Veremeyeceğimiz hesap yok!

Veremeyeceğimiz hesap yok!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin belediye başkanları toplantısının açılış konuşmasını yaptı. Kılıçdaroğlu, " Hiçbir CHP'li belediye başkanı hukuk içinde kalmak koşuluyla hiçbir zaman denetimlerden şikayet etmemiştir. Niye etsin? Veremeyeceği hesabı yok. Gelsinler denetlesinler, defterler zaten açık, alınan paralar zaten belli, toplanan paralar, nerelere harcandıkları da zaten belli. Demokrasinin özünde denetim yatar; ama denetim hukuk içinde kaldığı sürece anlam ifade eder" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Bir demokratik ülkede bir siyasal parti seçimlere nasıl hazırlanıyorsa biz de öyle hazırlanıyoruz dedik. Hukuk içinde, yasaların güvencesi altında, evrensel kuralları dikkate alarak, belediye başkanlarımız çaba harcayarak, genel merkez, yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı çaba harcıyor, emek harcıyor ve biz seçimlere hangi yolla hangi yöntemle daha iyi hazırlanırız bunun arayışı içindeyiz. Biz böyle hazırlanıyoruz. Bir de iktidar kanadı var. Onlar nasıl hazırlanıyorlar? CHP'li belediye başkanları üzerinde nasıl sistemli bir baskı uygularız. Onları nasıl itibarsızlaştırırız. Onları halkın gözünde nasıl küçük düşürürüz. Bunun arayışı içindeler. CHP adına söylemiyorum ben bunu demokrasi adına söylüyorum. Bizim üzerimizde baskı kurmalarının bizim açımızdan hiçbir önemi yok. Biz bu baskıları aşa aşa bugünlere geldik" dedi. 

"DENETİM HUKUK İÇİNDE KALDIĞI SÜRECE ANLAM İFADE EDER"

Toplumun endişe içinde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Oysa demokrasilerde toplum endişe içine sürüklenmez, sürüklenmemelidir. Eğer siz yurttaşın hakkını yurttaşın oylarıyla seçtiği belediye başkanının haklarını ellerinden alırsanız, baskı uygularsanız ve bu baskıları sistemli bir projeyle sürdürürseniz orda sorunumuz var demektir. Seçimle gelen belediye başkanının ancak ve ancak seçimle gitmesi gerekir demokrasilerde. Seçim yapıyoruz niçin? Halkın katılımcı demokrasi anlayışını güçlendirmek için yapıyoruz. O zaman seçimle gelene dışarıdan sistemli baskı uygularsanız, önce belde halkına saygı duymuyorsunuz demektir. Neden bunu söylüyorum? Seçimle gelen önce belde halkına hesap verir. Kimsenin aklına şu gelmesin. 'Efemdim CHP'li belediyeler hiç denetlenmesinler.' Öyle bir talebimiz yok. Öyle bir iddiamız da yok zaten. Demokrasinin özünde denetim yatar; ama denetim hukuk içinde kaldığı sürece anlam ifade eder. Hiçbir CHP'li belediye başkanı hukuk içinde kalmak koşuluyla hiçbir zaman denetimlerden şikayet etmemiştir. Niye etsin? Veremeyeceği hesabı yok. Gelsinler denetlesinler, defterler zaten açık, alınan paralar zaten belli, toplanan paralar, nerelere harcandıkları da zaten belli. Ama denetimi baskıya dönüştürürseniz o zaman farklı bir tablo ortaya çıkar demektir" diye konuştu. 

"DENETİMİN ÖZÜNDE HALKTAN TOPLANAN PARALARIN NERELERE HARCANDIĞININ HESABI VARDIR"

"Denetimin temel kuralı objektif olmasıdır" diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi : "Belediye başkanlarının seçildikleri partilere göre denetlenmesi doğru bir kural değildir. Seçildikleri partilere göre iktidar partisinin davranışlarını endekslemesi doğru bir kural değildi. Çünkü belediye başkanı bir siyasal partiden seçilir ama seçildikten sonra siyasi görüşü ne olursa olsun belde halkını kucaklar. Denetim objektif olacak, denetim hukuk içinde olacak. Hukuksuz denetim olmaz. Eğer siz bir belediyeyi denetliyorsunuz diyelim. O belediyeye hiçbir belediyeye uygulamadığınız tutarda 100 denetim elemanını eş zamanlı gönderiyorsanız, hiçbir belediyeye uygulamadığınız bir denetim modelini o belediyeye uyguluyorsanız bu doğru bir kural değildir. İş yapmasın bu belediye, hizmet etmesin bu belediye, ben bu belediyeye nasıl çelme takarım anlayışıdır. Denetim aynı zamanda demokrasinin de temelidir, çünkü denetimin özünde halktan toplanan paraların nerelere harcandığının hesabı vardır. Bir belediye başkanı ister merkezi hükümetten gelsin, ister yerelde toplasın halktan toplanan vergileri yani kamu kaynaklarını yasların öngördüğü şekilde harcamak durumundadır. Denetimin özü bu harcamalar sağlıklı yapılmış mı yapılmamış mı? Eğer bir siyasal iktidar kamu kaynaklarının nerelere harcandığı konusunda duyarlıysa TBMM'ne kesin hesap yasası geldiği zaman Sayıştay'ın raporunun da gelmesi gerekir. Sayıştay raporu geldi mi? Gelmedi. Gayrimeşru bir bütçeyle hükümet şu an Türkiye'yi yönetiyor. İlk kez bir siyasal iktidar TBMM adına denetim yapan Sayıştay'ın raporu gelmeden ki yasalara göre gelmesi gerekiyordu. Bütçe tasarısını yasalaştırdılar."

ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NE YAPILAN OPERASYON 

Kılıçdaroğlu, "En son operasyonun yapıldığı yer Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz. 2011'in 25 Ocağında da bir operasyon yapılmıştı Eskişehir'e. Gerekçe neydi biliyor musunuz? Bir şikayet dilekçesi geliyor. Engelliler, tramvaya ve otobüse ücretsiz biniyorlar. Ama bazıları engelli olmadığı halde onlarda paso almışlar onlarda biniyorlar. Uzun uzun araştırmalar, incelemeler, gözaltılar böyle bir şey yok. Bu mu denetim? Bütün baskılara rağmen yine Eskişehir'de engelliler belediye araçlarına ücretsiz binip iniyorlar" dedi.