Üsteğmen Nazlıgül'ün annesi isyan etti

Üsteğmen Nazlıgül'ün annesi isyan etti

Ordudan uzaklaştırıldığı için intihar eden üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu'nun annesi Nevin Daştanoğlu, "15 saatte kızımın hayatını yok ettiler" dedi.
Nevin Daştanoğlu, Adana Barosu'nun Kadın Hakları Komisyonunca düzenlenen “Kadına Bakışta Medyanın Dili” konulu panelde konuştu.

Sözlerine, “Kayseri 12. Ana Jet Üssü’nde görev yaparken ordudan atılan daha sonra canına kıyan Nazlıgül’ün annesiyim” diyerek başlayan Nevin Daştanoğlu, “15 saatte kızımın yaşamını yok ettiler. Yuvasını yıktılar, harika bir insanı yok ettiler. Bir çocuğu yetim bıraktılar. Bunları yapanlar da kızımın aleyhine ifade verenler de erkekti. Acaba vicdan azabı duyuyorlar mı hicap duyuyorlar mı ? hiç arlanıyorlar mı ?. Sıralı komutanlar hiç hicap hissediyorlar mı ?” dedi.

Kayseri 12'nci Hava Ana Ulaştırma Komutanlığı'nda görev yaptığı "disiplinsizlik ve ahlaki urum" gerekçesiyle ordudan uzaklaştırılması sonucu intihar ettiği iddia edilen Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu’nun öğretmen annesi Adana’da kadınlar için düzenlenen panelde kızının ölümünü anlatırken herkesi ağlattı. 

Acılı anne Nevin Daştanoğlu, “Keşke sıralı komutanlarının üçünü beşini sıraya geçirip öldürseydin. Ondan sonra kendini öldürseydin, ben bugün çok daha mutlu olurdum. Ve bugün ağlamazdım” dedi.

“Şimdi size bir kız anlatacağım, herkesin gıpta ile baktığı bir kızdı” diyen acılı anne Nevin, herkesi ağlatan konuşmasında şöyle dedi:
“Nazlıgül benim kızım. Aşık oldu, o aşkı sevdi. Sevmenin de sevginin de suç olduğu, adaletin bir türlü tecelli edemediği ülkemizde aşık oldu. O aşkı sevdi. Evlendi, çok sevdi, şiddet gördü sevdi, anne oldu yine sevdi. Yine şiddet gördü ve ayrıldı. Geriye ne mi kaldı ? Kalan kırılmış hayaller, bir kaç fotoğraf ve hayatlar, dünyalar tatlısı bebek. Nazlıgül yoruldu.”

Kızının intihar etmeden önce kendisine ‘Anne beni yaralıyorlar’ dediğini söyleyen acılı anne Nevin, “Bir gece boşanma yükü altında yorgun düşen Nazlıgül, takip edildi, hayatı sürekli didiklendi. Komutanların eşleri de bu dul kadın bizim de kocalarımızı ayartıyor diye. Korkarak Nazlıgül’ü dedikoduyla yıprattılar. Nazlıgül kimseyle konuşmadı, kendine minik yavrusuyla bir hayat kurdu” dedi.


‘NAZLIGÜL AŞAĞILIKÇA SORGULANDI’

Kızının çok iyi niyetli biri olduğunu, ayakkabısı olmayan bir çocuğa, aç kalmış fakir bir aileye ağladığını ifade eden anne Nevin, “Piranhaları uzaklaştırma iyi niyeti yetmedi. Çok çalışkandı. Gerekirse uçardı. Arkadaşları onun bu vasıflarına gıpta ile bakıyorlardı. Nazlıgül’ü çağırdılar bir pazar günü. Bir takım yeterlilik askeri sınavlara girmişti. Pazar günü hiç bir şeyden habersiz yola çıktı. Nazlıgül sorgulandı, hukuksuzca aşağılıkça sorgulandı. Hiç bir şeyden habersiz hukuksuzca, ‘bana bir şey sormayın’ dedi. ‘Çok utanç vericiydi’ dedi. Aşağılıkça, fütursuzca sorgulandı. Hayatı sevdiği için saatlerce aç, susuz aşağılanarak, yargılandı” diye konuştu.

‘REESEN EMEKLİYE AYRILDINIZ’


Kızının hukuksuz kazanılmış özel hayat belgeleriyle sorgulandığını belirten öğretmen anne Nevin, kızı Nazlıgül’ün 6 Kasım günü nöbete gittiğini, nöbet bitmeden personel amirinin yanına çağırıp, “Resen emekliye ayrıldınız” dediğini söyledi. Anne Nevin, kızının nasıl ölümü seçtiğini de şöyle anlattı:

‘KÖPEK KOVULUR GİBİ GÖNDERİLDİ’


