BEYAZ SARAY ERDOĞAN'I ÇOK ÜZMÜŞ !

BEYAZ SARAY ERDOĞAN'I ÇOK ÜZMÜŞ !

Rize Valiliği önünde 19 tesisin toplu açılış törenine eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’la katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tören alınan gelişte halkı selamladı. Açılış törenine Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu da katıldı.
 
"BEYAZ SARAY'A NE OLUYOR?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İşlerine geldiği zaman sandık, işlerine gelmediği zaman sandık değil. Bunu ben söyleyince Beyaz Saray'dan bana cevap geliyor. Üzüldüm. Niye? Çünkü bunun muhatabı Beyaz Saray değildi. Çünkü ben burada Amerika'yı ifade etmedim. Ben burada İsrail'i ifade ettim. Peki Beyaz Saray'a ne oluyor da Beyaz Saray bunu konuşuyor. Beyaz Saray bunu dillendirmemeliydi. Beyaz Saray böyle bir şeyi konuşmamalıydı. Eğer bunu konuşması gereken varsa İsrail konuşmalıydı. Bu, NATO'da birlikte olan iki ülke olarak bir ortağın, bir diğer ortağa böyle bir yaklaşımı yakışık almadı. İşte dünyanın çifte standardını göstermesi bakımından bu da çok önemli" diye devam etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerinin son bölümünde CHP milletvekillerinin Suriye'deki iç savaş sırasında Şam'a giderek, Beşar Esad ile görüştüklerini hatırlattı. Erdoğan, "Ana muhalefet partisinin sorumlularına soruyorum; gazete, televizyonlarda yeni doğmuş bebeklerin, 3, 5 yaşında o masum çocukların solgun yüzlerine bakabildiniz mi? Destek verdiğiniz sırtını sıvazladığınız o zalimin insanlık dışı katliamıyla gururlandınız mı? Kendi ülkesinin başbakanını diktatörlükle itham edenler, kendi ülkesinin başbakanını dünyaya şikayet edenler, acaba sırtını sıvazladıkları Esad için diktatör sıfatını kullanabilecek cesarete sahipler mi" dedi.
 
Erdoğan ayrıca, Rizelilere "AK Parti'nin ilkelerinde etnik milliyetçilik yoktur, bizde dinsel milliyetçilik yoktur, bizde bölgesel milliyetçilik yoktur. Evet mi" diye sorup, kalabalıktan "evet" yanıtını aldıktan sonra, "Kılıçdaroğlu, biz 780 bin kilometrekarenin tamamında aynı şeyi söyleriz. Biz bir yerde başka, bir yerde başka olanlardan değiliz. Biz akşam başka sabah başka konuşanlardan değiliz. Biz yüreğimizin sesini duyarak konuşuruz. Çünkü fikrinin, düşüncesinin namusuna sahip olamayanlardan siyasetçi olmaz bunu böyle biliniz" diye konuştu. 
"BEYAZ SARAY’DAN CEVAP GELİNCE ÜZÜLDÜM"
Başbakan Erdoğan, kendilerini ülke dışında eleştiren, uluslararası medyada hedef haline getirenlerin, Mısır’da darbeye darbe diyemeyecek kadar zavallı olduklarını, onurlu, şerefli, ilkeli bir duruş sergileyemediklerini öne sürdü. Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Demokrasi diyorlar di mi? Nasıl demokrasi bu? Biz demokrasiyi siyasi literatürde sandık olarak öğrendik. Tüm öğrencilik hayatımızda uygulamada bunu böyle öğrendik. Milletin iradesinin sandıkta tecellisi olarak öğrendik. Ama son zamanlarda bir şey daha öğrendik. Baktık ki 2011, 3 Şubat, İsrail’de bir panel. Bu panelde eski Dışişleri, şimdi Adalet Bakanı olan bir bayan, onun yanında Fransa’daki bir Yahudi entelektüel. Soruyor moderatör; ‘Eğer Mısır seçimlerinde Müslüman Kardeşler kazanırsa buna ne dersiniz?’. ‘Böyle bir şeyi düşünmek istemem, zaten de olmaz. Ama kazanırlarsa iktidarda kalamazlar. Filistin’de kalamadılar, Cezayir’de kalamadılar’ diyor. Ardından da ‘demokrasi sadece sandık değildir’ diyor. Demokrasi sandık değildir diyenlerin kim olduğunu öğrendiniz mi? İşlerine geldiği zaman sandık, işlerine geldiği zaman değil. Bunu ben söyleyince Beyaz Saray’dan cevap geliyor. Üzüldüm. Niye? Çünkü bunun muhatabı Beyaz Saray değildi. Burada Amerika’yı değil İsrail’i ifade ettim. Beyaz Saray’a ne oluyor da bunu konuşuyor? Beyaz Saray bunu dillendirmemeliydi. Beyaz Saray böyle bir şeyi konuşmamalıydı. Bunu konuşması gereken varsa İsrail konuşmalıydı. NATO’da birlikte olan iki ülke olarak bir ortağın diğer ortağa böyle yaklaşımı yakışık almadı. Dünyanın çifte standardını göstermesi bakımından bu da çok önemli. Biz uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece. Gideceğiz gündüz gece. Esmaları yalnız bırakamayız. Suiriye’de kimyasal silahlarla öldürülen, şehit edilen o yavruları yalnız bırakamayız. 100 binin üzerinde insan öldürülüyor, onları yalnız bırakamayız. Livaül hamd ismiyle müsemma sancağın altında buluşmak herkesin harcı değil. Ona doğru yol haritası çiziyoruz. Onun için Rabia meydanı çok önemli, Adeviye, Mansuriye, İskenderiye, çok önemli. Asla yalpalamadan, Akif’in ifadesiyle, ‘İmandır o cevher ki, ilahi, ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür’. Biz paslı yürekler taşımadan yürüyeceğiz."

fotoğraflar:dha