü kavramı anlatmaya yeterli olduğunu da eklemiş.

Hatırlanacağı üzere, iki yıl kadar önce Fransız Dil Akademisi, 65 sayfalık bir liste yayınlayarak, kulanılması yasak olan İngilizce kelimeleri sıralamıştı.

Burada hemen akla şu sorular geliyor elbette: Parlamentoda birden fazla dilin konuşulduğu ülkede “dil birliğinden” söz edilebilir mi? Dil birliği sağlanmayan ve resmi bir dili olmayan ülkeler usulal devlet sayılır mı? Ana dilde eğitim serbestliği verildikten sonra, parlamentoya veya resmi bir kurumun başına gelen Kürtler konuştuğunda geride kalanların bir çevirmen tutması mı gerekecek?

Sorular çok, yanıtları ise pek az.