“Nazlıgül sendeledi. Nasıl diyebildi, sadece, ama alacak hiçbir cevap onu tatmin etmeyecekti. 11 yılını verdiği, çok ağrı zorluklara dayandığı, ekmek kazandığı, ‘aileniz, ailemiz’ denilen asker ocağından, köpek kovulur gibi gönderildi. ‘Yarın beylik tabancanı getir’ denildi, emredildi. Bu son emir, Hayatına sıkılan bir kurşundu.
Dışarı çıktı, bir sigara yaktı ama nafile. Bir daha giden askerliğe geri dönmeyecekti. Kendisi gibi. Bu durumu çevresindekilere kurtulduğunu hissettirerek anlattı ama içten içe bu karar onu yiyip bitiriyordu. Bu kadar basit miydi. Özel hayat kavramını yargılayarak, o çok güvendiği ordusuna lanet ediyordu. 7 Kasım 2012 sabahı kalktlı o son emri yerine getirmek için üsse doğru yola çıktı. Birden karar değiştirdi. Bir tepeye arabasını park etti. Hayatın ondan neler aldığını, Kayseri’nin onun hayatına verdiği zararları düşündü. Askerin ölmeden silahını teslim etmeyeceğini düşündü. Belki de bu düzene karşı kurtuluş mücadelesini kendini kurban ederek ödemeyi tercih etti. Oğlu onun her şey idi. Para kazanamazsa oğlunu babasının alacağını biliyordu. Buna asla göz yumamazdı. Kırgındı, yorgundu, kimse, bunu kimse anlayamazdı. Kimsesiz bir tepede adaletsizliğin kurbanı oldu. Benim kızım, canımın canı kızım. Çimlerin üstünde.”

‘GÖZ TAKİBİ, MOBİNG’

“Kızım iyi bir asker ve vatanseverdi. Üniformayı giydiğinde başka bir insan oluyordu” diyen acılı anne Nevin, “Çok çalışkan ve zekiydi ve kıskanılıyordu. Göz takibi, mobing baskı tavan yapıyor. Tek başınıza güçlü olmanız, kadın olarak hiçbir duygu içerisinde olamazsanız, erkekler bunu dibine kadar yaşayabiliyor. Ordudakiler kendilerine güvenemiyorsa kız öğrenci almasınlar. Nazlıgül’ü takip edenler, telefonunu dinleyenler, tatmin mi oldular, sapık mıydılar, böyle bir psikolojik sorunları mı var. 7 yıl önceye başlayan ahlaksızlığın giderek altını doldurmaya çalışmışlar. Kayıp giden hayatın hesabını kim verecek ? Acaba bu durumdan tatmin olmuşlar mı ?

Bu ahlaksızlığın nedenini Nazlıgül canıyla ödedi. Ordudan atılınca sudan çıkmış balık gibi oluyorsunuz. Aç ve açıkta kalıyorsunuz. Asker olarak egonuz o kadar yükseltiliyor ki, sivil hayatta başarılı olmak çok zor. Oysa ahlaksızlık, gizli bilgileri sızdırmaktır, evrakları satmaktır, hırsızlıktır, görevi savsaklamaktır. Kötüye kullanmaktır.

Nazlıgül’ün çalıştığı üsteki sıralı komutanları acaba hiç vicdan azabı duyuyorlar mı ? beni hiç aramadılar. Ahlak sahibi yöneticiler elemanı intihar ettiği zaman ya istifa eder, ya da Japonya’daki örneklerden alır. Ama hiçbiri Nazlıgül kadar cesur ve dürüst olamamışlar. Tek bayanı koruyamamış. Dul olduğu için her gelen erkek, üstünde
Nazlıgül’ün üstünde hakları olduğunu zannediyorlardı. Zarf atıyorlardı, acaba bizimle de yatar mı ? diyorlardı. Ama Nazlıgül hiçbiriyle konuşmuyor, mecburen küs gezmek zorunda kaldı” diye konuştu.

“Silahını teslim almayarak Nazlıgül’ü öldürdüler” diyen anne Nevin, dinleyenleri ağlatan sözlerine şöyle son verdi:

‘NAZLICIĞIM ONLARI ÖLDÜRSEYDİN’


“Genelkurmay bu bir ihmal diyor ama bu bir ihmal değil. Bu nedir biliyor musunuz? Konuyu önemsememektir.
Acaba suçlular mı ? Beni kızımı öldürenler ilgilendiriyor. Hukuksuzca çağıranlar, sorgulayanlar, üsse telefon açan kadınlar beni ilgilendiriyor. Takip edenler, öldürenler beni ilgilendiriyor. Komutanlar da bunu bildiği halde bir şey yapamamışlar. Çok fazla gurur yaptı Nazlıgül. Sende insanlar gibi arsız ol. Kötülükler seni bulur dedim. Beni aldılar götürdüler hastaneye, görmeye gittim. Nazlıgül’ün yüzünü öptüm.Keşke sıralı komutanlarının üçünü beşini sıraya geçirip öldürseydin. Ondan sonra kendini öldürseydin, ben bugün çok daha mutlu olurdum. Ve bugün ağlamazdım, Nazlıgül. Ve yine de diyorum, Nazlıcım onları öldürseydin. Nazlıgül, yalvardı, üç beş defa Adana’ya tayin istedi. Yapmadılar. Doğduğu şehirde hayatını kaydırdılar, öldürdüler, bitirdiler.”